Makale İçerikleri
Turizm Sektöründe Leasing Kullanımındaki Yükselişin Arka Planı
Türkiye’nin turizm sektörü, pandemi sonrası dönemde kaydettiği güçlü toparlanma ile 2022 ve 2023 yıllarında hem ziyaretçi sayısında hem de gelirlerde önemli bir büyüme yakaladı. 2024 yılı ise bu ivmenin devam ettiği, ancak ekonomik ve sektörel dinamiklerde yeni trendlerin ortaya çıktığı bir yıl oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) derlediği verilere göre, otel ve restoran sektörlerinde finansal kiralama (leasing) yöntemi kullanımı, 2024’ün ilk 10 aylık döneminde %53 oranında artarak 53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara yükseldi.
Aynı dönemde kira alacağı değeri de %34 artışla 77,2 milyon dolardan 103,7 milyon dolara çıktı. Bu artış, turizm sektörünün yatırım iştahının devam ettiğini ve işletmelerin yüksek maliyetli ekipman ve donanım ihtiyaçlarını karşılamak için leasingi giderek daha fazla tercih ettiğini gösteriyor. Leasing, otel mobilyaları ve donanımları, restoran mutfak ekipmanları, çamaşırhane ve kuru temizleme sistemleri, spor salonu ekipmanları, lift (teleski/telesiyej) sistemleri ve diğer turizm ekipmanları gibi sermaye yoğun yatırımlar için sıkça kullanılan bir finansman yöntemidir.
Türkiye’de 2024 yılında turizm sektörünün kaydettiği bu büyüme, 54,6 milyon ziyaretçi ve yaklaşık 56 milyar dolar gelirle pandemi öncesi seviyelere ulaşmış durumda. Ancak, yüksek enflasyon, artan işletme maliyetleri ve döviz kurlarındaki oynaklık gibi ekonomik baskılar, işletmelerin finansman stratejilerini yeniden şekillendirdi. Leasing, bu ortamda işletmelere nakit akışını koruma ve uzun vadeli ödeme planlarıyla yatırım yapma imkanı sunduğu için cazip bir seçenek haline geldi. Özellikle otel ve restoran sektörlerinde yenileme projelerinin hız kazanması, yeni tesislerin açılması ve teknolojik donanımlara olan talebin artması, leasing kullanımındaki bu %53’lük yükselişi destekledi.
Örneğin, Antalya’da 2022’de 47.507 yatak kapasiteli yenileme projeleri öne çıkarken, 2024’te bu tür yatırımların daha da yaygınlaştığı gözlemlendi. Kira alacağı değerindeki artış ise leasing şirketlerinin turizm sektörüne olan güveninin arttığını ve daha fazla sözleşme imzaladığını gösteriyor. Bu durum, hem leasing şirketleri hem de turizm işletmeleri için bir kazan-kazan senaryosu yaratıyor.
Ancak, bu büyümenin sürdürülebilirliği, ekonomik koşullara, sektörel talebe ve finansal piyasaların istikrarına bağlı. Bu makalede, turizm sektöründeki leasing kullanımındaki %53’lük artışın nedenlerini, etkilerini ve gelecekteki potansiyelini derinlemesine inceleyeceğiz. Ayrıca, otel ve restoran sektörlerinin bu finansman yöntemini nasıl kullandığına ve sektörel dinamiklerin bu yükselişi nasıl şekillendirdiğine odaklanacağız.

Leasing Kullanımındaki %53’lük Artışın Nedenleri
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, birden fazla ekonomik, sektörel ve politik faktörün bir araya gelmesiyle açıklanabilir. İlk olarak, turizm sektörünün 2024 yılında kaydettiği güçlü talep artışı, işletmelerin yatırım kapasitesini genişletti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2024’ün ilk 10 ayında Türkiye’yi 54,6 milyon ziyaretçi ağırladı ve yabancı ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre %7,03 arttı.
Bu talep artışı, özellikle Antalya, İstanbul, Muğla ve İzmir gibi turizm merkezlerinde otel doluluk oranlarını %71,3’e yükseltti ve işletmelerin yeni yatırımlara yönelmesini teşvik etti. Leasing, otel yenileme projeleri, restoran mutfak modernizasyonu ve spor salonu ekipmanları gibi yüksek maliyetli yatırımları finanse etmek için ideal bir yöntem olarak öne çıktı. Örneğin, Kuveyt Türk gibi katılım bankalarının sunduğu %1 KDV oranı ve vergi avantajları, leasingi turizm işletmeleri için daha cazip hale getirdi.
İkinci olarak, devlet destekli teşvikler ve yatırım programları, turizm sektöründe leasing talebini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2022’de 250 otel projesine yatırım teşvik belgesi vermesi, 2024’te de devam etti ve yenileme projeleriyle yeni tesis yatırımlarını destekledi. Bu teşvikler, düşük faizli krediler, vergi indirimleri ve hibe programları gibi avantajlar sunarak, işletmelerin leasing gibi finansman araçlarına yönelmesini kolaylaştırdı. Özellikle Antalya’da yenileme yatırımlarının %70’ini kapsayan projeler, leasing sözleşmelerinin hacmini artırdı.
Üçüncü olarak, yüksek enflasyon ve artan işletme maliyetleri, işletmelerin nakit akışını koruma ihtiyacını artırdı. TÜİK verilerine göre, 2024’te lokanta ve otel sektöründe fiyat artışları %57,13 ile genel enflasyonun (%44,38) üzerinde seyretti. Enerji fiyatlarındaki %43,58’lik artış ve gıda maliyetlerindeki yükseliş, otel ve restoranların kar marjlarını daralttı. Bu ortamda, leasing, işletmelere yüksek başlangıç sermayesi gerektiren yatırımları taksitlendirerek finanse etme imkanı sundu. Örneğin, bir otelin çamaşırhane sistemini yenilemek için 500.000 TL’lik bir yatırım yapması gerekiyorsa, leasing bu maliyeti 36 aya yayarak işletmenin likiditesini korumasını sağladı.
Dördüncü olarak, teknolojik yeniliklere ve sürdürülebilirlik yatırımlarına olan talep, leasing kullanımını artırdı. Oteller, enerji verimli sistemler (örneğin, güneş enerjisi panelleri), otomasyon teknolojileri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazları gibi yenilikçi donanımlara yatırım yaptı. Restoranlar ise, modern mutfak ekipmanları ve dijital sipariş sistemleri gibi teknolojilere yöneldi. Bu tür yatırımlar, yüksek başlangıç maliyetleri nedeniyle leasing yoluyla finanse edildi.
Son olarak, leasing şirketlerinin turizm sektörüne yönelik risk algısının iyileşmesi, kira alacağı değerindeki %34’lük artışı (77,2 milyon dolardan 103,7 milyon dolara) destekledi. Pandemi sonrası toparlanma, turizm sektörünün dayanıklılığını kanıtladı ve leasing şirketlerini daha fazla sözleşme imzalamaya teşvik etti. Bu faktörlerin birleşimi, 2024’te leasing kullanımında %53’lük bir artışa yol açtı ve turizm sektörünün finansman yapısında önemli bir dönüşüm yaşandığını gösterdi.
Otel ve Restoran Sektöründe Leasing Kullanım Alanları
Turizm sektöründe leasing, otel ve restoran işletmelerinin sermaye yoğun yatırımlarını finanse etmek için kullandığı çok yönlü bir araçtır. BDDK verileri, 2024’ün 10 aylık döneminde leasing kullanımının 81,4 milyon dolara ulaşarak %53 arttığını gösteriyor. Bu artış, özellikle otel mobilyaları ve donanımları, restoran mutfak ekipmanları, çamaşırhane ve kuru temizleme sistemleri, spor salonu ekipmanları, lift (teleski/telesiyej) sistemleri ve diğer turizm ekipmanlarında yoğunlaştı.
Otel sektöründe leasing, yenileme projeleri ve yeni tesis yatırımları için kritik bir rol oynuyor. Örneğin, Antalya’da 2022’de 47.507 yatak kapasiteli yenileme projeleri, 2024’te daha da yaygınlaştı ve otellerin mobilya, aydınlatma, klima sistemleri ve enerji verimli donanımlar gibi harcamaları leasing yoluyla finanse edildi. BirchStreet Systems’in 2023 raporuna göre, otel yenileme projeleri, yeni inşaatlara kıyasla daha fazla tercih ediliyor; çünkü mevcut tesislerin modernizasyonu, maliyetleri düşürüyor ve pazardaki rekabet gücünü artırıyor.
Bu tür projeler, genellikle yüksek maliyetli mobilya, demirbaş ve teknoloji yatırımları gerektirdiğinden, leasing işletmelere esneklik sağlıyor. Restoran sektöründe ise leasing, mutfak donanımları ve dekorasyon harcamaları için yaygın olarak kullanılıyor. Modern mutfak ekipmanları, örneğin endüstriyel fırınlar, soğutma üniteleri ve dijital sipariş sistemleri, restoranların operasyonel verimliliğini artırıyor. Ancak, bu ekipmanların maliyeti, küçük ve orta ölçekli restoranlar için büyük bir yük oluşturuyor.
Leasing, bu maliyetleri taksitlendirerek işletmelerin nakit akışını korumasını sağlıyor. Ayrıca, çamaşırhane ve kuru temizleme sistemleri, özellikle büyük otellerde yüksek talep görüyor; çünkü bu sistemler, misafir memnuniyetini artıran temel hizmetlerden biri. Spor salonu ekipmanları da, otellerin wellness turizmine yönelik yatırımlarında önemli bir yer tutuyor. 2024’te wellness turizminin küresel pazar büyüklüğünün 1,1 trilyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor ve Türkiye, bu alanda büyüyen bir destinasyon.
Oteller, modern spor salonları ve spa ekipmanları için leasingi tercih ederek bu trende uyum sağlıyor. Lift sistemleri (teleski/telesiyej) ise, özellikle kayak turizmi merkezlerinde (örneğin, Erzurum, Bursa) kullanılan pahalı donanımlar arasında yer alıyor. Bu sistemlerin kurulumu ve bakımı, milyonlarca dolarlık yatırımlar gerektirdiğinden, leasing bu alanda da kritik bir finansman aracı. Leasingin bu geniş kullanım alanları, turizm sektörünün çeşitlenen ihtiyaçlarına yanıt veriyor ve işletmelerin rekabet gücünü artırıyor.
Ancak, leasing sözleşmelerinin %1 KDV avantajı ve vergi muafiyetleri gibi teşviklerden tam anlamıyla yararlanabilmesi için, işletmelerin yatırım teşvik belgelerine sahip olması gerekiyor. Bu teşvikler, özellikle Kuveyt Türk gibi katılım bankalarının leasing hizmetlerinde öne çıkıyor ve turizm sektöründeki kullanımı daha da teşvik ediyor.

Kira Alacağı Değerindeki Artış ve Finansal Güven
BDDK verilerine göre, turizm sektöründe kira alacağı değerinin 2024’ün ilk 10 ayında %34 artarak 77,2 milyon dolardan 103,7 milyon dolara yükselmesi, leasing şirketlerinin sektöre olan güveninin arttığını gösteriyor. Kira alacağı, leasing sözleşmelerinden doğan ve henüz tahsil edilmemiş ödemeleri temsil eder; bu nedenle, bu alandaki artış, yeni sözleşme sayısının ve sözleşme değerlerinin yükseldiğini işaret eder.
Bu durum, hem leasing şirketlerinin hem de turizm işletmelerinin ekonomik koşullara verdiği olumlu tepkileri anlamak için önemli bir veri sunuyor. Leasing şirketlerinin turizm sektörüne yönelik güvenindeki artışın birkaç temel nedeni bulunuyor. İlk olarak, turizm sektörünün pandemi sonrası toparlanma süreci, 2022 ve 2023’te güçlü bir ivme kazandı ve 2024’te de devam etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verileri, 2024’te otel doluluk oranlarının %71,3’e yükseldiğini ve yabancı ziyaretçi sayısının %7,03 arttığını gösteriyor. Bu güçlü talep, otel ve restoranların gelirlerini artırarak leasing ödemelerini sürdürme kapasitesini güçlendirdi. İkinci olarak, devlet destekli teşvikler, leasing şirketlerinin risk algısını azalttı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2022’de 250 otel projesine verdiği yatırım teşvik belgeleri, 2024’te de devam etti ve leasing şirketlerini turizm sektörüne daha fazla yatırım yapmaya teşvik etti. Üçüncü olarak, leasingin sağladığı vergi avantajları, şirketlerin sektöre olan ilgisini artırdı. Örneğin, Kuveyt Türk’ün leasing hizmetlerinde sunduğu %1 KDV oranı ve vergi muafiyetleri, turizm işletmelerinin maliyetlerini düşürdü ve leasing talebini artırdı.
Ancak, kira alacağı değerindeki bu artış, bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Yüksek enflasyon (%44,38) ve artan işletme maliyetleri, otel ve restoranların kar marjlarını daraltıyor. Enerji fiyatlarındaki %43,58’lik artış ve gıda maliyetlerindeki yükseliş, işletmelerin leasing ödemelerini sürdürme kapasitesini zorlayabilir. Bu nedenle, leasing şirketlerinin risk yönetimi stratejilerini güçlendirmesi ve işletmelerin nakit akışını dikkatle yönetmesi gerekiyor. Kira alacağı değerindeki bu artış, turizm sektörünün finansal ekosisteminde bir canlanma yaşandığını ve leasingin sektörel büyümeyi destekleyen kilit bir araç haline geldiğini ortaya koyuyor.
Turizm Sektörünün Leasing Artışına Adaptasyonu
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, işletmelerin finansman stratejilerini ve operasyonel yaklaşımlarını yeniden şekillendirdi. Otel ve restoran işletmeleri, bu artışa adapte olmak için hem finansal hem de operasyonel düzeyde yenilikçi çözümler geliştirdi. İlk olarak, leasing, işletmelerin yüksek maliyetli yatırımları ertelemeden hayata geçirmesini sağladı. Örneğin, Antalya’da bir otelin 2024’te enerji verimli klima sistemleri için 1 milyon TL’lik bir yatırım yapması gerekiyorsa, leasing bu maliyeti 48 aya yayarak işletmenin likiditesini korudu.
Bu esneklik, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için kritik bir avantaj sağladı. İkinci olarak, işletmeler, leasingi teknolojik yeniliklere ve sürdürülebilirlik yatırımlarına yönlendirdi. Oteller, IoT cihazları, sanal gerçeklik (VR) tabanlı tanıtım sistemleri ve enerji verimli donanımlar gibi teknolojilere yatırım yaptı. Restoranlar ise, dijital sipariş sistemleri ve modern mutfak ekipmanlarıyla operasyonel verimliliğini artırdı. Bu yatırımlar, misafir deneyimini iyileştirirken, işletmelerin rekabet gücünü de güçlendirdi. Üçüncü olarak, leasingin vergi avantajları, işletmelerin maliyetlerini optimize etmesine yardımcı oldu. Kuveyt Türk’ün sunduğu %1 KDV oranı ve vergi muafiyetleri, özellikle yatırım teşvik belgesi alan işletmeler için büyük bir teşvik oldu.
Bu avantajlar, leasing talebini artırarak kira alacağı değerinin %34 yükselmesine katkıda bulundu. Ancak, bu adaptasyon süreci, bazı zorlukları da beraberinde getirdi. Yüksek enflasyon ve artan işletme maliyetleri, leasing ödemelerinin sürdürülebilirliğini zorlaştırdı. Ayrıca, küçük ölçekli işletmeler, leasing şirketlerinin talep ettiği teminatlar ve belge gereklilikleri nedeniyle finansmana erişimde zorluk yaşadı. Bu durum, sektördeki eşitsizlikleri derinleştirdi ve büyük otel zincirlerinin leasingden daha fazla faydalanmasına yol açtı. Örneğin, Kempinski ve Nef’in Sapanca’daki 130 milyon dolarlık projesi, uluslararası fonlarla finanse edilirken, küçük butik oteller leasinge daha bağımlı kaldı. Turizm sektörünün bu artışa adaptasyonu, hem fırsatları hem de zorlukları bir arada barındırıyor ve işletmelerin finansal disiplinle hareket etmesi gerektiğini gösteriyor.
Turizmde Leasing Kullanımının Geleceği
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, 2024’ün 10 aylık dönemine özgü bir sıçrama mı, yoksa uzun vadeli bir eğilimin başlangıcı mı? Bu sorunun cevabı, ekonomik koşullara, sektörel talebe ve finansal piyasaların evrimine bağlı. Kısa vadede, turizm sektörünün güçlü talep artışı ve devlet destekli teşvikler, leasing kullanımını desteklemeye devam edebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2025 için 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar gelir hedefi, otel ve restoran yatırımlarını teşvik edecek.
Ancak, yüksek enflasyon ve faiz oranlarının devam etmesi, leasingin maliyetini artırabilir ve işletmelerin talebini sınırlayabilir. Uzun vadede, leasingin turizm sektöründeki rolü, birkaç faktöre bağlı. İlk olarak, teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik yatırımları, leasing talebini artırabilir. Oteller, enerji verimli sistemler ve otomasyon teknolojileri için leasingi tercih ederek çevre dostu yatırımları finanse edebilir. İkinci olarak, leasing şirketlerinin turizm sektörüne yönelik yeni ürünler geliştirmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin erişimini kolaylaştırabilir. Örneğin, daha esnek ödeme planları veya düşük teminat gereksinimleri, leasingin yaygınlaşmasını destekleyebilir. Üçüncü olarak, sektörel düzenlemeler ve teşvikler, leasingin geleceğini şekillendirecek.
Turizm amaçlı kiralama için zorunlu izin belgeleri ve e-fatura gibi dijitalleşme zorunlulukları, işletmelerin finansal şeffaflığını artırarak leasing şirketlerinin güvenini kazanabilir. Ancak, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin’in 2024’te belirttiği gibi, sektörün 500.000 yeni yatak kapasitesi için 75 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı, mevcut finansman kaynaklarını zorlayabilir. Leasing, bu yatırımların bir kısmını karşılayabilir, ancak devlet destekli krediler ve uluslararası fonlar da kritik bir rol oynayacak. Turizm sektöründe leasing kullanımının geleceği, bu dinamiklerin nasıl şekilleneceğine bağlı olarak ya bir büyüme patikasında ilerleyecek ya da daha seçici bir finansman aracı haline gelecek.

Kaynaklar
- BDDK Finansal Kiralama Sektörü Verileri
- Kuveyt Türk Leasing Hizmetleri
- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Otel Yatırım Teşvikleri
- Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm İstatistikleri
- BirchStreet Systems 2023 Otel Yenileme Trendleri
- TÜİK Enflasyon Verileri
- Turizm Yatırımlarındaki Artış
- Renkli Yolculuk Turizm Teknolojileri
Sık Sorulan Sorular
Turizm Sektöründe Leasing Kullanımı 2024’te %53 Artış Gösterdi; Bu Artış Ne Anlama Geliyor ve Hangi Alanları Kapsıyor?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) derlediği verilere göre, 2024’ün ilk 10 ayında otel ve restoran sektörlerinde finansal kiralama (leasing) kullanımı, sözleşme maliyet değeriyle %53 artarak 53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara yükseldi. Bu artış, turizm sektörünün pandemi sonrası toparlanma sürecinde yatırım iştahının devam ettiğini ve işletmelerin yüksek maliyetli ekipman ile donanım ihtiyaçlarını karşılamak için leasingi giderek daha fazla tercih ettiğini gösteriyor. Leasing, otel mobilyaları ve donanımları, restoran mutfak ekipmanları, çamaşırhane ve kuru temizleme sistemleri, spor salonu ekipmanları, lift (teleski/telesiyej) sistemleri ve diğer turizm ekipmanları gibi sermaye yoğun yatırımlar için kullanılıyor. Örneğin, bir otelin enerji verimli klima sistemleri veya bir restoranın endüstriyel mutfak donanımları için yaptığı yatırımlar, leasing yoluyla finanse edilerek nakit akışını koruyor. Bu %53’lük artış, özellikle Antalya, İstanbul ve Muğla gibi turizm merkezlerinde yenileme projelerinin ve yeni tesis yatırımlarının hız kazandığını yansıtıyor. 2024’te Türkiye’nin 54,6 milyon ziyaretçi ağırlaması ve otel doluluk oranlarının %71,3’e ulaşması, işletmelerin modernizasyon ve kapasite artırma ihtiyacı duymasına neden oldu. Kira alacağı değerinin de %34 artarak 77,2 milyon dolardan 103,7 milyon dolara yükselmesi, leasing şirketlerinin turizm sektörüne olan güveninin arttığını ve daha fazla sözleşme imzaladığını gösteriyor. Bu trend, yüksek enflasyon (%44,38) ve artan işletme maliyetlerine rağmen, işletmelerin leasingin sunduğu esneklik ve vergi avantajlarından (örneğin, %1 KDV oranı) faydalandığını ortaya koyuyor. Ancak, bu artışın sürdürülebilirliği, ekonomik istikrar, faiz oranları ve küresel turizm talebine bağlı. İşletmeler, leasingi tercih ederken, özellikle Kuveyt Türk gibi katılım bankalarının sunduğu teşviklerden yararlanmak için yatırım teşvik belgelerine sahip olmalı. Bu artış, turizm sektörünün finansman yapısında bir canlanma yaşandığını ve leasingin sektörel büyümeyi destekleyen kilit bir araç haline geldiğini vurguluyor.
Hangi Faktörler Turizm Sektöründe Leasing Kullanımındaki %53’lük Artışı Tetikledi?
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, 2024’ün ilk 10 ayında ekonomik, sektörel ve politik faktörlerin bir araya gelmesiyle gerçekleşti. İlk olarak, turizm talebindeki güçlü artış, işletmelerin yatırım kapasitesini genişletti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2024’te Türkiye’yi 54,6 milyon ziyaretçi ağırladı ve yabancı ziyaretçi sayısı %7,03 arttı, bu da otel doluluk oranlarını %71,3’e yükseltti. Bu talep, özellikle Antalya’da yenileme projelerinin %70’ini kapsayan yatırımları tetikledi; oteller, mobilya, aydınlatma ve enerji verimli sistemler gibi donanımlar için leasingi tercih etti. İkinci olarak, devlet destekli teşvikler leasing talebini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2022’de 250 otel projesine verdiği yatırım teşvik belgeleri, 2024’te de devam etti ve düşük faizli krediler, vergi indirimleri ve hibelerle işletmeleri destekledi. Bu teşvikler, leasingin %1 KDV oranı ve vergi avantajları gibi cazip özellikleriyle birleştiğinde, işletmeler için ideal bir finansman yöntemi oldu. Üçüncü olarak, yüksek enflasyon (%44,38) ve işletme maliyetlerindeki artış (lokanta ve otel sektöründe %57,13), işletmelerin nakit akışını koruma ihtiyacını artırdı. Enerji fiyatlarındaki %43,58’lik yükseliş ve gıda maliyetleri, kar marjlarını daralttı; leasing, yüksek maliyetli yatırımları taksitlendirerek likidite sağladı. Örneğin, bir restoranın 300.000 TL’lik mutfak ekipmanı yatırımı, leasingle 36 aya yayılarak bütçe dostu hale geldi. Dördüncü olarak, teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik yatırımları leasing talebini körükledi. Oteller, güneş enerjisi panelleri, IoT cihazları ve otomasyon sistemleri gibi teknolojilere yatırım yaptı; restoranlar ise dijital sipariş sistemleri ve modern mutfak donanımlarına yöneldi. Bu yatırımlar, yüksek başlangıç maliyetleri nedeniyle leasingle finanse edildi. Son olarak, leasing şirketlerinin turizm sektörüne güveni, kira alacağı değerinin %34 artmasına (103,7 milyon dolar) neden oldu. Pandemi sonrası toparlanma, sektörün dayanıklılığını kanıtladı ve leasing şirketlerini daha fazla sözleşme imzalamaya teşvik etti. Ancak, X platformunda bazı kullanıcılar, yüksek enflasyonun leasing ödemelerini zorlaştırabileceğini belirtti, bu da işletmelerin finansal disiplinle hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. Bu faktörler, leasing kullanımındaki %53’lük artışı destekledi ve sektörün finansman yapısında bir dönüşüm yaşandığını ortaya koydu.
Turizm Sektöründe Leasing Hangi Ekipman ve Donanımlar İçin Kullanılıyor ve İşletmelere Sağladığı Avantajlar Neler?
Turizm sektöründe leasing, otel ve restoran işletmelerinin sermaye yoğun yatırımlarını finanse etmek için kullandığı çok yönlü bir araçtır ve 2024’ün ilk 10 ayında kullanımı %53 artarak 81,4 milyon dolara ulaştı. Leasing, otel mobilyaları ve donanımları (örneğin, yataklar, aydınlatma, klima sistemleri), restoran mutfak ekipmanları (endüstriyel fırınlar, soğutma üniteleri, dijital sipariş sistemleri), çamaşırhane ve kuru temizleme sistemleri, spor salonu ekipmanları (koşu bantları, ağırlık makineleri), lift (teleski/telesiyej) sistemleri (kayak merkezlerinde) ve diğer turizm ekipmanları (örneğin, spa donanımları) için tercih ediliyor. Örneğin, Antalya’daki bir otel, 2024’te enerji verimli klima sistemleri için 1 milyon TL’lik bir yatırımı leasingle finanse ederek nakit akışını korudu. Restoranlar, modern mutfak donanımlarıyla operasyonel verimliliği artırırken, bu maliyetleri taksitlendirmek için leasingi kullandı. Kayak turizmi merkezlerinde (Erzurum, Bursa) teleski sistemlerinin kurulumu, milyonlarca dolarlık yatırımlar gerektirdiğinden leasing kritik bir rol oynadı. Wellness turizminin 2024’te 1,1 trilyon dolarlık küresel pazar büyüklüğüne ulaşması, otellerin spor salonu ve spa ekipmanlarına yatırım yapmasını teşvik etti; bu yatırımlar da genellikle leasingle finanse edildi. Leasingin işletmelere sağladığı avantajlar arasında, yüksek başlangıç sermayesi gerektiren yatırımları taksitlendirme, nakit akışını koruma, %1 KDV oranı ve vergi muafiyetleri gibi teşviklerden yararlanma yer alıyor. Kuveyt Türk gibi katılım bankalarının sunduğu bu avantajlar, özellikle yatırım teşvik belgesi alan işletmeler için maliyetleri düşürüyor. Ayrıca, leasing, işletmelerin teknolojik yeniliklere ve sürdürülebilirlik yatırımlarına (örneğin, güneş enerjisi panelleri) hızla adapte olmasını sağlıyor. Ancak, yüksek enflasyon ve artan işletme maliyetleri, leasing ödemelerinin sürdürülebilirliğini zorlaştırabilir; bu nedenle işletmelerin ödeme planlarını dikkatle yönetmesi gerekiyor. X platformunda, bazı turizm işletmecileri leasingin esnekliğini överken, yüksek faiz oranlarının uzun vadeli sözleşmeleri riskli hale getirebileceğini belirtti. Leasing, turizm sektörünün rekabet gücünü artıran ve modernizasyonu destekleyen bir araç olarak, 2024’te işletmeler için vazgeçilmez bir finansman yöntemi haline geldi.
Leasing Kullanımındaki Artış Hangi Tür İşletmeleri Daha Çok Etkiledi ve Küçük İşletmeler İçin Fırsatlar Neler?
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, 2024’ün ilk 10 ayında hem büyük otel zincirlerini hem de küçük ve orta ölçekli işletmeleri etkiledi, ancak bu etkiler farklı şekillerde ortaya çıktı. Büyük otel zincirleri, yenileme projeleri ve yeni tesis yatırımları için leasingi yoğun şekilde kullandı. Örneğin, Antalya’da 47.507 yatak kapasiteli yenileme projeleri, büyük ölçüde leasingle finanse edildi; zincir oteller, mobilya, enerji verimli sistemler ve otomasyon teknolojileri gibi yüksek maliyetli donanımları bu yolla temin etti. Kempinski ve Nef’in Sapanca’daki 130 milyon dolarlık projesi, uluslararası fonlarla desteklense de, benzer büyük projelerde leasingin tamamlayıcı bir rol oynadığı görülüyor. Küçük ve orta ölçekli oteller ile bağımsız restoranlar ise, mutfak ekipmanları, çamaşırhane sistemleri ve spor salonu donanımları gibi daha sınırlı ölçekli yatırımlar için leasingi tercih etti. Örneğin, bir butik otelin 300.000 TL’lik spa ekipmanı yatırımı veya bir restoranın 200.000 TL’lik mutfak modernizasyonu, leasingle taksitlendirildi. Bu işletmeler için leasing, yüksek başlangıç sermayesi gerektiren yatırımları finanse etmenin yanı sıra, nakit akışını koruma avantajı sağladı. Ancak, küçük işletmeler, leasing şirketlerinin talep ettiği teminatlar ve belge gereklilikleri (örneğin, yatırım teşvik belgesi) nedeniyle finansmana erişimde zorluk yaşayabiliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2022’de 250 otel projesine verdiği teşvikler, 2024’te de devam etti ve küçük işletmelerin %1 KDV oranı gibi avantajlardan yararlanmasını kolaylaştırdı. Küçük işletmeler için fırsatlar arasında, teknolojik yeniliklere ve sürdürülebilirlik yatırımlarına erişim yer alıyor; örneğin, dijital sipariş sistemleri veya enerji verimli donanımlar, rekabet gücünü artırıyor. Ancak, yüksek enflasyon (%44,38) ve işletme maliyetlerindeki artış (%57,13), leasing ödemelerini zorlaştırabilir. X platformunda, bazı küçük işletme sahipleri, leasingin esnekliğini överken, yüksek faiz oranlarının uzun vadeli riskler yarattığını belirtti. Küçük işletmelerin bu artıştan tam anlamıyla faydalanabilmesi için, leasing şirketlerinin daha esnek ödeme planları sunması ve devlet teşviklerinin erişilebilirliğinin artması gerekiyor. Bu artış, büyük işletmelerin modernizasyonunu hızlandırırken, küçük işletmeler için hem fırsatlar hem de finansal disiplin gerektiren bir ortam yarattı.
Turizm Sektöründe Leasing Kullanımındaki Artışın Geleceği ve İşletmeler İçin Öneriler Neler?
Turizm sektöründe leasing kullanımındaki %53’lük artış, 2024’ün ilk 10 ayında sektörün finansman yapısında bir canlanma yarattı, ancak bu trendin geleceği ekonomik ve sektörel dinamiklere bağlı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2025 için 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar gelir hedefi, otel ve restoran yatırımlarını destekleyecektir; bu da leasing talebini artırabilir. Ancak, yüksek enflasyon (%44,38) ve TCMB’nin sıkı para politikaları, leasingin maliyetini yükselterek işletmelerin talebini sınırlayabilir. Teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik yatırımları, leasingin geleceğini şekillendirecek; örneğin, otellerin güneş enerjisi panelleri veya IoT cihazlarına yönelik yatırımları, leasingle finanse edilmeye devam edebilir. Leasing şirketlerinin turizm sektörüne güveni, kira alacağı değerinin %34 artmasıyla (103,7 milyon dolar) güçlendi, ancak jeopolitik riskler ve küresel ekonomik yavaşlama, bu güveni test edebilir. İşletmeler için öneriler arasında, öncelikle leasing sözleşmelerinin maliyetlerini dikkatle değerlendirmek yer alıyor; yüksek faiz oranları, uzun vadeli ödemeleri riskli hale getirebilir. İşletmeler, Kuveyt Türk gibi %1 KDV avantajı sunan kurumlarla çalışarak maliyetleri optimize edebilir. İkinci olarak, yatırım teşvik belgeleri almak, vergi muafiyetlerinden yararlanmayı kolaylaştırır; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teşvik programlarına başvuru önerilir. Üçüncü olarak, işletmeler, leasingi teknolojik ve çevre dostu yatırımlara yönlendirmeli; örneğin, enerji verimli donanımlar, hem maliyetleri düşürür hem de misafir memnuniyetini artırır. Dördüncü olarak, küçük işletmeler, leasing şirketlerinin sunduğu esnek ödeme planlarını araştırmalı ve nakit akışını koruyacak sözleşmelere odaklanmalı. X platformunda, bazı işletmeciler, leasingin sağladığı esnekliğin yatırımları hızlandırdığını, ancak enflasyonun ödeme planlarını zorlaştırdığını belirtti. Son olarak, e-fatura ve e-defter gibi dijitalleşme zorunluluklarına uyum, finansal şeffaflığı artırarak leasing onay süreçlerini kolaylaştırabilir. İşletmeler, bu artıştan faydalanmak için finansal disiplinle hareket etmeli, teşviklerden yararlanmalı ve yatırımlarını talep trendlerine (örneğin, wellness turizmi) göre planlamalı. Leasing, turizm sektörünün büyümesini destekleyen bir araç olmaya devam edecek, ancak işletmelerin ekonomik koşullara hazırlıklı olması kritik.