Makale İçerikleri
Türkiye’nin 2024 yılı hizmet ihracatı verileri, ülkenin küresel ekonomideki rekabet gücünü ve özellikle havacılık ile turizm sektörlerinin bu alandaki belirleyici rolünü bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan verilere göre, toplam 377 milyar dolarlık mal ve hizmet ihracatı içerisinde hizmet ihracatı 115 milyar dolar gibi dikkat çekici bir rakama ulaştı.
Bu başarıda, Türk Hava Yolları (THY), Pegasus ve Güneş Ekspres gibi havacılık sektörünün devlerinin yanı sıra, havalimanı işletmeciliği ve turizm firmalarının ön planda olması, Türkiye’nin hizmet ihracatındaki çeşitliliğini ve gücünü yansıttı. Bu makalede, Türkiye’nin hizmet ihracatındaki lider firmaların performansları, sektörel dinamikler ve bu başarıyı destekleyen ekonomik politikalar detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Hizmet İhracatının Omurgası: Havacılık ve Turizm Sektörleri
Türkiye’nin hizmet ihracatı, son yıllarda özellikle havacılık ve turizm sektörlerinin öncülüğünde önemli bir ivme kazandı. Türk Hava Yolları, 2024 yılında hizmet ihracatı sıralamasında zirvedeki yerini korudu. Küresel çapta geniş bir uçuş ağına sahip olan THY, hem yolcu taşımacılığı hem de kargo hizmetleriyle Türkiye’nin uluslararası ticaretteki yüz akı olmayı sürdürdü. Şirketin, pandemi sonrası dönemde toparlanma sürecini hızlı bir şekilde tamamlaması ve yeni destinasyonlar ekleyerek pazar payını artırması, bu liderliğin temel taşlarından biri oldu.
THY’nin sunduğu yüksek kaliteli hizmet, modern filosu ve İstanbul Havalimanı gibi stratejik bir merkezden operasyonlarını yürütmesi, şirketin küresel rekabet gücünü artıran unsurlar arasında yer aldı. Ayrıca, THY’nin sürdürülebilirlik odaklı projeleri ve dijital dönüşüm yatırımları, hizmet kalitesini artırarak müşteri memnuniyetini üst seviyelere taşıdı.
Pegasus ve Güneş Ekspres gibi düşük maliyetli havayolu şirketleri de hizmet ihracatında önemli bir rol oynadı. Pegasus, uygun fiyatlı uçuşlarıyla özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında güçlü bir talep yaratırken, Güneş Ekspres ise tatil destinasyonlarına yönelik uçuşlarıyla turizm sektörüne ciddi katkılar sağladı. Her iki şirket de esnek fiyatlandırma politikaları ve müşteri odaklı hizmet anlayışlarıyla, Türkiye’nin hizmet ihracatındaki payını artırmada etkili oldu. Bu şirketlerin, bölgesel ve uluslararası uçuş ağlarını genişletmesi, Türkiye’nin turizm potansiyelini daha geniş kitlelere ulaştırmasını sağladı. Özellikle Antalya, İzmir ve Bodrum gibi popüler destinasyonlara yapılan uçuşlar, turizm gelirlerinin artmasında kritik bir rol oynadı.
Havalimanı işletmeciliği de hizmet ihracatında öne çıkan bir diğer alan oldu. İGA Havalimanı İşletmesi AŞ ve TAV Havalimanları Holding AŞ, modern altyapıları ve yüksek standartlı hizmetleriyle uluslararası yolcu trafiğinde önemli bir pay elde etti. İstanbul Havalimanı, dünyanın en yoğun havalimanlarından biri olarak, transit yolcu trafiğinde bir merkez haline geldi. Bu durum, Türkiye’nin hizmet ihracatına sadece havayolu şirketleri üzerinden değil, havalimanı işletmeciliği aracılığıyla da katkı sağlamasını mümkün kıldı. TAV Havalimanları’nın yurt dışındaki operasyonları da Türkiye’nin hizmet ihracatını güçlendiren bir diğer faktör oldu. Örneğin, TAV’ın Suudi Arabistan, Hırvatistan ve Gürcistan gibi ülkelerde işlettiği havalimanları, Türkiye merkezli bir şirketin küresel ölçekte rekabet edebileceğini kanıtladı.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren Odeon Turizm İşletmeciliği, Anexservices Turizm ve Corendon Airlines gibi şirketler de hizmet ihracatında ilk 10’da yer alarak, Türkiye’nin turizmdeki cazibesini küresel ölçekte tanıtmaya devam etti. Bu firmalar, incoming turizm (yabancı turistlerin Türkiye’ye gelmesi) ve outgoing turizm (Türk vatandaşlarının yurt dışına seyahati) alanlarında sundukları hizmetlerle, sektörün çeşitlenmesine katkıda bulundu. Özellikle Anexservices gibi firmalar, paket tur organizasyonları ve otel işletmeciliğiyle, Türkiye’yi Akdeniz çanağında lider bir destinasyon haline getirdi. Corendon Airlines ise hem havayolu taşımacılığı hem de tur operatörlüğüyle, turizm sektörünün entegre bir şekilde büyümesine olanak sağladı.
Ekonomik Politikalar ve İhracatın Geleceği
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği 32. Genel Kurul ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde, hizmet ihracatının başarısı kadar gelecekteki hedefler de masaya yatırıldı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin konuşmasında vurguladığı üzere, Türkiye’nin 2024 yılında 262 milyar dolarlık mal ihracatı ve 115 milyar dolarlık hizmet ihracatı, ülkenin ekonomik dayanıklılığını ortaya koydu. Ancak, küresel piyasalardaki jeopolitik belirsizlikler, talep daralması ve korumacı politikalar, ihracatın büyüme hızını sınırlayan faktörler arasında yer aldı. Gültepe’nin, ihracattaki artışın sadece birkaç sektörden kaynaklandığına dair eleştirisi, tüm sektörlerin pozitif katkı sağlaması gerektiği yönündeki hedefi açıkça ortaya koydu.
Hükümetin ihracatçılara sunduğu destekler, hizmet ihracatının büyümesinde önemli bir rol oynadı. Türk Ticaret Bankası’nın kuruluşu, ihracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için atılan stratejik bir adım oldu. Bankanın, 2024 yılı sonuna kadar 15 şubeye ulaşması ve 62 milyar liralık finansman desteği sağlaması hedefleniyor. Bu destek, özellikle中小 ölçekli firmaların küresel piyasalarda rekabet gücünü artırması açısından kritik önem taşıyor. Ayrıca, döviz dönüşüm desteğinin yüzde 2’den yüzde 3’e yükseltilmesi ve reeskont kredilerindeki limit artışı, ihracatçıların maliyetlerini düşürerek daha rekabetçi fiyatlar sunmalarına olanak sağladı. Ancak, Gültepe’nin de belirttiği gibi, düşük faizli ve uzun vadeli kredilere erişim için yeni projelerin devreye alınması gerekiyor.
Türkiye’nin hizmet ihracatındaki başarısı, sadece mevcut pazarlarla sınırlı kalmayıp yeni pazarlara açılma stratejileriyle de destekleniyor. TİM’in 2024 yılında düzenlediği 350 fuar ve 135 heyet programı, Türkiye’nin hizmetlerini dünya çapında tanıtma çabasının bir göstergesi oldu. Bu etkinlikler, özellikle turizm ve havacılık sektörlerinin yeni müşteri segmentlerine ulaşmasını sağladı. Örneğin, Asya ve Afrika pazarlarına yönelik tanıtım faaliyetleri, Türkiye’nin turizm gelirlerini çeşitlendirdi ve hizmet ihracatının coğrafi dağılımını genişletti.

Katma Değer ve Teknolojik Dönüşümün Rolü
Hizmet ihracatında sürdürülebilir büyüme için katma değerli hizmetlerin artırılması büyük önem taşıyor. TİM Başkanı Gültepe’nin konuşmasında vurguladığı gibi, yüksek teknoloji, AR-GE, inovasyon ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin hizmet ihracatını geleceğe taşıyacak temel unsurlar arasında yer alıyor. Türk Hava Yolları’nın dijital biletleme sistemleri, yapay zeka destekli müşteri hizmetleri ve sürdürülebilirlik odaklı filo yenileme projeleri, bu alanda öncü örnekler olarak öne çıkıyor. Benzer şekilde, Pegasus’un online check-in sistemleri ve mobil uygulamaları, müşteri deneyimini iyileştirerek hizmet ihracatına katkı sağladı.
Havalimanı işletmeciliğinde de teknolojik yenilikler dikkat çekiyor. İGA Havalimanı İşletmesi, biyometrik geçiş sistemleri ve akıllı havalimanı teknolojileriyle yolcu deneyimini üst düzeye çıkardı. Bu tür yenilikler, Türkiye’nin hizmet ihracatındaki katma değerini artırarak, uluslararası yolcuların Türkiye’yi tercih etme olasılığını yükseltti. Ayrıca, turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların, sanal gerçeklik turları ve kişiselleştirilmiş tatil paketleri gibi yenilikçi hizmetler sunması, Türkiye’nin küresel turizm pazarındaki rekabet gücünü pekiştirdi.
Hizmet İhracatının Küresel Rekabetteki Yeri
Türkiye’nin hizmet ihracatı, küresel rekabet ortamında kendine sağlam bir yer edinmiş durumda. Özellikle havacılık ve turizm sektörleri, Türkiye’nin coğrafi avantajlarını ve kültürel zenginliklerini etkili bir şekilde kullanarak, ülkeyi uluslararası bir merkez haline getirdi. İstanbul Havalimanı’nın transit yolcu trafiğindeki lider konumu, THY’nin geniş uçuş ağı ve turizm şirketlerinin sunduğu çeşitlendirilmiş hizmetler, Türkiye’yi küresel hizmet sektöründe öne çıkaran faktörler oldu.
Ancak, küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve jeopolitik riskler, hizmet ihracatının önündeki engellerden bazıları olarak göze çarpıyor. Örneğin, yakın coğrafyadaki çatışmalar ve ekonomik belirsizlikler, turizm talebini olumsuz etkileyebiliyor. Buna rağmen, Türkiye’nin esnek stratejileri ve proaktif yaklaşımları, bu tür zorlukların üstesinden gelmesini sağladı. TİM’in 2028 yılı için koyduğu 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefi, bu alandaki potansiyelin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Sonuç
Türkiye’nin 2024 yılı hizmet ihracatı performansı, havacılık ve turizm sektörlerinin liderliğinde önemli bir başarı hikayesi yazdı. Türk Hava Yolları, Pegasus, Güneş Ekspres ve diğer önde gelen firmalar, Türkiye’nin küresel hizmet sektöründeki gücünü bir kez daha kanıtladı. Hükümetin finansman destekleri, TİM’in tanıtım faaliyetleri ve firmaların teknolojik yatırımları, bu başarının temel taşlarını oluşturdu. Gelecekte, katma değerli hizmetlerin artırılması, yeni pazarlara açılım ve teknolojik dönüşüm, Türkiye’nin hizmet ihracatını daha da ileriye taşıyacak. 2028 yılı hedeflerine ulaşmak için tüm sektörlerin pozitif katkı sağlaması ve rekabet gücünün korunması, Türkiye’yi dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri arasında üst sıralara taşıyacak.
Kaynaklar
Bu makaledeki bilgiler, Türkiye’nin 2024 yılı hizmet ihracatı verileri ve ilgili sektörlerin performansıyla ilgili güncel haberlere ve resmi açıklamalara dayanarak hazırlanmıştır. Aşağıda, hizmet ihracatı, havacılık ve turizm sektörleriyle ilgili genel bilgi sağlayabilecek bazı kaynak türleri ve örnekleri (gerçek ve güncel bağlantılarla) bulunmaktadır:
- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM): TİM Resmi Sitesi – Hizmet ihracatı verileri ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni ile ilgili bilgiler.
- T.C. Ticaret Bakanlığı: Ticaret Bakanlığı Resmi Sitesi – İhracat destekleri ve ekonomik politikalar hakkında resmi bilgiler.
- Anadolu Ajansı (AA): AA Haber Arşivi – Hizmet ihracatı ve ödül töreniyle ilgili haberler.
- Türk Hava Yolları: THY Resmi Sitesi – Şirketin uçuş ağı, hizmetler ve sürdürülebilirlik projeleri hakkında bilgiler.
- İstanbul Havalimanı: İGA Resmi Sitesi – Havalimanı işletmeciliği ve hizmet ihracatı katkılarıyla ilgili bilgiler.
Sık Sorulan Sorular
Türkiye’nin 2024 yılı hizmet ihracatı hangi sektörler tarafından domine edildi?
Türkiye’nin 2024 yılı hizmet ihracatı, özellikle havacılık ve turizm sektörlerinin öncülüğünde şekillendi. Türk Hava Yolları (THY), Pegasus ve Güneş Ekspres Havacılık AŞ gibi havayolu şirketleri, hizmet ihracatının en büyük payını alarak lider konumda yer aldı. THY, küresel çapta geniş uçuş ağı, modern filosu ve İstanbul Havalimanı gibi stratejik bir merkezden operasyonlarını yürütmesiyle, hem yolcu hem de kargo taşımacılığında Türkiye’nin yüz akı oldu. Şirket, pandemi sonrası dönemde hızlı bir toparlanma süreciyle Ascending, yeni destinasyonlar ekleyerek ve mevcut rotalarda frekans artırarak pazar payını artırdı ve sürdürülebilirlik odaklı projelerle hizmet kalitesini yükseltti. Pegasus, düşük maliyetli uçuş modeliyle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında güçlü bir talep yaratırken, esnek fiyatlandırma politikaları ve dijital platformlar üzerinden sunduğu kolaylıklar sayesinde müşteri kitlesini genişletti. Güneş Ekspres ise özellikle tatil destinasyonlarına yönelik uçuşlarıyla, Antalya, İzmir ve Bodrum gibi bölgelerin turizm gelirlerine önemli katkılar sağladı. Havalimanı işletmeciliği de hizmet ihracatında kritik bir rol oynadı; İGA Havalimanı İşletmesi AŞ ve TAV Havalimanları Holding AŞ, modern altyapıları, biyometrik geçiş sistemleri ve akıllı havalimanı teknolojileriyle uluslararası yolcu trafiğini artırdı. İstanbul Havalimanı, dünyanın en yoğun havalimanlarından biri olarak transit yolcu trafiğinde bir merkez haline geldi. Turizm sektöründe ise Odeon Turizm İşletmeciliği, Anexservices Turizm ve Corendon Airlines gibi firmalar, incoming (yabancı turistlerin Türkiye’ye gelmesi) ve outgoing (Türk vatandaşlarının yurt dışına seyahati) turizm hizmetleriyle ihracata katkı sağladı. Anexservices, paket tur organizasyonları ve otel işletmeciliğiyle Türkiye’yi Akdeniz’in lider destinasyonlarından biri haline getirirken, Corendon Airlines hem havayolu taşımacılığı hem de tur operatörlüğüyle entegre bir büyüme sağladı. Bu sektörlerin başarısı, Türkiye’nin coğrafi konum avantajı, kültürel zenginlikleri ve modern altyapısının etkili bir şekilde kullanılmasıyla mümkün oldu. Hükümetin sağladığı finansman destekleri, Türk Ticaret Bankası’nın kuruluşu ve TİM’in düzenlediği fuar ve heyet programları, bu sektörlerin küresel rekabet gücünü artıran diğer unsurlar arasında yer aldı. Türkiye’nin hizmet ihracatı, bu sektörlerin sinerjisiyle 2024’te 115 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye ulaştı ve gelecek yıllarda bu ivmenin devam etmesi bekleniyor.
Türk Hava Yolları’nın hizmet ihracatındaki liderliği hangi faktörlere dayanıyor?
Türk Hava Yolları’nın (THY) hizmet ihracatındaki liderliği, bir dizi stratejik ve operasyonel faktörün birleşimiyle açıklanabilir. Öncelikle, THY’nin küresel çapta 120’den fazla ülkede 300’ün üzerinde destinasyona uçuş gerçekleştirmesi, şirketi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip havayollarından biri yaptı. Bu geniş ağ, hem yolcu taşımacılığı hem de kargo hizmetlerinde Türkiye’nin küresel ticaretteki rolünü güçlendirdi. İstanbul Havalimanı’nın stratejik konumu, THY’nin transit yolcu trafiğinde bir köprü görevi görmesini sağladı; Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’yı bağlayan bir merkez olarak havalimanı, THY’nin operasyonel verimliliğini artırdı. Şirketin modern ve çevre dostu filosu, yakıt verimliliği ve düşük karbon emisyonuyla hem maliyet avantajı sağladı hem de sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulundu. Pandemi sonrası dönemde THY, hızlı bir toparlanma süreciyle dikkat çekti; yeni destinasyonlar ekleyerek ve mevcut rotalarda frekans artırarak pazar payını genişletti. Örneğin, Asya ve Afrika gibi büyüyen pazarlara yönelik yeni uçuşlar, Türkiye’nin turizm gelirlerini çeşitlendirdi. THY’nin müşteri odaklı yaklaşımı da liderliğinin temel taşlarından biri oldu; yüksek kaliteli kabin hizmetleri, ödüllü ikramlar ve yapay zeka destekli müşteri hizmetleri, yolcu memnuniyetini üst seviyelere taşıdı. Dijital dönüşüm yatırımları, özellikle online biletleme sistemleri ve mobil uygulamalar, rezervasyon süreçlerini kolaylaştırarak müşteri deneyimini iyileştirdi. Ayrıca, THY’nin kargo taşımacılığındaki büyümesi, özellikle e-ticaretin küresel yükselişiyle birlikte, hizmet ihracatına ciddi bir katkı sağladı. Şirketin Turkish Cargo markası, dünyanın en büyük kargo taşıyıcılarından biri olarak, lojistik sektöründe Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırdı. Hükümetin sağladığı finansman destekleri ve TİM’in tanıtım faaliyetleri de THY’nin uluslararası arenada daha görünür olmasını sağladı. Örneğin, TİM’in düzenlediği fuar ve heyet programları, THY’nin yeni pazarlara ulaşmasında etkili oldu. Tüm bu faktörler, THY’nin 2024 yılında hizmet ihracatında lider konumunu korumasını sağladı ve şirketin gelecekteki büyüme potansiyelini güçlendirdi.
Hizmet ihracatında havalimanı işletmeciliğinin rolü nedir?
Havalimanı işletmeciliği, Türkiye’nin hizmet ihracatında stratejik bir öneme sahip ve 2024 yılında bu alandaki başarılar, Türkiye’nin küresel ticaretteki konumunu güçlendirdi. İGA Havalimanı İşletmesi AŞ, İstanbul Havalimanı’nı dünyanın en yoğun ve prestijli transit merkezlerinden biri haline getirerek hizmet ihracatına büyük katkı sağladı. Havalimanının Asya, Avrupa ve Afrika’yı bağlayan stratejik konumu, 2024 yılında milyonlarca transit yolcuya ev sahipliği yapmasını sağladı. İGA, biyometrik geçiş sistemleri, yapay zeka destekli yolcu yönlendirme teknolojileri ve akıllı havalimanı uygulamalarıyla yolcu deneyimini iyileştirdi. Örneğin, yüz tanıma sistemleri ve otomatik bagaj teslim noktaları, check-in ve güvenlik süreçlerini hızlandırarak yolcuların havalimanında geçirdiği süreyi verimli hale getirdi. İstanbul Havalimanı’nın sunduğu duty-free alışveriş alanları, premium lounge hizmetleri ve yüksek kaliteli restoranlar, ek gelir kaynakları yaratarak hizmet ihracatını destekledi. TAV Havalimanları Holding AŞ ise Türkiye’de ve yurt dışında (örneğin, Suudi Arabistan’da Medine Havalimanı, Hırvatistan’da Zagreb Havalimanı ve Gürcistan’da Tiflis Havalimanı) işlettiği havalimanlarıyla, Türkiye merkezli bir şirketin küresel ölçekte rekabet edebileceğini kanıtladı. TAV’ın yurt dışındaki operasyonları, hem yolcu hem de kargo taşımacılığı açısından gelir üreterek Türkiye’nin hizmet ihracatına uluslararası bir boyut kazandırdı. Havalimanı işletmeciliğinin hizmet ihracatındaki rolü, sadece yolcu trafiğiyle sınırlı değil; kargo lojistiği, yer hizmetleri, teknik bakım ve havalimanı güvenliği gibi yan hizmetler de önemli bir paya sahip. Örneğin, İstanbul Havalimanı’ndaki kargo terminalleri, Turkish Cargo’nun küresel lojistik operasyonlarını destekleyerek e-ticaret ve uluslararası ticaret hacmini artırdı. Havalimanlarının modern altyapısı, yüksek kapasiteli terminalleri ve teknolojik yenilikleri, uluslararası yolcuların Türkiye’yi tercih etme olasılığını yükseltti. Hükümetin altyapı yatırımları, özellikle havalimanı modernizasyon projeleri, bu başarıda kritik bir rol oynadı. TİM’in düzenlediği uluslararası tanıtım etkinlikleri, havalimanlarının küresel arenada daha görünür olmasını sağladı. Örneğin, havacılık fuarlarında İstanbul Havalimanı’nın tanıtımı, uluslararası havayolu şirketlerinin bu havalimanını tercih etmesini teşvik etti. Havalimanı işletmeciliği, Türkiye’nin hizmet ihracatını çeşitlendirerek ekonomik büyümeye katkı sağladı ve Türkiye’yi küresel havacılık sektöründe bir merkez haline getirdi.
Türkiye’nin hizmet ihracatındaki zorluklar nelerdir?
Türkiye’nin 2024 yılında hizmet ihracatında 115 milyar dolarlık rekor bir seviyeye ulaşması, önemli bir başarı olsa da, bu alanda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalındı. Küresel piyasalardaki jeopolitik belirsizlikler, özellikle Orta Doğu’daki çatışmalar ve siyasi istikrarsızlıklar, turizm ve havacılık sektörlerini olumsuz etkiliyor. Örneğin, yakın coğrafyadaki güvenlik endişeleri, yabancı turistlerin Türkiye’ye seyahat planlarını ertelemesine neden olabiliyor, bu da incoming turizm gelirlerini geçici olarak düşürüyor. Küresel ekonomik dalgalanmalar, özellikle Avrupa pazarlarındaki talep daralması, hizmet ihracatının büyüme hızını sınırlayan bir diğer faktör. Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik yavaşlama, turizm ve iş seyahatlerinde azalmaya yol açarak Türk havayolu şirketlerinin yolcu talebini etkiliyor. Korumacı politikalar ve tarife savaşları, Türk firmalarının bazı uluslararası pazarlarda rekabet gücünü zorlaştırıyor; örneğin, bazı ülkelerin uyguladığı vize kısıtlamaları, incoming turizmi ve iş seyahatlerini kısıtlıyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin vurguladığı gibi, ihracattaki artışın sadece havacılık ve turizm gibi birkaç sektörle sınırlı olması, tüm sektörlerin pozitif katkı sağlaması gerektiğini gösteriyor. Şu anda diğer sektörlerin sınırlı katkısı, dengeli bir büyüme sağlanmasının önünde bir engel teşkil ediyor. Finansmana erişimdeki zorluklar, özellikle中小 ölçekli turizm ve lojistik firmaları için ciddi bir problem. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve yüksek üretim maliyetleri, firmaların fiyat rekabetçiliğini sürdürmesini zorlaştırıyor. Örneğin, artan yakıt maliyetleri, havayolu şirketlerinin bilet fiyatlarını artırarak talep üzerinde baskı yaratabiliyor. Ayrıca, küresel enerji fiyatlarındaki volatilite, turizm ve lojistik firmalarının operasyonel maliyetlerini artırıyor. Buna rağmen, hükümetin sağladığı destekler bu zorlukların aşılmasında önemli bir rol oynuyor. Türk Ticaret Bankası’nın 62 milyar liralık finansman desteği, reeskont kredilerindeki günlük limitin 4 milyar liraya çıkarılması ve döviz dönüşüm desteğinin yüzde 3’e yükseltilmesi, ihracatçıların maliyetlerini düşürmeye yardımcı oluyor. Ancak, düşük faizli ve uzun vadeli kredilere erişim için daha fazla projenin devreye alınması gerekiyor. TİM’in düzenlediği 350 fuar ve 135 heyet programı, yeni pazarlara açılımı desteklese de, bu etkinliklerin etkisinin Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi büyüyen pazarlara daha fazla yayılması için ek çaba gerekiyor. Türkiye, bu zorlukları aşmak için esnek stratejiler geliştirerek, katma değerli hizmetlere odaklanarak ve yeni pazarlara açılarak hizmet ihracatındaki büyümesini sürdürebilir.
Türkiye’nin hizmet ihracatı hedefleri nelerdir ve bu hedeflere nasıl ulaşılacak?
Türkiye, 2028 yılında 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefine ulaşmayı planlıyor. Bu iddialı hedef, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) stratejik vizyonunun bir parçası olarak, Türkiye’yi dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri arasında üst sıralara taşımayı amaçlıyor. Bu hedefe ulaşmak için çok yönlü bir strateji izleniyor. İlk olarak, katma değerli hizmetlerin artırılması için yüksek teknoloji, AR-GE, inovasyon ve dijital dönüşüm önceliklendiriliyor. Örneğin, Türk Hava Yolları’nın yapay zeka destekli müşteri hizmetleri, online rezervasyon sistemleri ve sürdürülebilirlik odaklı filo yenileme projeleri, hizmet kalitesini artırarak küresel rekabet gücünü yükseltiyor. Pegasus’un kullanıcı dostu mobil uygulamaları ve Güneş Ekspres’in tatil destinasyonlarına yönelik esnek uçuş planları, müşteri deneyimini iyileştiren yenilikçi yaklaşımlar olarak öne çıkıyor. Turizm sektöründe ise sanal gerçeklik turları, kişiselleştirilmiş tatil paketleri ve çevre dostu turizm projeleri, katma değeri artırıyor. İkinci olarak, pazar çeşitliliğini artırmak için yeni coğrafyalara açılım hedefleniyor. Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi büyüyen pazarlara yönelik tanıtım faaliyetleri, Türkiye’nin turizm ve havacılık hizmetlerini bu bölgelere taşımayı amaçlıyor. TİM’in 2024 yılında düzenlediği 350 fuar ve 135 heyet programı, bu stratejinin bir göstergesi; 2025 yılında ise 400 fuar ve 158 heyet programı planlanıyor. Bu etkinlikler, Türkiye’nin hizmetlerini küresel ölçekte tanıtarak yeni müşteri segmentlerine ulaşmayı sağlıyor. Örneğin, Asya’daki turizm fuarları, Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen turist sayısını artırdı. Üçüncü olarak, finansmana erişimi kolaylaştırmak için Türk Ticaret Bankası’nın sağladığı 62 milyar liralık destek, reeskont kredilerindeki günlük limitin 4 milyar liraya çıkarılması ve döviz dönüşüm desteğinin yüzde 3’e yükseltilmesi, ihracatçıların maliyetlerini düşürüyor ve rekabet gücünü artırıyor. Ancak, düşük faizli ve uzun vadeli kredilere erişim için yeni projelerin devreye alınması gerekiyor. Hükümetin altyapı yatırımları, özellikle havalimanı modernizasyon projeleri ve yeni turizm destinasyonlarının geliştirilmesi, hizmet ihracatının büyümesini destekliyor. Örneğin, İstanbul Havalimanı’nın kapasite artırımı ve Ege Bölgesi’ndeki yeni turizm tesisleri, Türkiye’nin küresel cazibesini artırıyor. TİM’in sürdürülebilirlik ve ikiz dönüşüm (dijital ve yeşil dönüşüm) odaklı politikaları, hizmet ihracatının uzun vadeli büyümesini güvence altına alıyor. Bu stratejilerin başarıyla uygulanması, Türkiye’nin 2028 hedeflerine ulaşmasını sağlayarak hizmet ihracatını sürdürülebilir bir şekilde büyütecek ve ülkeyi küresel ekonomide daha güçlü bir konuma taşıyacaktır.