Makale İçerikleri
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 2025 Temmuz’unda ev sahipliği yaptığı Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu Toplantısı, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerde önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Toplantıya AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski’nin katılımıyla, vize serbestisi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve ticari engellerin kaldırılması gibi kritik konular masaya yatırıldı. Bakan Bolat, özellikle Schengen vizesi 2025 süreçlerinde yaşanan zorluklara dikkat çekerek, AB’den somut adımlar beklediklerini vurguladı. 1963 Ankara Antlaşması ve 2015 Vize Protokolü’ne dayanan vize serbestisi beklentisinin, Türk vatandaşları için artık bir hak olduğunu ifade eden Bolat, iş insanları, nakliyeciler, akademisyenler ve öğrenciler için kolaylaştırılmış, uzun süreli ve çok girişli vize uygulamalarının acilen başlatılması gerektiğini belirtti.
2025’te devreye girmesi planlanan yeni bir eşik sistemi, vize süreçlerini hızlandırmayı hedeflerken, Türkiye’nin Gümrük Birliği entegrasyonunda karşılaştığı insan hareketliliği engellerinin kaldırılması ekonomik iş birliği açısından bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Bu makale, Bolat’ın açıklamaları ışığında, Schengen vizesi süreçlerindeki son gelişmeleri, yeni eşik sisteminin detaylarını ve Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğini kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu: Yeni Bir Başlangıç
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ilişkiler, 1963 Ankara Antlaşması’yla başlayan ve 1995’te Gümrük Birliği ile derinleşen bir geçmişe sahip. Ancak, malların serbest dolaşımına rağmen insan hareketliliğinde devam eden vize engelleri, bu iş birliğini gölgeliyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 Temmuz’unda Ankara’da düzenlenen Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu Toplantısı’nda, bu sorunun çözümü için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Toplantı, 2024’teki ilk buluşmanın devamı niteliğindeydi ve yaklaşık üç saat süren görüşmeler, verimli ve yapıcı bir atmosferde geçti. Bakan Bolat, toplantının Türkiye-AB ekonomik ilişkilerine stratejik bir derinlik kazandırdığını ve yeni bir olumlu gündemin oluşmasına vesile olduğunu belirtti.
AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ile yapılan görüşmelerde, vize serbestisi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, A.TR belgelerinin elektronik ortamda tanınması, TAREKS sistemiyle iş birliği ve yeşil-dijital dönüşüm süreçleri gibi konular ele alındı. Bolat, Gümrük Birliği’nin mevcut yapısının, 2025’in ticaret dinamiklerine uyum sağlayamadığını ve güncellenmesinin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade etti. Türkiye’nin nitelikli iş gücü, dinamik üretim kabiliyeti ve jeostratejik konumu, AB için stratejik bir ortak olduğunu gösteriyor. Ancak, vize engelleri, bu ortaklığın potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmesini engelliyor. Bolat, özellikle iş insanları, nakliyeciler, teknik uzmanlar, şoförler, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve STK yöneticileri için kolaylaştırılmış vize süreçlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
AB tarafının, vize süreçlerini hızlandırmak için yeni bir eşik sistemi üzerinde çalıştığını duyurması, toplantının en dikkat çekici sonuçlarından biri oldu. Bu sistem, vize başvurularının daha hızlı ve öngörülebilir şekilde sonuçlandırılmasını hedefliyor. Bolat, bu gelişmeyi önemli bir ilerleme olarak nitelendirirken, nihai hedefin tüm Türk vatandaşları için tam vize serbestisi olduğunu tekrarladı.
Schengen Vizesi Sorunu: Türkiye’nin Kronik Mücadelesi
Schengen vizesi, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahatlerinde karşılaştığı en büyük engellerden biri olarak yıllardır gündemde. 2013’te başlayan vize serbestisi müzakereleri, Türkiye’nin AB tarafından belirlenen 72 kriterden 6’sını yerine getirmemesi nedeniyle tıkanmış durumda. Bu kriterler, özellikle hukukun üstünlüğü, demokratik normlar ve geri kabul anlaşmasının etkin uygulanması gibi konuları içeriyor. 2025’te, Türkiye’den Schengen vizesi başvurularının sayısı rekor seviyelere ulaştı; 2023 istatistiklerine göre, Türkiye, Çin ile birlikte en çok başvuru yapan ülke konumunda.
Yıllık 1 milyondan fazla başvuruyla, nüfusa oranla açık ara lider olan Türkiye, vize süreçlerinde uzun bekleme süreleri, yüksek ret oranları ve kısa süreli, tek girişli vizelerle karşılaşıyor. Bakan Bolat, bu sorunun sadece turistik seyahatleri değil, iş dünyasını, akademik değişimleri ve kültürel iş birliğini de olumsuz etkilediğini belirtti. Gümrük Birliği kapsamında malların serbestçe dolaştığı bir ortamda, iş insanlarının, nakliyecilerin ve şoförlerin vize engelleriyle karşılaşması, ekonomik iş birliğini sekteye uğratıyor. Örneğin, bir Türk iş insanı, Almanya’daki bir fuara katılmak için aylarca vize randevusu bekleyebiliyor veya vizesi reddedilebiliyor. Bu durum, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki rolünü ve AB ile ticaretini olumsuz etkiliyor.
Bolat, AB ülkelerinin konsolosluklarında insan kaynağı ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, vize süreçlerinin hızlandırılması için “fast track” gibi uygulamaların devreye alınmasını talep etti. Ayrıca, taşımacıların transit geçiş kotalarının kaldırılması, ekonomik menfaatler için bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. 2025’te, AB’nin vize süreçlerini kolaylaştırmak için yeni bir eşik sistemi üzerinde çalıştığını açıklaması, umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak, Bolat, bu sistemin geçici bir çözüm olduğunu ve nihai hedefin tam vize serbestisi olduğunu tekrarladı.

Yeni Eşik Sistemi: Vize Süreçlerinde Ne Değişecek?
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın duyurduğu yeni eşik sistemi, Schengen vizesi başvurularını hızlandırmayı ve daha öngörülebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Bu sistem, özellikle iş insanları, nakliyeciler, teknik uzmanlar, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve STK yöneticileri gibi belirli meslek grupları için uzun süreli ve çok girişli vize uygulamalarını kolaylaştırmayı hedefliyor. AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic, Türkiye ile yapılan görüşmelerde, vize süreçlerinde yaşanan gecikmelerin farkında olduklarını ve bu konuda ciddi bir çalışma yürüttüklerini belirtti. Yeni eşik sistemi, vize başvurularının daha hızlı işlenmesi için konsolosluklarda insan kaynağı ve teknik donanımın güçlendirilmesini içeriyor. Örneğin, şu anda Türk vatandaşları, Schengen vizesi için aylarca randevu bekleyebiliyor ve başvuru süreçleri, eksik evrak veya konsolosluk kapasitesinin yetersizliği nedeniyle uzayabiliyor.
Yeni sistem, bu bottlenecks’ları azaltmayı ve başvuruların daha hızlı sonuçlandırılmasını sağlamayı amaçlıyor. Bolat, bu gelişmeyi “önemli bir ilerleme” olarak nitelendirirken, sistemin detaylarının yakın zamanda açıklanacağını ve uygulanmaya başlanacağını ifade etti. Ancak, eşik sisteminin tam vize serbestisinden farklı olduğu unutulmamalı. Tam vize serbestisi, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz seyahat etmesini sağlayacak ve 2013’ten beri devam eden müzakerelerin tamamlanmasını gerektiriyor.
Bolat, bu konuda AB’den somut adımlar beklediklerini vurguladı ve 1963 Ankara Antlaşması ile 2015 Vize Protokolü’nün Türk vatandaşlarına vize serbestisi hakkı tanıdığını hatırlattı. Yeni eşik sistemi, bu hedefe giden yolda bir ara çözüm olarak görülüyor, ancak Türkiye’nin nihai beklentisi, tüm vatandaşlar için vizesiz seyahat hakkının hayata geçirilmesi.
Gümrük Birliği ve Vize Engelleri: Ekonomik İş Birliğinin Önündeki Zorluklar
Gümrük Birliği, Türkiye-AB ilişkilerinin temel taşlarından biri olmasına rağmen, mevcut yapısı günümüz ticaret dinamiklerine tam uyum sağlayamıyor. 1995’te yürürlüğe giren Gümrük Birliği, malların serbest dolaşımını sağlarken, insan hareketliliğinde aynı esnekliği sunmuyor. Bakan Bolat, bu durumun sürdürülemez olduğunu ve vize engellerinin ekonomik iş birliğini olumsuz etkilediğini belirtti. Örneğin, Türk nakliyeciler, AB sınırlarında transit geçiş kotalarıyla karşılaşıyor ve bu kotalar, lojistik süreçlerini karmaşıklaştırıyor. Bir Türk şoförünün, Almanya’ya mal taşımak için vize alması gerektiğinde, aylarca süren randevu süreçleri nedeniyle teslimatlar aksayabiliyor.
Bu, hem Türk işletmelerin rekabet gücünü hem de AB ile ticareti olumsuz etkiliyor. Bolat, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin, dijitalleşme, hizmetler ticareti, sürdürülebilir kalkınma ve yeni nesil ticaret politikaları çerçevesinde ilişkileri ileriye taşıyacağını ifade etti. Toplantıda, A.TR belgelerinin elektronik ortamda tanınması ve TAREKS sistemiyle iş birliği gibi teknik konular da ele alındı. Bu adımlar, ticaretin daha şeffaf ve hızlı hale gelmesini sağlayabilir. Ancak, Bolat’a göre, insan hareketliliğindeki engeller kaldırılmadan, bu teknik ilerlemeler tam anlamıyla etkili olamaz. Türkiye’nin nitelikli iş gücü, dinamik üretim kabiliyeti ve jeostratejik konumu, AB’nin küresel tedarik zincirlerindeki dışa bağımlılığını azaltmada kritik bir rol oynuyor.
Örneğin, Türkiye, otomotiv, savunma sanayi ve kimyevi maddeler gibi sektörlerde AB için stratejik bir üretim üssü konumunda. 2025’te, Türkiye-AB ticaret hacminin 210 milyar avroya ulaşması bekleniyor ve bu, iki taraf arasındaki ekonomik bağların gücünü gösteriyor. Ancak, vize engelleri, bu potansiyelin tam anlamıyla realize edilmesini engelliyor. Bolat, AB’nin vize süreçlerinde somut adımlar atmasını ve transit geçiş kotalarını kaldırmasını talep ederek, bu sorunların çözülmesinin her iki tarafın ortak ekonomik çıkarlarına hizmet edeceğini vurguladı.
Yeşil ve Dijital Dönüşüm: Türkiye-AB İş Birliğinde Yeni Fırsatlar
Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu Toplantısı, sadece vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesiyle sınırlı kalmadı; yeşil ve dijital dönüşüm gibi çağdaş ticaret politikaları da gündeme geldi. AB’nin Yeşil Mutabakat’ı, karbon nötr bir ekonomi hedeflerken, Türkiye’nin bu süreçte aktif bir rol oynaması bekleniyor. Bakan Bolat, Türkiye’nin üretim altyapısı, teknoloji kabiliyeti ve mühendislik yetkinlikleriyle, AB’nin inovasyon açığını kapatmasına ve iklim hedeflerine ulaşmasına destek olabileceğini belirtti. Örneğin, Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayiindeki ihracatı, 2025’te 855 milyon dolar artış göstererek AB için önemli bir tedarik kaynağı haline geldi.
Dijital dönüşüm ise, A.TR belgelerinin elektronik ortamda tanınması ve TAREKS sistemiyle iş birliği gibi projelerle destekleniyor. Bu projeler, ticaret süreçlerini daha şeffaf ve hızlı hale getirerek, iki taraf arasındaki ekonomik entegrasyonu güçlendirmeyi amaçlıyor. Bolat, Türkiye’nin AB’nin enerji ve savunma alanlarındaki dışa bağımlılığını azaltmada stratejik bir ortak olduğunu vurguladı. Ancak, bu iş birliğinin tam anlamıyla etkili olabilmesi için, vize engellerinin kaldırılması ve insan hareketliliğinin kolaylaştırılması gerekiyor.
Örneğin, bir Türk mühendisin, AB’deki bir yeşil enerji projesine katılmak için vize alması gerektiğinde, süreçlerin yavaşlığı projelerin gecikmesine neden olabiliyor. Bolat, bu tür engellerin kaldırılmasının, Türkiye-AB ilişkilerini yeni bir seviyeye taşıyacağını ifade etti. Yeşil ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin AB ile iş birliğinde yeni fırsatlar sunarken, vize serbestisi bu fırsatların realize edilmesi için kritik bir önkoşul olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin Vize Serbestisi Beklentisi: Tarihsel ve Hukuki Temeller
Türkiye’nin vize serbestisi talebi, 1963 Ankara Antlaşması ve 2015 Mart’ında imzalanan Vize Protokolü’ne dayanıyor. Bu anlaşmalar, Türk vatandaşlarına Schengen bölgesine vizesiz seyahat hakkı tanıyor, ancak pratikte bu hak hayata geçirilemedi. 2013’te başlayan vize serbestisi müzakereleri, 72 kriterden 6’sının yerine getirilmemesi nedeniyle askıya alındı. Bu kriterler, özellikle hukukun üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele ve geri kabul anlaşmasının uygulanması gibi konuları içeriyor. Bakan Bolat, bu kriterlerin yerine getirilmesi için Türkiye’nin çalışmalarını sürdürdüğünü, ancak AB’nin de daha yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini belirtti.
Örneğin, AB Göç ve İçişleri Komiserliği’nin 2023 verilerine göre, Türkiye’den gelen vize başvurularının %30’u reddediliyor ve bu oran, 2013’e kıyasla üç kat artmış durumda. Bu yüksek ret oranı, Türk vatandaşlarının AB’ye seyahat etme hevesini köreltiyor ve ekonomik iş birliğini olumsuz etkiliyor. Bolat, vize serbestisinin sadece bir ayrıcalık değil, gecikmiş bir hak olduğunu vurguladı ve AB’den somut adımlar beklediklerini tekrarladı. Özellikle iş insanları, nakliyeciler ve akademisyenler için kolaylaştırılmış vize uygulamalarının, bu süreçte bir ara çözüm olabileceğini belirtti.
Ancak, nihai hedef, tüm Türk vatandaşları için vizesiz seyahat hakkının hayata geçirilmesi. 2025’te, yeni eşik sisteminin devreye girmesiyle, vize süreçlerinde bir rahatlama bekleniyor, ancak bu sistemin kapsamı ve etkinliği henüz netleşmedi. Bolat, AB ile devam eden müzakerelerin, bu hedefe ulaşmada kritik bir rol oynayacağını ifade etti.
Sonuç
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 2025 Temmuz’undaki açıklamaları, Türkiye-AB ilişkilerinde vize serbestisi ve ekonomik iş birliği açısından yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu Toplantısı, vize süreçlerini hızlandırmayı hedefleyen yeni eşik sistemi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi konularda önemli ilerlemeler sağladı. Ancak, vize engelleri, Türkiye’nin AB ile ekonomik ve kültürel entegrasyonunu sınırlamaya devam ediyor. Bolat’ın vurguladığı gibi, 1963 Ankara Antlaşması ve 2015 Vize Protokolü, Türk vatandaşlarına vize serbestisi hakkını tanıyor ve bu hakkın hayata geçirilmesi artık bir zorunluluk.
Yeni eşik sistemi, iş insanları, nakliyeciler ve akademisyenler için kolaylaştırılmış vize uygulamaları sunarak, kısa vadede rahatlama sağlayabilir. Ancak, nihai hedef, tüm Türk vatandaşları için vizesiz seyahat hakkının hayata geçirilmesi. Türkiye’nin jeostratejik konumu, nitelikli iş gücü ve üretim kabiliyeti, AB için vazgeçilmez bir ortak olduğunu gösteriyor. Vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, bu ortaklığın potansiyelini tam anlamıyla realize edebilir. 2025, bu hedeflere ulaşmak için kritik bir yıl olacak.

Kaynaklar
Bu makaledeki bilgiler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 2025 Temmuz ayındaki açıklamalarına ve Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili güncel haberlere dayanarak hazırlanmıştır. Aşağıda, Schengen vizesi, Gümrük Birliği ve Türkiye-AB ekonomik iş birliği hakkında genel bilgi sağlayabilecek bazı kaynak türleri ve örnekleri (gerçek ve güncel bağlantılarla) bulunmaktadır:
Türkiye-AB İlişkileri ve Vize Süreçleri:
- T.C. Ticaret Bakanlığı: Bakan Ömer Bolat’ın açıklamaları ve Türkiye-AB ticaret diyaloğu hakkında resmi bilgiler.
- Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu: Türkiye-AB ilişkileri ve vize süreçleriyle ilgili güncel gelişmeler.
Ekonomik ve Ticari Analizler:
- Anadolu Ajansı (AA): Schengen vizesi ve Türkiye-AB ticaret diyaloğuyla ilgili haber arşivleri.
- BBC News Türkçe: Türkiye’nin vize serbestisi mücadelesi ve AB ile ilişkiler.
- Hürriyet Bigpara: Gümrük Birliği ve vize süreçleriyle ilgili ekonomik analizler.
Not: Verilen bağlantılar genel kaynaklara yönlendirme amaçlıdır ve sürekli güncellenen web siteleridir. Spesifik haber, rapor veya düzenlemeler için bu platformlarda detaylı arama yapılması önerilir.
Sık Sorulan Sorular
Schengen vizesi serbestisi için Türkiye’nin hangi kriterleri yerine getirmesi gerekiyor?
Schengen vizesi serbestisi için Türkiye’nin, Avrupa Birliği tarafından belirlenen 72 kriteri tamamlaması gerekiyor. Bu kriterler, 2013’te başlayan vize serbestisi müzakerelerinin temelini oluşturuyor ve özellikle hukukun üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele, organize suçlarla mücadele, veri koruma yasaları, geri kabul anlaşmasının etkin uygulanması ve sınır güvenliği gibi alanları kapsıyor. 2025 itibarıyla, Türkiye bu kriterlerden 66’sını yerine getirdi, ancak kalan 6 kriter, özellikle hukukun üstünlüğü ve demokratik normlarla ilgili olanlar, müzakerelerin tıkanmasına neden oluyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 Temmuz’unda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bu kriterleri tamamlamak için çalışmalarını sürdürdüğünü, ancak AB’nin de daha yapıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini vurguladı. Örneğin, geri kabul anlaşmasının uygulanması, Türkiye’nin AB’ye düzensiz göçmenlerin iadesini kabul etmesini gerektiriyor, ancak bu süreçte AB’nin vize serbestisi taahhüdünü yerine getirmemesi eleştiriliyor. Bolat, vize serbestisinin 1963 Ankara Antlaşması ve 2015 Vize Protokolü’ne dayandığını ve Türk vatandaşları için gecikmiş bir hak olduğunu belirtti. AB Göç ve İçişleri Komiserliği’nin 2023 verilerine göre, Türkiye’den gelen vize başvurularının %30’u reddediliyor ve bu, müzakerelerdeki tıkanıklığın Türk vatandaşlarına olan etkisini gösteriyor. Yeni eşik sistemi, bu kriterlerin tamamlanması beklenmeden, iş insanları, nakliyeciler, akademisyenler ve öğrenciler gibi belirli gruplar için vize süreçlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Ancak, tam vize serbestisi için AB ile müzakerelerin hızlanması ve kalan kriterlerin karşılıklı anlayışla çözülmesi gerekiyor. Türkiye, bu süreçte, konsolosluk kapasitelerinin artırılmasını ve “fast track” gibi uygulamaların devreye alınmasını talep ediyor. Bu, özellikle ekonomik iş birliğini güçlendirmek için kritik bir adım olarak görülüyor.
Yeni eşik sistemi nedir ve vize süreçlerini nasıl etkileyecek?
Yeni eşik sistemi, Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 2025 Temmuz’unda duyurduğu, Schengen vizesi başvurularını hızlandırmayı ve daha öngörülebilir hale getirmeyi amaçlayan bir AB girişimi. Bu sistem, özellikle iş insanları, nakliyeciler, teknik uzmanlar, şoförler, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve STK yöneticileri gibi belirli meslek grupları için uzun süreli ve çok girişli vize uygulamalarını kolaylaştırmayı hedefliyor. Şu anda Türk vatandaşları, Schengen vizesi için aylarca randevu bekleyebiliyor ve başvuru süreçleri, konsoloslukların yetersiz kapasitesi veya evrak eksiklikleri nedeniyle uzayabiliyor. Örneğin, bir Türk iş insanı, Almanya’daki bir fuara katılmak için vize randevusu almakta zorlanıyor ve bu, ekonomik fırsatların kaçırılmasına neden oluyor. Yeni eşik sistemi, konsolosluklarda insan kaynağı ve teknik altyapının güçlendirilmesini, başvuru süreçlerinin dijitalleştirilmesini ve “fast track” gibi hızlı işlem kanallarının oluşturulmasını içeriyor. Bakan Bolat, AB Komisyonu’nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ile yapılan görüşmelerde, bu sistemin yakın zamanda detaylarının açıklanacağını ve uygulanmaya başlanacağını belirtti. Ancak, eşik sistemi, tam vize serbestisinden farklı bir ara çözüm olarak tasarlandı. Tam vize serbestisi, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz seyahat etmesini sağlayacak ve 2013’ten beri devam eden müzakerelerin tamamlanmasını gerektiriyor. Eşik sistemi, bu hedefe ulaşana kadar vize süreçlerini rahatlatarak, özellikle Gümrük Birliği kapsamındaki ekonomik iş birliğini desteklemeyi amaçlıyor. Örneğin, bir Türk nakliyecinin, AB’ye mal taşımak için vize alması gerektiğinde, süreçlerin hızlanması, lojistik maliyetlerini azaltabilir. Bolat, bu sistemi “önemli bir ilerleme” olarak nitelendirirken, nihai hedefin tüm Türk vatandaşları için vizesiz seyahat hakkı olduğunu vurguladı. Sistemin etkinliği, AB ülkelerinin konsolosluk kapasitelerini artırma taahhüdüne ve uygulamadaki tutarlılığa bağlı olacak.
Vize engelleri, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerini nasıl etkiliyor?
Vize engelleri, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinde ciddi bir bariyer oluşturuyor. Gümrük Birliği sayesinde malların serbestçe dolaştığı bir ortamda, insan hareketliliğindeki kısıtlamalar, ekonomik iş birliğinin potansiyelini sınırlıyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 Temmuz’unda, Gümrük Birliği entegrasyonunda iş insanlarının, nakliyecilerin ve şoförlerin AB sınırlarında karşılaştığı vize engellerinin kaldırılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtti. Örneğin, bir Türk nakliyeci, Almanya’ya mal taşımak için vize almak zorunda kaldığında, aylarca süren randevu süreçleri nedeniyle teslimatlar aksayabiliyor. Bu, hem Türk işletmelerin rekabet gücünü hem de AB ile ticareti olumsuz etkiliyor. 2025’te, Türkiye-AB ticaret hacminin 210 milyar avroya ulaşması bekleniyor, ancak vize engelleri, bu hacmin daha da artmasını engelliyor. Bolat, özellikle transit geçiş kotalarının kaldırılmasının, ekonomik menfaatler için kritik olduğunu vurguladı. Örneğin, bir Türk şoförünün, AB’ye giriş için kota sınırlamasıyla karşılaşması, lojistik maliyetlerini artırıyor ve teslimat sürelerini uzatıyor. Ayrıca, iş insanları, AB’deki fuarlara veya iş görüşmelerine katılmak için vize süreçlerinde zorluk yaşıyor. 2023 verilerine göre, Türkiye’den Schengen vizesi başvurularının %30’u reddediliyor ve bu, ekonomik iş birliğini sekteye uğratıyor. Bolat, AB ülkelerinin konsolosluklarında insan kaynağı ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “fast track” gibi uygulamaların devreye alınmasını talep etti. Yeni eşik sistemi, bu engelleri azaltmayı amaçlasa da, tam vize serbestisi olmadan, ekonomik ilişkilerin tam potansiyeline ulaşması zor görünüyor. Türkiye’nin otomotiv, savunma sanayi ve kimyevi maddeler gibi sektörlerde AB için stratejik bir üretim üssü olması, vize engellerinin kaldırılmasını daha da acil hale getiriyor. Bolat, bu engellerin kaldırılmasının, yeşil ve dijital dönüşüm gibi yeni nesil ticaret politikalarında da iş birliğini güçlendireceğini belirtti.