Turizme Bayram Katkısı: 120 Milyar TL’lik Ekonomik Doping

Turizme bayram katkısı, Ramazan Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte, ülkemizde uzun zamandır beklenen bir seyahat coşkusunun kapıda olduğu hissediliyor. Bu özel dönem, okulların ara tatiliyle birleşerek ailelerin ve bireylerin planlı ya da spontan seyahat arzularını yeniden alevlendiriyor....

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 22 Mart 2025

Turizme bayram katkısı, Ramazan Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte, ülkemizde uzun zamandır beklenen bir seyahat coşkusunun kapıda olduğu hissediliyor. Bu özel dönem, okulların ara tatiliyle birleşerek ailelerin ve bireylerin planlı ya da spontan seyahat arzularını yeniden alevlendiriyor. Hem geleneksel bayram ziyaretleri hem de dinlenme ve eğlence amaçlı tatiller, bu dönemde turist akışını büyük ölçüde artırırken; konaklama, ulaşım, yeme-içme ve diğer turizm hizmetlerinde yaşanacak hareketlilik, sektörün canlanmasına vesile oluyor.

Bayramın kendine has kültürel ve dini atmosferi, misafirperverliğin ve samimiyetin ön plana çıktığı bir ortam sunarken, turizm sektöründeki tüm paydaşların bu yoğun talebi karşılamak için gösterdikleri hazırlıklar ve yenilikçi yaklaşımlar, ülkemizin turizm potansiyelinin ne kadar geniş ve derin olduğunu ortaya koyuyor.

Bu dönemin, hem ekonomik hem de kültürel açıdan uzun süre hafızalarda yer edecek önemli bir etki yaratması bekleniyor; ailelerin ve bireylerin tatil planlarında yeni trendleri belirleyen, bölgesel kalkınmayı hızlandıran ve turizm sektöründe sürdürülebilir büyümeyi destekleyen bir zaman dilimi olarak öne çıkacağı kesin.

Sahil Otelleri ve Erken Sezon Açılışı

Her yıl belirli tarihler arasında kapılarını açan sahil otelleri, bu yıl okulların ara tatiliyle birleşen bayram döneminin getirdiği yoğunluk nedeniyle sezonu olağanüstü bir hızla başlatmaya hazırlanıyor. Sahil bölgelerinde konaklama taleplerinin beklenen artışı, otellerin erken rezervasyon süreçlerini hızlandırırken, yöneticiler ve işletmeciler bu yoğun talebi en iyi şekilde karşılamak amacıyla ekstra hizmetler ve yenilikçi çözümler geliştirmeye gitmiş durumda. Bu durum, yalnızca konaklama sektörünün değil; aynı zamanda restoranlar, plaj kulüpleri, su sporları merkezleri ve diğer turistik hizmet sağlayıcıların da yoğun iş temposuna girmesine neden oluyor.

Erken sezon açılışı, bölge ekonomisine canlılık getirirken, aynı zamanda yerel halkın da gelir artışı sağlaması açısından önemli fırsatlar sunuyor. Sahil otelleri, sadece konaklama hizmeti sunmanın ötesinde, ziyaretçilere unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatmak amacıyla kültürel etkinlikler, özel organizasyonlar ve yerel lezzetlerin sunulduğu restoran konseptleriyle fark yaratmaya çalışıyor. Bu dinamik ortam, bayram döneminde hem yerli hem de yabancı turistlerin beklentilerini karşılayacak şekilde şekillenirken, turizm sektörünün genel büyümesine ve ekonomik kalkınmaya büyük katkılar sağlayacak.

20 Milyon Yolculuk Beklentisi

Uzmanlar, bayram ve ara tatil döneminde ülke genelinde gerçekleşecek seyahat hareketliliğinin 20 milyonun üzerinde olacağına dair öngörülerde bulunuyor. Memleket, akraba ve dost ziyaretlerinin yanı sıra, tatil amacıyla yapılan geziler de bu rakama dahil ediliyor; bu da demektir ki ülkemiz, her yıl milyonlarca insanın seyahat tercihlerinde önemli bir merkez konumunda yer alıyor.

Bu yoğun yolculuk hareketliliği, sadece ulusal turizm hareketlerini değil; aynı zamanda uluslararası seyahatlerin de dinamiklerini etkileyerek, yurt dışı destinasyonlara yönelik taleplerde de artışa neden oluyor. Seyahat sektöründeki bu devasa hareketlilik, ulaştırma, konaklama ve diğer hizmet sektörlerinin koordineli çalışmasıyla desteklenirken, büyük veri analizleri ve istatistiksel öngörüler, bu dönemde oluşacak ekonomik hacmin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor.

Aynı zamanda, yolculukların yaklaşık yüzde 10’unun doğrudan yurt içi ve yurtdışı turizm hareketlerine dönüşeceği öngörüsü, ülkemizin turizm stratejilerinde ne kadar önemli bir yer tutacağını ve küresel arenada rekabet gücünün ne kadar artırılacağını göstermektedir. Bu devasa seyahat akışı, yalnızca ekonomik büyümenin katalizörü olmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel ve sosyal etkileşimlerin de artmasına vesile olacaktır.

Ekonomik ve Turistik Etki: 120 Milyar TL Bayram Ekonomisi

Bayram ve ara tatil döneminde, ulaşım, konaklama, yeme-içme ve diğer turizm hizmetlerinin oluşturacağı ekonomik hacim, tüm sektörlerin koordinasyonu ile birlikte 120 milyar TL gibi devasa rakamlara ulaşması bekleniyor.

Bu rakam, yalnızca nakit akışının büyüklüğünü ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda sektörel yatırımların, yeni istihdam alanlarının ve altyapı geliştirme projelerinin de hız kazanacağını gösteriyor.

Ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma ve yerel ekonomilerin canlanması açısından, bu bayram ekonomisi, ülkemizin genel refah düzeyine doğrudan katkı sağlayacak önemli bir itici güç olarak değerlendiriliyor.

Bu büyüklükteki ekonomik etki, hem devletin teşvikleri hem de özel sektör yatırımlarıyla desteklenirken, turizm sektöründe sürdürülebilir büyüme için de önemli bir referans noktası oluşturuyor. 120 milyar TL’lik bayram ekonomisi, aynı zamanda ülkemizin küresel turizm pazarındaki rekabet gücünü artırırken, ziyaretçilere sunulan hizmet kalitesinin ve deneyimlerinin de yükseltilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu kapsamlı ekonomik etki, turizm sektöründeki tüm paydaşların stratejik planlamalarında, gelecek dönem yatırımlarında ve sektörel yeniliklerde belirleyici bir rol oynayarak, ülkemizin ekonomik geleceğine yön verecektir.

Yurt İçi ve Yurt Dışı Seyahat Trendleri

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın açıklamalarına göre, tüketici taleplerinin büyük bir kısmı yurt içi turlara yönelik olarak şekilleniyor. Kapadokya, Göbeklitepe gibi tarihi ve kültürel mirasın ön plana çıktığı destinasyonlara olan yoğun ilgi, yerli turistlerin geçmişe dair merakını ve bu kültürel zenginlikleri deneyimleme arzusunu yansıtıyor.

Öte yandan, yurt dışında ise vizesiz Balkan ve Mısır turları gibi alternatifler, esnek seyahat seçenekleri sunarak turistlerin bütçelerine uygun çözümler getiriyor. Vizesi olan vatandaşların ise Viyana, Prag, Budapeşte, Roma ve Paris gibi kültür ve sanatın merkezi olan şehirleri tercih etmesi, seyahat trendlerinin ne kadar çeşitlendiğini ve farklı tatil deneyimlerine olan talebin artışını göstermektedir. Bu çeşitlilik, turizm sektörünün hem iç piyasada hem de uluslararası pazarda ne kadar rekabetçi ve yenilikçi bir yapı kazandığını ortaya koyuyor.

Yurt içi ve yurt dışı seyahat trendleri, dijital pazarlama, sosyal medya ve mobil uygulamalar aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştırılırken, her iki alan için de sunulan kampanyalar ve özel paketler, turistlerin beklentilerini karşılamada önemli rol oynuyor. Bu dinamik trendler, ülkemizin turizm sektöründeki stratejik hedeflerinin ve yenilikçi uygulamalarının gelecekte nasıl şekilleneceğini de gözler önüne seriyor.

Bölgesel Turizm Destinasyonları

Bodrum, Marmaris, Didim ve Ayvalık gibi butik destinasyonlar, deniz ve güneş turizminin kalbi olarak öne çıkarken, yerel yönetimlerin ve işletmelerin sunduğu özel hizmetler sayesinde bölgedeki turizm hareketliliği büyük bir ivme kazanıyor. Bu destinasyonlarda, sadece standart tatil paketleri değil; aynı zamanda kültürel etkinlikler, gastronomi turları, doğa yürüyüşleri ve spor aktiviteleri gibi alternatif turizm ürünleri de sunuluyor. Yerli turistlerin yanı sıra, yabancı ziyaretçilerin de bu eşsiz deneyimleri tatması için hazırlanan etkinlikler, bölgesel turizmin çeşitliliğini ve dinamizmini ortaya koyuyor.

Sapanca ve Bolu gibi doğal güzellikleriyle bilinen destinasyonlar, şehir yaşamının stresinden uzaklaşmak isteyenlerin tercih ettiği lokasyonlar olarak öne çıkıyor; burada sunulan konaklama, doğa ile iç içe aktiviteler ve yerel lezzetler, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatmayı hedefliyor. Ayrıca, termal turizm alanında Denizli, Afyon ve benzeri bölgeler, modern tesisleri ve şifalı sularıyla hem sağlık hem de dinlenme amaçlı tatillerde tercih edilen bölgeler arasında yer alıyor. Bölgesel turizm destinasyonları, sundukları bu zengin deneyim yelpazesiyle, ülkemizin turizm sektöründe bölgesel kalkınmayı hızlandıran ve yerel ekonomiye canlılık katan önemli merkezler olarak işlev görüyor.

Kapadokya ve Termal Turizm

Kapadokya, benzersiz peribacaları, yer altı şehirleri ve eşsiz doğa manzaraları ile turistlerin ilgisini çeken en önemli destinasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Bölgedeki otellerin ve pansiyonların doluluk oranlarının yüzde 90’ı aşması, bölgeye olan talebin ne kadar yüksek olduğunun en net göstergelerindendir. Kapadokya’da, balon turları gibi özgün deneyimler, ziyaretçilere sadece görsel bir şölen sunmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel ve tarihsel bir yolculuğa da çıkmalarını sağlıyor.

Balon fiyatlarının kişi başı 200 euro civarında seyretmesi, bu eşsiz deneyimin ne kadar prestijli ve talep gören bir aktivite olduğunu göstermekte; bölgedeki turizm yatırımları, bu tür özel deneyimlere odaklanarak turist memnuniyetini maksimize etmeye çalışmaktadır. Termal turizm açısından ise, Denizli ve Afyon gibi bölgeler, modern konaklama tesisleri ve şifalı sularıyla turistlerin sağlıklı yaşam arayışlarını karşılamakta; bölgedeki otellerin tam dolu olması, bu hizmetlerin ne kadar kaliteli ve rağbet gördüğünü ortaya koyuyor.

Bu iki önemli turizm segmenti, hem yerli hem de yabancı turistlerin beklentilerine cevap verecek şekilde sürekli geliştirilen hizmetlerle desteklenirken, bölgesel turizmin genel büyümesine de önemli katkılar sağlıyor. Kapadokya ve termal turizmin birleşimi, ülkemizin kültürel ve doğal zenginliklerini en iyi şekilde yansıtarak, ziyaretçilere unutulmaz ve kapsamlı tatil deneyimleri sunuyor.

Antalya ve Ege Bölgesi: Üçlü Coşku

Antalya, Ramazan Bayramı’nın ardından ara tatil ve sonrasında Paskalya döneminin de yaşanacağı dinamik bir turizm merkezi olarak öne çıkıyor. Bu bölgedeki otellerin ve açık tesislerin doluluk oranlarının yüzde 100’e ulaşması, bölgenin turist akışını tam anlamıyla yansıtan bir gösterge haline gelmiş durumda.

Antalya’da, hem yerli hem de yabancı turistlere yönelik düzenlenen özel etkinlikler, gece hayatı, plaj aktiviteleri ve kültürel festivaller, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatmayı hedefliyor. Aynı zamanda, Ege’nin incileri Bodrum ve Marmaris, sadece deniz ve güneş turizmiyle sınırlı kalmayıp; bölgeye özgü lezzetler, tarihi mekanlar ve modern eğlence mekanlarıyla turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Bu bölgelerde erken sezon açılışı, yerli ve yabancı ziyaretçilerin seyahat planlarını hızlandırırken, uçuşların ve karayolu ulaşımının da artan talep ile uyumlu hale getirilmesi, bölgesel kalkınmayı destekleyen önemli unsurlar arasında yer alıyor.

Antalya ve Ege Bölgesi, kültürel, doğal ve modern turizm unsurlarının bir araya gelmesiyle, bölgesel ekonominin canlanmasına, istihdamın artmasına ve Türkiye’nin uluslararası turizmdeki rekabet gücünün yükselmesine büyük katkı sağlıyor. Üçlü coşku olarak adlandırılan bu süreç, tatilcilerin beklentilerini fazlasıyla karşılayarak, bölgenin her açıdan ön plana çıkmasına vesile oluyor.

Turizme Bayram Katkısı

Dijital Dönüşüm ve Altyapı Yatırımları

Turizm sektöründe yaşanan bu yoğun hareketlilik, dijital dönüşüm ve altyapı yatırımlarıyla birlikte daha da güçleniyor. Ulaşım ağlarının modernizasyonu, havaalanlarının kapasite artışları, karayolu ve demiryolu projelerinin hız kazanması, turistlerin seyahat deneyimlerini kolaylaştırırken, konaklama tesislerinde kullanılan dijital rezervasyon sistemleri ve mobil uygulamalar sayesinde, hizmet kalitesi en üst seviyeye çıkarılıyor.

Ayrıca, turizm işletmelerinin sosyal medya ve dijital pazarlama stratejileriyle daha geniş kitlelere ulaşması, turistlerin tercihlerini daha etkili bir şekilde yönlendiriyor. Devlet destekleri, özel sektör iş birlikleri ve teknolojik yatırımlar, bu dönüşümün en önemli itici güçleri arasında yer alırken, sektörde sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşılması için gerekli altyapı ve teknolojik altyapının oluşturulmasına da öncülük ediyor.

Dijital dönüşüm sayesinde, turistlerin gerçek zamanlı bilgiye erişimi, rezervasyon işlemlerinin hızlanması ve hizmetlerin kişiselleştirilmesi, ülkemizin turizm sektörünü uluslararası arenada daha rekabetçi hale getiriyor. Bu dinamik dönüşüm, aynı zamanda sektörün şeffaflığını ve verimliliğini artırarak, ekonomik büyüme ve bölgesel kalkınmanın da sürdürülebilir temellere oturmasını sağlıyor.

Geleceğe Yönelik Beklentiler

Ramazan Bayramı ve ara tatil döneminin yarattığı bu yoğun seyahat hareketliliği, geleceğe yönelik umut vadeden stratejik yatırımların ve yenilikçi uygulamaların habercisi olarak görülüyor. Hem yerli hem de yurtdışı seyahat taleplerindeki artış, turistlerin beklentilerinin ne kadar çeşitlendiğini ve kaliteli hizmetlere olan talebin ne kadar yükseldiğini gösteriyor.

Vizesiz turların ve Avrupa destinasyonlarına yönelik ilginin artması, turizm sektörünün küresel trendlerle uyum içinde hareket ettiğinin en önemli göstergelerindendir. Bu durum, hem devlet politikaları hem de özel sektörün ortak çabalarıyla desteklenen stratejik planlamalarla pekiştiriliyor. Geleceğe yönelik yatırımlar, altyapı ve dijitalleşme projeleriyle bütünleşerek, turizm sektöründe sürdürülebilir büyümenin temellerini atıyor.

Ülkemizin turizmdeki bu ivme, yalnızca ekonomik büyümeye katkı sağlamakla kalmayıp, kültürel zenginliğin korunması, sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi ve bölgesel kalkınmanın desteklenmesi açısından da kritik önem taşıyor. Bu bağlamda, gelecek dönemlerde ülkemizin turizm sektöründe yenilikçi teknolojilerin, sürdürülebilir turizm uygulamalarının ve stratejik iş birliklerinin ön plana çıkması bekleniyor; böylece Türkiye, küresel turizm pazarında daha etkin ve rekabetçi bir konuma ulaşacaktır.

Sonuç

Ramazan Bayramı’nın okulların ara tatiliyle birleşmesiyle birlikte, Türkiye’de turizm sektöründe yaşanacak olan bu devasa seyahat hareketliliği, 15 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında sahil otellerinin erken sezon açılışı, 20 milyonun üzerindeki seyahat ve 120 milyar TL’lik bayram ekonomisiyle desteklenerek, ülkemizin turizm potansiyelinin ne kadar geniş ve dinamik olduğunu ortaya koymaktadır. Bu süreç, ekonomik büyümenin yanı sıra kültürel, sosyal ve altyapısal gelişmelerin de önünü açacak; devletin, yerel yönetimlerin ve özel sektörün ortak çabaları sayesinde, turizm sektöründe sürdürülebilir büyümenin temel taşları atılacaktır. Ramazan Bayramı’nın turizm sektörüne getirdiği doping etkisi, hem yerli hem de uluslararası turistlere sunulan hizmet kalitesinin artırılması hem de bölgesel kalkınmanın hızlanması açısından stratejik bir öneme sahip olacak, ülkemizin ekonomik ve kültürel dokusunu güçlendirecektir.

Tüm bu veriler, istatistikler ve öngörüler ışığında, Ramazan Bayramı ve ara tatil döneminin turizm sektöründe yarattığı yoğun hareketliliğin, uzun vadede ekonomik büyüme, kültürel zenginlik ve sosyal dayanışmanın daha da artmasına vesile olacağı açıktır. Bu dönem, sadece tatilcilerin keyifli anılar biriktirmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin turizm sektöründe geleceğe yönelik sağlam adımlar atmasına ve uluslararası arenada daha rekabetçi bir konuma ulaşmasına katkıda bulunacaktır.

Sonuç olarak, Ramazan Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte başlayan bu kapsamlı seyahat hareketliliği, ülkemizin hem ekonomik hem de kültürel kalkınma stratejilerinde belirleyici bir rol oynayacak; 20 milyonun üzerinde seyahat, erken sezon açılışları ve 120 milyar TL’lik devasa bayram ekonomisi, Türkiye’nin turizmde geleceğe yönelik umut vadeden adımlarını ve stratejik yatırımlarını destekleyerek, sektörde sürdürülebilir büyümenin anahtarı olacaktır.

Sık Sorulan Sorular

Ramazan Bayramı turizm sektörüne nasıl bir etki yapması bekleniyor?

Bayram, okulların ara tatiliyle birleşince, ailelerin seyahat planlarını hızlandırarak 20 milyondan fazla seyahatin gerçekleşmesine ve sahil otellerinin erken sezon açılmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, ulaşım, konaklama ve yeme-içme gibi turizm hizmetlerinin toplamda 120 milyar TL’lik ekonomik hacim oluşturmasına neden olacak.

Hangi turizm destinasyonlarında yoğun talep bekleniyor?

Özellikle Antalya, Bodrum, Marmaris, Didim ve Ayvalık gibi sahil bölgelerinde, Kapadokya ve Göbeklitepe gibi kültürel-d tarihsel destinasyonlarda ve termal turizm bölgelerinde yoğun talep öngörülüyor. Bu bölgelerdeki doluluk oranlarının oldukça yüksek seyredeceği, yerli ve yabancı turistlerin ilgisiyle desteklenecek.

Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde hangi trendler öne çıkıyor?

Yurt içinde, Kapadokya, Göbeklitepe gibi kültürel mirasa sahip destinasyonlar yoğun ilgi görürken; yurt dışında ise vizesiz Balkan ve Mısır turları popülerlik kazanıyor. Vizesi olan vatandaşlar ise Viyana, Prag, Budapeşte, Roma ve Paris gibi şehirleri tercih ediyor. Bu çeşitlilik, turizm trendlerinin ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını ortaya koyuyor.

Sahil otellerinin erken sezon açılışının turizm sektörüne katkısı nedir?

Sahil otelleri, bayram döneminde erken rezervasyon ve yüksek doluluk oranları sayesinde sezonu normalden önce açıyor. Bu durum, yerel ekonomilere canlılık getirirken, turistlere sunulan hizmet kalitesinin artırılmasına da katkı sağlıyor. Erken açılış, bölgedeki iş imkanlarının ve turistik yatırımların da hızlanmasına zemin hazırlıyor.

Dijital dönüşüm ve altyapı yatırımları turizme nasıl yansıyacak?

Turizm sektöründe dijital rezervasyon sistemlerinin, mobil uygulamaların ve sosyal medya kampanyalarının kullanımı, turistlere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş hizmet sunulmasını sağlıyor. Ulaşım ağlarının modernizasyonu ve altyapı yatırımları da, turistlerin seyahat deneyimini iyileştirirken, sektörde sürdürülebilir büyüme ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayacaktır.

Bayram tatilinde termal turizm alanında hangi gelişmeler gözlemleniyor?

Denizli, Afyon gibi termal bölgelerde, modern konaklama tesisleri ve şifalı sular sayesinde turistlerin yoğun ilgisi artış gösteriyor. Bölgedeki otellerin tam dolu olması, yüksek talep nedeniyle fiyatlarda artış yaşanmasına neden olurken, termal turizmin bölgesel kalkınmaya olan katkısı da her geçen gün daha belirgin hale geliyor.

Antalya ve Ege bölgelerinde öne çıkan turizm özellikleri nelerdir?

Antalya’da Ramazan Bayramı, ara tatil ve Paskalya dönemlerinin kesişmesi, otellerin erken açılması ve açık otellerin yüksek doluluk oranlarıyla kendini gösteriyor. Ege bölgesinde ise Bodrum, Marmaris gibi butik destinasyonlarda yerli ve yabancı turistlere sunulan lüks hizmetler, doğal güzellikler ve tarihi dokular, bölgenin cazibesini artırarak turizmde fark yaratıyor.

Yurt dışı seyahatlerde turistler hangi destinasyonları tercih ediyor?

Yurt dışı seyahatlerde, vizesiz Balkan ve Mısır turları öne çıkarken, vizesi olan turistler Viyana, Prag, Budapeşte, Roma ve Paris gibi kültürel ve turistik açıdan zengin Avrupa şehirlerine yöneliyor. Bu durum, seyahat trendlerinin çeşitliliğini ve turistlerin farklı deneyimlere olan ilgisini ortaya koyuyor.

Turizm sektöründeki dijital dönüşümün sağladığı en önemli avantajlar nelerdir?

Dijital dönüşüm, online rezervasyon sistemleri, mobil uygulamalar ve sosyal medya kampanyaları sayesinde turistlere hızlı, kişiselleştirilmiş ve verimli hizmet sunulmasını sağlıyor. Bu yenilikler, seyahat planlamasını kolaylaştırırken, işletmelerin müşteri memnuniyetini artırarak rekabet gücünü yükseltmesine yardımcı oluyor.

Ramazan Bayramı döneminde turizmin ülke ekonomisine olan katkısı nasıl değerlendiriliyor?

Bayram ve ara tatil döneminde, ulaşım, konaklama, yeme-içme ve diğer turizm hizmetlerinin toplam ekonomik hacmi 120 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Bu rakam, sadece doğrudan turizm gelirlerini değil; aynı zamanda bölgesel istihdamı, altyapı yatırımlarını ve yerel ekonomilerin canlanmasını da destekleyerek ülke ekonomisine geniş çapta katkı sağlıyor.

Yorum yapın

Geri

Turizmle Güçlenen Kadın İstihdamı

İleri

Kapıda Vize Uygulamasında Tarih Güncellemesi ve Yeni Eklenen İki Ada ile Uzatılan Uygulama Süresi