Türk Vatandaşlarına Schengen Vize Başvuruları: 2025’te Yaşanan Kriz ve Etkileri

Avrupa’daki Kaçak Göç Politikaları ve Türk Vatandaşlarına Yönelik Vize Kısıtlamaları Avrupa Birliği (AB), son yıllarda artan kaçak göç baskısı nedeniyle sınır kontrollerini ve vize politikalarını sıkılaştırma yoluna gitmiştir. Bu süreç, özellikle Türk vatandaşlarını derinden etkilemiş...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 17 Haziran 2025

Avrupa’daki Kaçak Göç Politikaları ve Türk Vatandaşlarına Yönelik Vize Kısıtlamaları

Avrupa Birliği (AB), son yıllarda artan kaçak göç baskısı nedeniyle sınır kontrollerini ve vize politikalarını sıkılaştırma yoluna gitmiştir. Bu süreç, özellikle Türk vatandaşlarını derinden etkilemiş ve Schengen vize başvurularında ciddi zorluklara yol açmıştır. Almanya’nın öncülüğünde başlayan sınır denetimlerinin sıkılaştırılması, Danimarka, İsveç, Polonya, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan, Fransa ve son olarak Hollanda gibi diğer AB ülkelerine de yayılmıştır. Bu ülkeler, Schengen bölgesindeki serbest dolaşımı kontrollü bir geçiş sistemine dönüştürerek, kaçak göçmen akışını azaltmayı hedeflemiştir.

Ancak, bu politikalar, Türk vatandaşlarının vize alma süreçlerini neredeyse durma noktasına getirmiştir. Almanya başta olmak üzere birçok AB ülkesi, Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularını fiilen durdurmuş, resmi bir açıklama yapılmasa da, randevu sistemlerindeki aksamalar ve yüksek ret oranları bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Sözcü gazetesinden Ali Gülen’in haberine göre, Almanya’daki vize başvuru süreçlerinde randevu süreleri bir yılı aşkın bir zamana yayılmış, bu da Türk vatandaşlarının seyahat planlarını ciddi şekilde aksatmıştır. Kaçak göçle mücadele kapsamında alınan bu önlemler, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya turistik, ticari veya eğitim amaçlı seyahatlerini zorlaştırırken, vize randevu sistemlerinde ortaya çıkan dolandırıcılık iddiaları da krizi derinleştirmiştir.

AB ülkelerinin vize politikalarındaki bu sertleşme, yalnızca bireysel seyahatleri değil, aynı zamanda Türkiye’nin AB ile ekonomik, kültürel ve diplomatik ilişkilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine erişimindeki bu engeller, uzun süredir devam eden vize muafiyeti görüşmelerinin de sekteye uğramasına neden olmuş ve Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim noktası yaratmıştır.

Schengen Vize Başvuruları

Vize Başvuru Süreçlerindeki Aksamalar ve Randevu Krizi

Türk vatandaşlarının Schengen vize başvurularındaki en büyük sorunlardan biri, randevu sistemlerinde yaşanan ciddi aksamalardır. Almanya, İtalya, İspanya ve diğer bazı AB ülkelerinde, vize randevularının alınması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. 2025 itibarıyla, Almanya’daki randevu sürelerinin bir yılı aşkın sürelere uzadığı rapor edilmiştir. Bu durum, özellikle turistik ve ticari vize başvurularını etkileyerek, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat planlarını ertelemesine veya tamamen iptal etmesine neden olmuştur.

Randevu sistemlerindeki bu tıkanıklığın temel nedenleri arasında, yoğun başvuru talebi, sınırlı konsolosluk kapasiteleri ve kaçak göçle mücadele kapsamında uygulanan daha sıkı denetimler yer almaktadır. Ayrıca, bazı organize grupların randevu sistemlerini manipüle ederek toplu randevular aldığı ve bunları yüksek fiyatlara sattığı yönünde ciddi dolandırıcılık iddiaları ortaya çıkmıştır. Bu durum, bireysel başvuru yapmaya çalışan Türk vatandaşlarının mağduriyetini artırmış ve vize süreçlerini daha da karmaşık hale getirmiştir.

Almanya ve diğer AB ülkelerinin büyükelçilikleri, bu dolandırıcılık iddialarıyla ilgili soruşturma başlatmış, ancak bu süreçte vize işlemleri neredeyse durma noktasına gelmiştir. Örneğin, Sözcü’nün haberine göre, Almanya’daki konsolosluklar, randevu sistemlerini yeniden yapılandırmak için çalışmalar yürütürken, başvuru süreçleri ciddi şekilde yavaşlamıştır. Bu durum, özellikle iş seyahati, eğitim veya aile birleşimi gibi acil seyahat ihtiyaçları olan Türk vatandaşları için büyük bir engel oluşturmaktadır.

Randevu sistemlerindeki bu kriz, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine erişimini kısıtlamanın yanı sıra, AB ülkelerinin vize politikalarındaki şeffaflık eksikliğini de gözler önüne sermiştir. Türk vatandaşlarının yaşadığı bu mağduriyet, Türkiye’nin AB ile vize muafiyeti görüşmelerinde daha güçlü bir pozisyon almasını gerektirmektedir.

Kaçak Göç ve İltica Başvurularının Vize Politikalarına Etkisi

Avrupa Birliği ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularını fiilen durdurmasının en önemli nedenlerinden biri, kaçak göç ve iltica başvurularındaki artıştır. Son yıllarda, Türkiye’den Avrupa’ya vize ile giren bazı kişilerin iltica başvurusunda bulunması, özellikle Almanya ve İtalya gibi ülkelerde vize politikalarının sertleşmesine yol açmıştır. Sözcü’nün haberine göre, Avrupa’ya kaçak yollarla gidenlerin yaklaşık üçte birini Türk vatandaşlarının oluşturduğu belirtilmiş, bu da AB ülkelerinin vize süreçlerinde daha katı kriterler uygulamasına neden olmuştur.

Almanya, özellikle iltica başvurularındaki artışı gerekçe göstererek, Türk vatandaşlarının vize başvurularını daha sıkı bir incelemeye tabi tutmaktadır. 2025’te, Türkiye’den yapılan vize başvurularının büyük bir kısmı ya reddedilmekte ya da yalnızca çok sınırlı sayıda başvuruya olumlu yanıt verilmektedir. Bu durum, turistik, ticari ve hatta eğitim amaçlı vize başvurularını da etkilemiş, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat etme özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlamıştır. Örneğin, Almanya’nın vize ret oranlarının 2024’te yüzde 14,5’e ulaştığı rapor edilmiş, bu oran, Cezayir’den sonra en yüksek ikinci ret oranı olarak kaydedilmiştir. İltica başvurularındaki artış, AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik güvenini sarsmış ve vize süreçlerinde daha katı güvenlik taramalarına yol açmıştır.

Bu durum, yalnızca bireysel seyahatleri değil, aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa ile ticari ve kültürel bağlarını da olumsuz etkilemektedir. AB ülkelerinin bu politikaları, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya erişimini zorlaştırırken, aynı zamanda Türkiye’nin AB ile uzun süredir devam eden vize muafiyeti görüşmelerine de gölge düşürmektedir. Bu kriz, Türkiye’nin diplomatik düzeyde daha etkili bir şekilde konuyu gündeme taşımasını ve AB ülkeleriyle karşılıklı iş birliğini artırmasını gerektirmektedir.

Dolandırıcılık İddiaları ve Randevu Sistemindeki Sorunlar

Schengen vize başvurularındaki krizin bir diğer boyutu, randevu sistemlerinde ortaya çıkan dolandırıcılık iddialarıdır. Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde, vize randevu sistemlerinin organize gruplar tarafından manipüle edildiği ve bu grupların randevuları toplu bir şekilde alarak yüksek fiyatlara sattığı belirtilmektedir. Bu durum, bireysel başvuru yapmaya çalışan Türk vatandaşlarının aylarca randevu alamamasına neden olmuş ve mağduriyeti artırmıştır. Örneğin, bazı firmaların, randevu sistemlerinden toplu olarak yüzlerce randevu aldığı ve bunları 500 ila 2000 euro arasında değişen fiyatlarla sattığı iddia edilmiştir.

Bu dolandırıcılık faaliyetleri, vize süreçlerini daha da karmaşık hale getirirken, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat etme umutlarını da sömürmektedir. Almanya ve diğer AB ülkelerinin büyükelçilikleri, bu iddialar üzerine soruşturma başlatmış ve randevu sistemlerini yeniden yapılandırmak için çalışmalara başlamıştır. Ancak, bu süreçte vize başvuruları neredeyse tamamen durmuş, bu da Türk vatandaşlarının seyahat planlarını ciddi şekilde etkilemiştir. Sözcü’nün haberine göre, randevu sistemlerindeki bu sorunlar, özellikle iş seyahati veya eğitim amaçlı vize başvurusu yapanları mağdur etmiş ve birçok kişinin planlarını ertelemesine neden olmuştur.

Bu durum, AB ülkelerinin vize süreçlerindeki şeffaflık eksikliğini ve konsolosluk kapasitelerinin yetersizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türk vatandaşlarının yaşadığı bu mağduriyet, yalnızca bireysel düzeyde değil, aynı zamanda Türkiye’nin turizm, ticaret ve eğitim alanındaki uluslararası ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin bu konuda AB ülkeleriyle diplomatik düzeyde daha aktif bir şekilde çalışması ve randevu sistemlerindeki sorunlara çözüm aranması gerekmektedir.

almanya vize süreçleri

Vize Krizinin Türkiye-AB İlişkilerine Etkileri

Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki kriz, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim noktası yaratmıştır. Türkiye, uzun süredir AB ile vize muafiyeti görüşmeleri yürütmekte olup, bu görüşmeler, 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması ile hız kazanmıştır. Ancak, 2025 itibarıyla, Türk vatandaşlarının Schengen vize başvurularındaki zorluklar, bu görüşmelerin ilerlemesini sekteye uğratmıştır. Almanya, İtalya, İspanya ve diğer AB ülkelerinin vize politikalarını sertleştirmesi, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde güven kaybına neden olmuştur.

Özellikle, Türk vatandaşlarının vize başvurularının fiilen durdurulması ve yüksek ret oranları, Türkiye’nin AB’ye yönelik eleştirilerini artırmıştır. Örneğin, 2024’te Schengen vize başvurularının yüzde 14,5’inin reddedildiği rapor edilmiş, bu da Türkiye’yi en yüksek ret oranına sahip ikinci ülke yapmıştır. Bu durum, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat etme özgürlüğünü kısıtlamanın yanı sıra, Türkiye’nin AB ile ekonomik ve kültürel bağlarını da zayıflatmaktadır. Vize krizinin, Türkiye’nin turizm sektörüne de olumsuz etkileri olmuştur; Avrupa’ya seyahat eden Türk turistlerin sayısında azalma, tur operatörlerini ve havayolu şirketlerini zor durumda bırakmıştır.

Ayrıca, Türk iş insanlarının Avrupa’daki ticari faaliyetleri, vize süreçlerindeki aksamalar nedeniyle sekteye uğramıştır. Türkiye, bu kriz karşısında, AB ülkeleriyle diplomatik düzeyde daha etkili bir diyalog kurarak, vize süreçlerindeki sorunlara çözüm aranmasını talep etmektedir. Ancak, AB’nin kaçak göç ve iltica başvurularına yönelik endişeleri, bu görüşmelerin kısa vadede sonuçlanmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’nin vize muafiyeti talebi, AB ile ilişkilerde önemli bir gündem maddesi olmaya devam ederken, mevcut kriz, bu sürecin daha da karmaşık hale geldiğini göstermektedir.

Türk Vatandaşlarının Karşılaştığı Zorluklar ve Çözüm Önerileri

Türk vatandaşları, Schengen vize başvurularındaki mevcut kriz nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıyadır. Randevu alamama, yüksek ret oranları ve dolandırıcılık iddiaları, özellikle turistik, ticari ve eğitim amaçlı seyahat edenleri etkilemektedir. Örneğin, Almanya’daki vize ret oranlarının 2024’te yüzde 14,5’e ulaşması, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya erişiminde büyük bir engel oluşturmuştur. Ayrıca, vize başvurularına ret alanların itiraz süreçlerinin 30 Haziran 2025’e kadar durdurulması, bu mağduriyeti daha da artırmıştır.

Türk öğrencilerin eğitim amaçlı vize başvurularının reddedilmesi, özellikle akademik kariyer planlayan gençler için ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, Türk vatandaşlarının Avrupa’daki kültürel, ticari ve eğitim fırsatlarından mahrum kalmasına neden olmaktadır. Çözüm önerileri arasında, Türkiye’nin AB ile vize muafiyeti görüşmelerini hızlandırması ve konsolosluk kapasitelerinin artırılması yer almaktadır. Ayrıca, randevu sistemlerindeki dolandırıcılık faaliyetlerine karşı daha sıkı denetimler ve şeffaf bir başvuru süreci oluşturulması gerekmektedir.

Türkiye, AB ülkeleriyle diplomatik düzeyde daha aktif bir şekilde çalışarak, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde yaşadığı mağduriyetleri gündeme taşımalıdır. Öte yandan, Türk vatandaşlarının vize başvurularında daha dikkatli ve eksiksiz belge sunması, ret oranlarını azaltabilir. Ancak, bu süreçteki temel sorumluluğun, AB ülkelerinin vize politikalarındaki katı tutumu ve konsolosluk kapasitelerindeki yetersizlikte olduğu açıktır. Türkiye’nin bu konuda uluslararası platformlarda daha güçlü bir şekilde sesini duyurması, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine erişimini kolaylaştırabilir.

avrupa birliği turizmde büyüme

Kaynaklar

Bu makaledeki bilgiler, Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki krizle ilgili güncel haberlere ve resmi açıklamalara dayanarak hazırlanmıştır. Aşağıda, vize politikaları, kaçak göç ve Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili genel bilgi sağlayabilecek bazı kaynak türleri ve örnekleri (gerçek ve güncel bağlantılarla) bulunmaktadır:

Türkiye-AB İlişkileri ve Vize Politikaları:

Vize Krizi ve Haberler:

  • Sözcü: Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki krizle ilgili haberler.
  • Anadolu Ajansı (AA): Vize başvurularındaki dolandırıcılık iddiaları ve AB ülkelerinin politikaları.

Uluslararası Analiz ve Raporlar:

  • Deutsche Welle (DW): Almanya’nın vize ret itirazlarını durdurması ve Türk vatandaşlarının vize süreçleri.
  • Teyit.org: AB’nin Türk vatandaşları için vize işlemlerini durdurduğu iddialarına yönelik doğrulama raporları.
  • Halk TV: Schengen vize krizinin Türkiye’ye etkileri.

Not: Verilen bağlantılar genel kaynaklara yönlendirme amaçlıdır ve sürekli güncellenen web siteleridir. Spesifik haber, rapor veya düzenlemeler için bu platformlarda detaylı arama yapılması önerilir.

Sık Sorulan Sorular

Vize randevu sistemlerinde dolandırıcılık iddiaları nelerdir ve bu durum Türk vatandaşlarını nasıl etkiliyor?

Schengen vize başvurularındaki krizin en önemli boyutlarından biri, randevu sistemlerinde ortaya çıkan dolandırıcılık iddialarıdır. Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde, vize randevu sistemlerinin organize gruplar tarafından manipüle edildiği ve bu grupların randevuları toplu bir şekilde alarak yüksek fiyatlara sattığı belirtilmektedir. Örneğin, bazı firmaların, randevu sistemlerinden yüzlerce randevu aldığı ve bunları 500 ila 2000 euro arasında değişen fiyatlarla sattığı iddia edilmiştir. Bu durum, bireysel başvuru yapmaya çalışan Türk vatandaşlarının aylarca randevu alamamasına neden olmuş ve mağduriyeti artırmıştır. Sözcü’nün haberine göre, bu dolandırıcılık faaliyetleri, özellikle iş seyahati, eğitim veya aile birleşimi gibi acil seyahat ihtiyaçları olan Türk vatandaşlarını derinden etkilemiştir. Almanya ve diğer AB ülkelerinin büyükelçilikleri, bu iddialar üzerine soruşturma başlatmış ve randevu sistemlerini yeniden yapılandırmak için çalışmalara başlamıştır. Ancak, bu süreçte vize işlemleri neredeyse durma noktasına gelmiş, bu da Türk vatandaşlarının seyahat planlarını ciddi şekilde aksatmıştır. Dolandırıcılık iddiaları, vize süreçlerindeki şeffaflık eksikliğini ve konsolosluk kapasitelerinin yetersizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türk vatandaşları, bu durum nedeniyle hem maddi hem de manevi kayıplar yaşamakta; örneğin, yüksek ücretler ödeyerek randevu almaya çalışanlar, çoğu zaman sahte randevularla karşılaşmaktadır. Bu kriz, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya erişimini zorlaştırmanın yanı sıra, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yeni bir gerilim noktası yaratmıştır. Türkiye’nin bu konuda konsolosluklarla iş birliği yaparak, randevu sistemlerini daha şeffaf ve erişilebilir hale getirmesi gerekmektedir.

Vize krizinin Türkiye’nin turizm ve ticaretine etkileri nelerdir?

Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki kriz, Türkiye’nin turizm ve ticaret sektörlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Avrupa, Türk turistler için önemli bir destinasyon olup, özellikle Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya gibi ülkeler, Türk vatandaşlarının sıkça seyahat ettiği yerlerdir. Ancak, 2025’te vize başvurularının fiilen durdurulması ve randevu sürelerinin bir yılı aşkın sürelere uzaması, Türk turistlerin Avrupa’ya seyahat etme eğilimini azaltmıştır. Bu durum, Türk tur operatörleri ve havayolu şirketleri için gelir kayıplarına neden olmuş, özellikle yüksek sezonda Avrupa’ya düzenlenen turların sayısında belirgin bir düşüş yaşanmıştır. Ayrıca, Türk iş insanlarının Avrupa’daki ticari faaliyetleri, vize süreçlerindeki aksamalar nedeniyle sekteye uğramıştır. Örneğin, Almanya’daki iş fuarlarına veya ticari görüşmelere katılmak isteyen Türk iş insanları, vize alamama veya randevu bulamama gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu, Türkiye’nin Avrupa ile ekonomik bağlarını zayıflatmakta ve Türk firmalarının uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir. Eğitim amaçlı seyahat eden Türk öğrenciler de bu krizden etkilenmiş; özellikle Almanya ve Fransa’daki üniversitelere başvuran öğrencilerin vize başvurularının reddedilmesi, akademik planlarını aksatmıştır. Vize krizinin turizm ve ticaret üzerindeki bu etkileri, Türkiye’nin AB ile vize muafiyeti görüşmelerinde daha aktif bir rol oynamasını gerektirmektedir. Türkiye, bu konuda diplomatik düzeyde daha etkili bir şekilde çalışarak, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya erişimini kolaylaştıracak çözümler aramalıdır. Ayrıca, vize süreçlerindeki şeffaflık eksikliği ve dolandırıcılık iddiaları, turizm ve ticaret sektörlerindeki güven kaybını artırmakta, bu da Türkiye’nin uluslararası imajını olumsuz etkilemektedir.

Türkiye-AB vize muafiyeti görüşmeleri bu krizden nasıl etkileniyor?

Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki kriz, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki vize muafiyeti görüşmelerine ciddi bir darbe vurmuştur. Türkiye, 2013’te AB ile imzaladığı Geri Kabul Anlaşması kapsamında, vize muafiyeti sürecini hızlandırmayı hedeflemiş ve bu konuda önemli adımlar atmıştır. Ancak, 2025’te Türk vatandaşlarının vize başvurularındaki zorluklar, bu görüşmelerin ilerlemesini sekteye uğratmıştır. Almanya, İtalya, İspanya ve diğer AB ülkelerinin vize politikalarını sertleştirmesi, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine erişimini kısıtlamış ve Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde güven kaybına neden olmuştur. Örneğin, 2024’te Türkiye’den yapılan Schengen vize başvurularının yüzde 14,5’inin reddedildiği rapor edilmiş, bu da Türkiye’yi en yüksek ret oranına sahip ikinci ülke yapmıştır. Bu durum, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat etme özgürlüğünü kısıtlamanın yanı sıra, Türkiye’nin AB ile ekonomik, kültürel ve diplomatik bağlarını zayıflatmaktadır. Vize muafiyeti görüşmeleri, AB’nin Türkiye’den talep ettiği 72 kriterin tamamlanmasına bağlı olup, bu kriterler arasında kaçak göçle mücadele ve sınır güvenliği gibi konular yer almaktadır. Ancak, AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik vize politikalarındaki sert tutumu, bu kriterlerin karşılanmasını zorlaştırmakta ve görüşmeleri çıkmaza sokmaktadır. Türkiye, bu kriz karşısında, AB ile diplomatik düzeyde daha aktif bir diyalog kurarak, vize süreçlerindeki sorunlara çözüm aranmasını talep etmektedir. Ancak, AB’nin kaçak göç ve iltica başvurularına yönelik endişeleri, bu görüşmelerin kısa vadede sonuçlanmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’nin vize muafiyeti talebi, AB ile ilişkilerde önemli bir gündem maddesi olmaya devam ederken, mevcut kriz, bu sürecin daha da karmaşık hale geldiğini göstermektedir.

Hangi AB ülkeleri Türk vatandaşlarının vize başvurularını etkileyen kısıtlamalar uyguluyor?

Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularındaki kısıtlamalar, özellikle Almanya, İtalya, İspanya, Fransa, Danimarka, İsveç, Polonya, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan ve Hollanda gibi ülkelerde belirgin bir şekilde hissedilmektedir. Almanya, bu süreçte öncü bir rol oynamakta olup, Türk vatandaşlarının vize başvurularını fiilen durdurmuş ve randevu sürelerini bir yılı aşkın sürelere yaymıştır. Sözcü’nün haberine göre, Almanya’daki konsolosluklar, yoğun başvuru talebi ve kaçak göç endişeleri nedeniyle vize işlemlerini ciddi şekilde yavaşlatmıştır. İtalya ve İspanya da benzer bir tutum sergileyerek, randevu sistemlerinde ciddi aksamalara yol açmıştır. Örneğin, 2024’te, bu üç ülkenin vize başvurularını Mayıs sonuna kadar durdurduğu iddia edilmiş, ancak bu iddia büyükelçilikler tarafından yalanlanmıştır. Yine de, fiili uygulamada, bu ülkelerde randevu almak neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Fransa, Danimarka ve İsveç, sınır kontrollerini sıkılaştırarak ve vize başvurularında daha katı kriterler uygulayarak, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine erişimini zorlaştırmıştır. Polonya, Macaristan, Yunanistan ve Bulgaristan da, kaçak göçle mücadele kapsamında benzer politikalar benimsemiştir. Özellikle Almanya ve Danimarka’nın Ankara’daki temsilciliklerinde, vize başvurularının yaklaşık üçte birinin reddedildiği rapor edilmiştir. Bu ülkelerin vize politikalarındaki sertleşme, Türk vatandaşlarının turistik, ticari ve eğitim amaçlı seyahatlerini ciddi şekilde etkilemiştir. AB ülkelerinin bu tutumu, Türkiye’nin turizm ve ticaret gibi alanlarda Avrupa ile bağlarını zayıflatırken, vize muafiyeti görüşmelerine de gölge düşürmektedir. Türk vatandaşlarının bu ülkelerdeki vize süreçlerinde yaşadığı zorluklar, AB’nin şeffaf ve adil bir vize politikası uygulaması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Türk vatandaşlarına Schengen vize başvuruları durduruldu mu ve bu durumun temel nedenleri nelerdir?

Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vize başvurularının durdurulduğu yönündeki iddialar, 2025 itibarıyla kısmen doğrudur, ancak resmi bir durdurma kararı açıklanmamıştır. Almanya, İtalya, İspanya ve diğer bazı AB ülkeleri, Türk vatandaşlarının vize başvurularını fiilen durdurmuş veya ciddi şekilde yavaşlatmıştır. Sözcü gazetesinden Ali Gülen’in haberine göre, Almanya’daki randevu süreleri bir yılı aşkın sürelere uzamış, bu da başvuru süreçlerini neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Bu durumun temel nedenleri arasında, Avrupa Birliği’nin artan kaçak göç baskısına karşı aldığı önlemler yer almaktadır. Almanya’nın başını çektiği sınır kontrollerinin sıkılaştırılması, Danimarka, İsveç, Polonya, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan, Fransa ve Hollanda gibi ülkelere yayılmış ve Schengen bölgesindeki serbest dolaşımı kontrollü bir sisteme dönüştürmüştür. Ayrıca, Türkiye’den Avrupa’ya kaçak yollarla gidenlerin yaklaşık üçte birini Türk vatandaşlarının oluşturduğu iddiası, AB ülkelerinin vize politikalarını sertleştirmesine neden olmuştur. Özellikle Almanya ve İtalya’da, vize ile Avrupa’ya giren bazı Türk vatandaşlarının iltica başvurusunda bulunması, vize süreçlerinde daha katı kriterler uygulanmasına yol açmıştır. Randevu sistemlerindeki dolandırıcılık iddiaları da bu krizi derinleştirmiştir; organize grupların randevuları toplu bir şekilde alarak yüksek fiyatlara sattığı rapor edilmiştir. Bu durum, bireysel başvuru yapmaya çalışan Türk vatandaşlarının mağduriyetini artırmış ve vize süreçlerini durma noktasına getirmiştir. AB ülkelerinin resmi bir açıklama yapmaması, bu krizin şeffaflık eksikliğiyle daha da karmaşık hale geldiğini göstermektedir. Türk vatandaşlarının yaşadığı bu zorluklar, Türkiye’nin AB ile vize muafiyeti görüşmelerinde daha aktif bir rol oynamasını gerektirmektedir.

Yorum yapın

Geri

Moskova Havalimanlarında 2025’te Uygulanan Uçuş Kısıtlamaları: Nedenler ve Küresel Etkiler

İleri

Azerbaijan Airlines’ın Bakü-Mersin Direkt Uçuşları: 2025’te Yeni Bir Bağlantı