Makale İçerikleri
Turist Rehberliği Mesleğinde Yeni Dönem: 2025 Düzenlemeleri
Turist rehberliği, Türkiye’nin turizm sektörünün en kritik unsurlarından biri olarak, hem kültürel mirasın tanıtımında hem de uluslararası turistlere sunulan hizmet kalitesinde önemli bir rol oynamaktadır. 31 Mayıs 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ve 7 Kasım 2024 tarihli yönetmelikte yapılan değişikliklerle güncellenen Turist Rehberliği Meslek Yönetmeliği, mesleğin icrasına ve standartlarına yönelik önemli yenilikler getirmiştir. Bu düzenlemeler, 6326 Sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilen yetki ve görevlerin uygulanmasına dair esasları kapsamakta, sınav süreçlerinden disiplin hükümlerine kadar pek çok alanda değişiklikler içermektedir.
Özellikle idari işlem sürelerinin kısaltılması, disiplin cezalarına yönelik güncellemeler ve sınav komisyonlarının oluşturulmasında esneklik sağlanması, meslek erbapları ve sektör temsilcileri tarafından dikkatle takip edilmektedir. Yeni düzenlemeler, turist rehberlerinin mesleki standartlarını yükseltmeyi, idari süreçleri hızlandırmayı ve mesleğin daha etkin bir şekilde icra edilmesini amaçlamaktadır. 2025 yılının ilk yarısında, Türkiye’nin turizm sektöründe kaydettiği büyümeyle birlikte, turist rehberliği mesleğinin önemi daha da artmıştır.
Antalya, İstanbul ve Kapadokya gibi popüler destinasyonlarda milyonlarca turisti ağırlayan Türkiye, rehberlerin profesyonelliğine ve hizmet kalitesine büyük bir ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda, yeni yönetmelik değişiklikleri, sektörün hem yerel hem de uluslararası standartlara uyum sağlamasını desteklemekte ve turist rehberliği mesleğinin sürdürülebilirliğini güçlendirmektedir. Örneğin, idari işlem sürelerinin 30 günden 15 güne düşürülmesi, rehberlerin ruhsatname ve kimlik kartı gibi süreçlerde daha hızlı sonuç almasını sağlayarak, mesleki faaliyetlerin aksamadan yürütülmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca, disiplin cezalarına ilişkin düzenlemeler, mesleki etik kurallara uyumu teşvik ederken, rehberlerin meslekten çıkarılmasını zorlaştırarak daha adil bir disiplin süreci hedeflemektedir.
Sosyal medya platformlarında, turist rehberleri ve sektör temsilcileri, bu değişikliklerin mesleki standartları güçlendirebileceği konusunda olumlu görüşler paylaşsa da, bazı maddelerin uygulanabilirliği üzerine tartışmalar devam etmektedir. Bu düzenlemeler, Türkiye’nin turizm sektöründeki küresel rekabet gücünü artırmak ve turist rehberliği mesleğini daha profesyonel bir çerçeveye oturtmak için atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.

İdari Süreçlerde Hızlandırma: 15 Gün Kuralı
Yönetmelikte yapılan en dikkat çekici değişikliklerden biri, idari işlem sürelerinin kısaltılmasına yönelik düzenlemedir. 7 Kasım 2024 tarihli ve 32715 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle, 6326 Sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir ay” ibaresi “on beş gün” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu düzenleme, turist rehberlerinin ruhsatname başvuruları, kimlik kartı değişimleri ve diğer idari işlemler için bekleme sürelerini yarıya indirmeyi amaçlamaktadır. Daha önce 30 gün sürebilen bu süreçler, özellikle yoğun turizm sezonlarında rehberlerin işlerini aksatabilmekte ve sektörel verimliliği olumsuz etkileyebilmekteydi. Yeni düzenleme, idari süreçlerin hızlandırılmasıyla rehberlerin mesleki faaliyetlerine daha hızlı başlayabilmesini ve bürokratik engellerin azaltılmasını hedeflemektedir.
Örneğin, bir turist rehberinin yeni bir dil veya bölge ekletmek için yaptığı başvuru, artık 15 gün içinde sonuçlanabilecek, bu da rehberlerin turizm sezonuna hazırlık süreçlerini kolaylaştıracaktır. Türkiye’nin 2025 yılında turizmde kaydettiği büyüme, özellikle Antalya gibi destinasyonlarda 2 milyonun üzerinde yabancı turisti ağırlamasıyla, bu tür hızlı idari süreçlerin önemini artırmaktadır. Hızlandırılmış süreçler, rehberlerin turistlere daha etkin hizmet sunmasını sağlayarak, Türkiye’nin turizm kalitesini ve uluslararası alandaki imajını güçlendirebilir.
Ancak, sosyal medya platformlarında bazı rehberler, bu sürenin uygulanabilirliği konusunda endişelerini dile getirmiş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu süreyi gerçekten tutturup tutturamayacağına dair tartışmalar başlatmıştır. Yine de, bu düzenleme, sektörde genel olarak olumlu karşılanmış ve bürokratik işlemlerin daha verimli hale getirilmesi için önemli bir adım olarak görülmüştür. Turist rehberliği mesleğinin dinamik yapısı, özellikle yoğun sezonlarda hızlı karar alma ve uygulama gerektirdiğinden, bu değişikliğin uzun vadede sektöre olumlu katkılar sağlayacağı öngörülmektedir.
Disiplin Hükümlerinde Esneklik: Yeni Cezai Düzenlemeler
Yönetmelikteki bir diğer önemli değişiklik, disiplin cezalarına ilişkin düzenlemelerde yapılmıştır. Yönetmeliğin 18’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “disiplin cezası almamış” ibaresi, “meslekten geçici men veya meslekten çıkarma cezası almamış” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu düzenleme, turist rehberlerinin meslekten çıkarılmasını veya geçici olarak meslekten men edilmesini zorlaştırarak, daha adil bir disiplin süreci oluşturmayı hedeflemektedir. Daha önce, herhangi bir disiplin cezası almış rehberlerin belirli haklardan mahrum kalma riski bulunuyordu; ancak yeni düzenleme, sadece ciddi cezalar almış rehberlerin bu haklardan mahrum kalacağını belirtmektedir. Bu, özellikle küçük çaplı disiplin ihlalleri nedeniyle rehberlerin mesleklerini kaybetme korkusu olmadan çalışabilmesine olanak tanımaktadır. Örneğin, bir rehberin turistlere yanlış bilgi vermesi gibi hafif bir ihlal, artık ruhsatname yenileme veya yeni dil ekletme gibi süreçlerde engel oluşturmayacaktır.
Bu değişiklik, mesleki etik kurallara uyumu teşvik ederken, rehberlerin kariyerlerini koruma altına almayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin turizm sektöründe rehberlerin oynadığı kritik rol düşünüldüğünde, bu düzenleme, meslek erbaplarının moralini ve motivasyonunu artırabilir. Sosyal medya platformlarında, bazı rehberler bu değişikliği “mesleki güveni artırıcı” olarak değerlendirirken, diğerleri disiplin cezalarının uygulanmasında daha fazla şeffaflık talep etmiştir. Ayrıca, bu düzenleme, rehberlerin mesleki standartlara uyumunu teşvik ederken, turistlere sunulan hizmet kalitesini koruma hedefini de desteklemektedir.
Turist rehberliği, Türkiye’nin kültürel mirasını ve turistik cazibe merkezlerini tanıtmak için vazgeçilmez bir meslek olduğundan, disiplin süreçlerinde adaletin sağlanması, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir. Bu değişikliğin, rehberlerin mesleklerini daha güvenli bir şekilde icra etmelerine olanak tanıyacağı ve mesleki standartların yükseltilmesine katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Sınav Süreçlerinde Yeni Esneklik: Komisyon Oluşturma
Yönetmelikte yapılan bir diğer önemli değişiklik, sınav süreçlerine yönelik düzenlemelerdir. Yönetmeliğin 23’üncü maddesinin beşinci fıkrası, sınav yapılacak yabancı dile ilişkin komisyon oluşturulmasında güçlükle karşılaşıldığında, Bakanlığın onayı ile komisyonun daha az üyeden oluşturulabileceğini ve üçüncü fıkradaki şartların aranmayacağını belirtmektedir.
Bu düzenleme, özellikle nadir dillerde sınav düzenlenmesi sırasında yaşanan lojistik zorlukları aşmayı amaçlamaktadır. Örneğin, Türkçe dışındaki az kullanılan dillerde (örneğin, Çince veya Japonca) rehberlik sınavı düzenlemek için yeterli sayıda uzman bulmak zor olabilmekteydi. Yeni düzenleme, bu tür durumlarda sınav süreçlerini hızlandırmak ve daha fazla rehberin farklı dillerde sertifikasyon almasını kolaylaştırmak için esneklik sağlamaktadır.
Bu, Türkiye’nin turizm pazarını çeşitlendirme hedefiyle uyumludur; çünkü Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Asya pazarlarından gelen turist sayısında artış yaşanmaktadır. 2025 yılında Antalya’ya gelen 2 milyon yabancı turistin çeşitliliği, farklı dillerde rehber ihtiyacını artırmış ve bu düzenleme, bu ihtiyaca yanıt olarak geliştirilmiştir. Sosyal medya platformlarında, rehberler bu değişikliği genel olarak olumlu karşılamış, ancak sınav komisyonlarının kalitesinin düşebileceği konusunda bazı endişeler dile getirilmiştir. Örneğin, daha az üyeli komisyonların sınavların objektifliğini etkileyebileceği tartışılmıştır.
Yine de, bu düzenleme, özellikle yeni pazarlara açılmak isteyen rehberler için fırsat yaratmakta ve Türkiye’nin turizm sektörünün küresel rekabet gücünü artırmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu esnekliği sağlarken sınav süreçlerinin kalitesini koruma taahhüdü, mesleğin profesyonelliğini sürdürmek için kritik öneme sahiptir. Bu değişiklik, rehberlerin farklı dillerde hizmet sunma kapasitesini artırarak, Türkiye’nin turizmde çok dilli ve çok kültürlü bir destinasyon olarak konumunu güçlendirebilir.
Dil ve Bölge Ekleme Süreçlerinde Güncellemeler
Yönetmeliğin 21’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “ve/veya” ibaresinin “ve” şeklinde değiştirilmesi, turist rehberlerinin ruhsatnamelerine yeni dil veya bölge ekletme süreçlerinde daha net bir çerçeve oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu değişiklik, rehberlerin hem dil hem de bölge ekletme başvurularında daha kesin koşullara uymasını zorunlu kılmaktadır. Daha önce, “ve/veya” ibaresi nedeniyle, rehberlerin sadece dil veya sadece bölge ekletmesi mümkünken, yeni düzenleme bu süreçte her iki koşulun da sağlanmasını gerektirmektedir.
Örneğin, bir rehberin ruhsatnamesine yeni bir dil ekletmek istemesi durumunda, ilgili bölgede en az iki yıl eylemli rehberlik yapmış olması gerekebilir. Bu, rehberlerin hem dil yeterliliğini hem de bölgesel bilgi birikimini kanıtlamasını zorunlu kılarak, hizmet kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin turizm sektöründe bölgesel çeşitlilik, özellikle Kapadokya, Ege ve Akdeniz gibi farklı destinasyonlarda turist rehberlerine olan ihtiyacı artırmaktadır. 2025 yılında Antalya’ya gelen turistlerin %14’lük bir artışla Hollanda’dan, %22,77’lik bir artışla Litvanya’dan gelmesi, farklı dillerde rehber ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Bu düzenleme, rehberlerin daha geniş bir coğrafi ve dil yelpazesinde hizmet sunabilmesini teşvik ederken, mesleki yeterliliklerin standartlarını yükseltmektedir. Sosyal medya platformlarında, bazı rehberler bu değişikliği daha fazla bürokrasi yaratabileceği gerekçesiyle eleştirirken, diğerleri hizmet kalitesini artıracağı için desteklemiştir. Bu düzenleme, rehberlerin mesleki gelişimlerine yatırım yapmasını teşvik ederek, Türkiye’nin turizm sektöründe daha profesyonel bir hizmet sunumunu desteklemektedir.
Mesleki Standartlar ve Türkiye’nin Turizm Hedefleri
Turist rehberliği yönetmeliğindeki bu değişiklikler, Türkiye’nin turizm sektöründeki küresel hedefleriyle uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır. 2025 yılında Türkiye, 12,7 milyon yabancı turisti ağırlayarak turizm gelirlerini artırmış ve Antalya gibi destinasyonlar bu büyümenin lokomotifi olmuştur. Turist rehberleri, bu turistlere Türkiye’nin kültürel ve tarihi zenginliklerini tanıtmakla görevli olduğundan, mesleki standartların yükseltilmesi, ülkenin uluslararası alandaki imajı için kritik öneme sahiptir.
Yeni düzenlemeler, rehberlerin hem idari süreçlerde daha hızlı hareket edebilmesini hem de mesleki etik ve yeterlilik standartlarına uyum sağlamasını hedeflemektedir. Örneğin, disiplin cezalarına yönelik düzenlemeler, rehberlerin mesleklerini daha güvenli bir şekilde icra etmesine olanak tanırken, sınav süreçlerindeki esneklik, yeni pazarlardan gelen turistlere hizmet sunma kapasitesini artırmaktadır.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) uluslararası tanıtım faaliyetleri, özellikle İngiltere, Polonya ve Hollanda gibi pazarlarda büyümeyi desteklerken, rehberlerin bu pazarlara uygun dillerde hizmet sunması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Yönetmelik değişiklikleri, bu ihtiyaca yanıt olarak rehberlerin dil ve bölge yeterliliklerini geliştirmesini teşvik etmektedir. Ayrıca, idari süreçlerin hızlandırılması, rehberlerin turizm sezonuna daha iyi hazırlanmasını sağlayarak, sektörün verimliliğini artırmaktadır.
Sosyal medya platformlarında, sektör temsilcileri bu değişikliklerin Türkiye’nin turizm hedeflerine katkı sağlayacağını belirtmiş, ancak uygulama süreçlerinin yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Turist rehberliği mesleği, Türkiye’nin turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi için vazgeçilmez bir unsur olduğundan, bu düzenlemeler, hem rehberlerin hem de sektörün genel başarısına katkı sağlayacaktır.

Kaynaklar
Bu makaledeki bilgiler, 31 Mayıs 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Turist Rehberliği Meslek Yönetmeliği değişiklikleri ve Türkiye’nin turizm sektörüyle ilgili güncel haberlere dayanarak hazırlanmıştır. Aşağıda, turist rehberliği yönetmeliği ve turizm sektörüyle ilgili genel bilgi sağlayabilecek bazı kaynak türleri ve örnekleri (gerçek ve güncel bağlantılarla) bulunmaktadır:
- Turist Rehberliği Yönetmeliği ve Resmî Gazete:
- Turizm Sektörü ve Haberler:
- Mesleki Standartlar ve Eğitim:
Not: Verilen bağlantılar genel kaynaklara yönlendirme amaçlıdır ve sürekli güncellenen web siteleridir. Spesifik haber, rapor veya düzenlemeler için bu platformlarda detaylı arama yapılması önerilir.
Sık Sorulan Sorular
2025 Turist Rehberliği Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler nelerdir ve hangi maddeler güncellendi?
31 Mayıs 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Turist Rehberliği Meslek Yönetmeliği değişiklikleri, turist rehberliği mesleğini düzenleyen 6326 Sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu’na dayanıyor ve idari süreçlerden disiplin hükümlerine kadar pek çok alanda yenilikler getiriyor. İlk olarak, 15’inci maddenin birinci fıkrasında yer alan “bir ay” ibaresi “on beş gün” olarak değiştirilmiş, böylece ruhsatname başvuruları, kimlik kartı değişimleri ve diğer idari işlemlerin süresi yarıya indirilmiştir. Bu, rehberlerin bürokratik süreçlerde daha hızlı sonuç almasını sağlayarak, özellikle yoğun turizm sezonlarında mesleki faaliyetlerin aksamamasını hedefliyor. İkinci olarak, 18’inci maddenin ikinci fıkrasında “disiplin cezası almamış” ibaresi, “meslekten geçici men veya meslekten çıkarma cezası almamış” şeklinde güncellenmiştir. Bu değişiklik, küçük çaplı disiplin ihlallerinin rehberlerin ruhsatname yenileme veya dil ekletme gibi haklarını engellemesini önleyerek daha adil bir disiplin süreci oluşturuyor. Üçüncü olarak, 21’inci maddenin dördüncü fıkrasında “ve/veya” ibaresi “ve” olarak değiştirilmiş, böylece rehberlerin yeni dil veya bölge ekletme başvurularında hem dil yeterliliği hem de bölgesel bilgi birikimini kanıtlaması zorunlu hale gelmiştir. Dördüncü olarak, 23’üncü maddenin beşinci fıkrası, sınav yapılacak yabancı dil için komisyon oluşturulmasında zorluk yaşandığında, Bakanlığın onayı ile daha az üyeli komisyonların kurulabileceğini ve belirli şartların aranmayacağını düzenliyor. Bu, özellikle nadir dillerde sınav düzenlenmesini kolaylaştırıyor. Son olarak, yönetmelik 31 Mayıs 2025’te yürürlüğe girmiş ve Kültür ve Turizm Bakanı tarafından yürütülmesi kararlaştırılmıştır. Bu değişiklikler, rehberlerin mesleki standartlarını yükseltmeyi, idari süreçleri hızlandırmayı ve Türkiye’nin turizm sektörünün küresel rekabet gücünü artırmayı amaçlıyor. Sosyal medya platformlarında, rehberler bu düzenlemeleri genel olarak olumlu bulsa da, uygulama süreçlerinin şeffaflığı ve komisyon kalitesi gibi konularda tartışmalar sürüyor.
İdari süreçlerdeki süre kısaltması (15 gün kuralı) turist rehberleri için ne anlama geliyor?
Yönetmeliğin 15’inci maddesinde yapılan değişiklikle, idari işlem sürelerinin 30 günden 15 güne indirilmesi, turist rehberleri için önemli bir kolaylık sağlıyor. Daha önce, ruhsatname başvuruları, kimlik kartı değişimleri veya yeni dil/bölge ekletme gibi süreçler bir ay sürebiliyordu, bu da özellikle yoğun turizm sezonlarında rehberlerin mesleki faaliyetlerini planlamasını zorlaştırıyordu. Yeni düzenleme, bu süreçlerin yarı yarıya kısaltılmasıyla, rehberlerin daha hızlı bir şekilde mesleki yeterliliklerini güncellemelerine ve sahada aktif olmalarına olanak tanıyor. Örneğin, bir rehberin yeni bir dil sertifikası almak için yaptığı başvuru, artık 15 gün içinde sonuçlanabilecek, bu da özellikle Antalya, İstanbul veya Kapadokya gibi yoğun turist çeken bölgelerde hızlı hareket etmeyi gerektiren durumlarda büyük bir avantaj sağlıyor. 2025’te Antalya’ya 2 milyonun üzerinde yabancı turistin gelmesi, rehberlere olan talebi artırırken, bu tür idari hızlandırmalar, sektörün verimliliğini doğrudan etkiliyor. Ayrıca, bu değişiklik, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bürokratik engelleri azaltma ve turizm sektörünün dinamik yapısına uyum sağlama çabasını yansıtıyor. Ancak, sosyal medya platformlarında bazı rehberler, bu 15 günlük sürenin pratikte uygulanıp uygulanamayacağına dair endişelerini dile getirmiştir. Özellikle, Bakanlığın personel ve altyapı kapasitesinin bu hızı destekleyip desteklemeyeceği tartışma konusu olmuştur. Yine de, bu düzenleme, rehberlerin mesleki faaliyetlere daha hızlı hazırlanmasını sağlayarak, Türkiye’nin turizm sektöründe sunduğu hizmet kalitesini artırma potansiyeline sahip. Uzun vadede, bu hızlandırma, rehberlerin iş süreçlerini kolaylaştırarak, turistlere daha kesintisiz ve kaliteli hizmet sunulmasına katkıda bulunabilir.
Disiplin cezalarındaki değişiklikler rehberlerin meslek hayatını nasıl etkileyecek?
Yönetmeliğin 18’inci maddesinde yapılan değişiklikle, “disiplin cezası almamış” ibaresi “meslekten geçici men veya meslekten çıkarma cezası almamış” şeklinde güncellenmiştir. Bu değişiklik, turist rehberlerinin mesleklerini icra ederken daha fazla güvence altına alınmasını hedefliyor. Daha önce, herhangi bir disiplin cezası alan rehberler, ruhsatname yenileme veya yeni dil/bölge ekletme gibi haklardan mahrum kalma riskiyle karşı karşıyaydı. Yeni düzenleme, sadece ciddi ihlaller sonucu meslekten geçici men veya meslekten çıkarma cezası alan rehberlerin bu haklardan mahrum kalacağını belirtiyor. Örneğin, bir rehberin turistlere yanlış bilgi vermesi veya etik dışı bir davranış sergilemesi gibi hafif ihlaller, artık ruhsatname süreçlerini engellemeyecek. Bu, rehberlerin küçük çaplı hatalar nedeniyle kariyerlerini kaybetme korkusu olmadan çalışabilmesine olanak tanıyor. Türkiye’nin turizm sektöründe rehberlerin oynadığı kritik rol düşünüldüğünde, bu düzenleme, mesleki motivasyonu ve güveni artırabilir. Sosyal medya platformlarında, rehberler bu değişikliği “mesleki adalet” açısından olumlu bulmuş, ancak disiplin cezalarının uygulanmasında şeffaflık ve tutarlılık talep etmiştir. Örneğin, bazı rehberler, disiplin süreçlerinin daha açık bir şekilde tanımlanması gerektiğini savunurken, diğerleri bu değişikliğin mesleki standartları korurken rehberleri koruduğunu belirtmiştir. Turist rehberliği, Türkiye’nin kültürel mirasını ve turistik cazibe merkezlerini tanıtmak için vazgeçilmez bir meslek olduğundan, disiplin süreçlerinde adaletin sağlanması, hem rehberlerin hem de turistlerin memnuniyetini artırabilir. Bu düzenleme, rehberlerin mesleklerini daha güvenli bir şekilde icra etmelerine olanak tanıyarak, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.
Sınav komisyonlarına yönelik yeni düzenleme ne anlama geliyor ve turizm sektörüne nasıl katkı sağlayacak?
Yönetmeliğin 23’üncü maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, sınav yapılacak yabancı dile ilişkin komisyon oluşturulmasında zorluk yaşandığında, Bakanlığın onayı ile daha az üyeden oluşan komisyonlar kurulabileceği ve üçüncü fıkradaki şartların aranmayacağı belirtiliyor. Bu düzenleme, özellikle az kullanılan dillerde (örneğin, Çince, Japonca veya Korece) rehberlik sınavı düzenlenmesini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Daha önce, bu tür diller için yeterli sayıda uzman bulmak zor olduğundan, sınav süreçleri aksamakta ve rehberlerin yeni dillerde sertifikasyon alması gecikmekteydi. Yeni düzenleme, bu lojistik zorlukları aşarak, daha fazla rehberin farklı dillerde hizmet sunabilmesini sağlıyor. Bu, Türkiye’nin turizm pazarını çeşitlendirme hedefiyle doğrudan uyumludur. 2025’te Antalya’ya gelen turistlerin %14’lük bir artışla Hollanda’dan, %22,77’lik bir artışla Litvanya’dan gelmesi, farklı dillerde rehber ihtiyacını artırmıştır. Ayrıca, Çin ve Japonya gibi Asya pazarlarından gelen turist sayısındaki yükseliş, bu dillerde rehber talebini artırmaktadır. Sosyal medya platformlarında, rehberler bu değişikliği genel olarak desteklerken, bazıları daha az üyeli komisyonların sınav kalitesini düşürebileceği endişesini dile getirmiştir. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sınav süreçlerinin kalitesini koruma taahhüdü, bu endişeleri hafifletmektedir. Bu düzenleme, Türkiye’nin turizm sektörünün küresel rekabet gücünü artırarak, yeni pazarlara açılmasını ve daha geniş bir turist kitlesine hitap etmesini sağlayabilir. Özellikle, Asya ve Avrupa’dan gelen turistlere yönelik çok dilli hizmet kapasitesinin artması, Türkiye’nin turizmde lider konumunu pekiştirebilir.