İsrail-İran Çatışması Orta Doğu Hava Sahasını Felç Etti

İsrail-İran çatışması 13 Haziran 2025’te başlayan ve hızla tırmanan çatışma, Orta Doğu’nun hava sahasını büyük ölçüde kapatmaya zorlayarak bölgesel ve küresel havacılık sektöründe ciddi bir kaos yarattı. İsrail’in İran’ın başkenti Tahran ve diğer stratejik bölgelere...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 18 Haziran 2025

İsrail-İran çatışması 13 Haziran 2025’te başlayan ve hızla tırmanan çatışma, Orta Doğu’nun hava sahasını büyük ölçüde kapatmaya zorlayarak bölgesel ve küresel havacılık sektöründe ciddi bir kaos yarattı. İsrail’in İran’ın başkenti Tahran ve diğer stratejik bölgelere düzenlediği hava saldırıları, üst düzey askeri yetkililerin ve nükleer bilim adamlarının öldürülmesiyle sonuçlanırken, İran’ın misilleme olarak füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık vermesi, bölgedeki gerilimi zirveye taşıdı.

Bu çatışma, İran, İsrail, Irak, Ürdün ve Suriye gibi ülkelerin hava sahalarını tamamen veya kısmen kapatmasına yol açtı, onlarca havalimanında uçuşlar durdu ve binlerce yolcu mahsur kaldı. Emekli pilot ve havacılık güvenliği uzmanı John Cox’un “büyük domino etkisi” olarak tanımladığı bu durum, havayolu şirketlerini, yolcuları ve lojistik zincirlerini derinden etkiledi. İsrail’in Ben Gurion Havalimanı’nın kapatılması, İran’ın Humeyni ve Mehrabad havalimanlarındaki uçuşların askıya alınması ve komşu ülkelerdeki havalimanlarında yaşanan kaos, bölgenin havacılık altyapısını adeta felç etti.

Türkiye, bu krizden dolaylı olarak etkilenirken, bazı havayolu şirketleri uçuşlarını iptal etti veya rotalarını değiştirdi. Bu makalede, İsrail-İran çatışmasının Orta Doğu hava sahasına etkileri, havacılık sektöründeki kesintiler ve bölgesel sonuçlar detaylı bir şekilde ele alınacak.

İsrail-İran Çatışması

Çatışmanın Başlangıcı ve Hava Saldırıları

İsrail’in 13 Haziran 2025’te İran’a yönelik sürpriz bir hava saldırısı başlatması, Orta Doğu’da yeni bir çatışma dalgasını tetikledi. İsrail, Tahran ve diğer bölgelerdeki askeri karargâhlar, nükleer tesisler ve balistik füze üretim merkezlerini hedef aldığını açıklarken, saldırılarda üst düzey İranlı askeri yetkililer ve nükleer bilim adamlarının öldürüldüğü bildirildi. İran, bu saldırılara karşılık olarak İsfahan’da İsrail’e ait bir Hermes 900 İHA’sını düşürdüğünü doğruladı ve hipersonik füzeler ile kamikaze İHA’larla karşı saldırılar düzenledi. Çatışmanın ilk günlerinden itibaren, her iki tarafın da hava saldırılarına ağırlık vermesi, bölgedeki hava sahalarının güvenliğini ciddi şekilde tehdit etti.

İsrail, saldırılarında Irak ve Suriye hava sahalarını kullandığına dair iddialar ortaya atılırken, İran, Irak üzerinden uçan İsrail İHA’larını ve füzelerini düşürdüğünü bildirdi. Bu karşılıklı saldırılar, sadece İran ve İsrail ile sınırlı kalmadı; Ürdün, Irak ve Suriye gibi komşu ülkeler de hava sahalarını güvenlik gerekçesiyle kapatmak zorunda kaldı. İran, 13 Haziran’dan itibaren hava sahasını sivil uçuşlara kapatarak Humeyni Uluslararası Havalimanı ve Mehrabad Havalimanı’ndaki tüm uçuşları askıya aldı. İsrail ise Ben Gurion Havalimanı’nı “bir sonraki duyuruya kadar” kapattı ve ülkedeki üç büyük havayolu şirketinin uçaklarını Larnaka’ya yönlendirdi.

Bu durum, bölgedeki havacılık altyapısını derinden etkileyerek, on binlerce yolcunun mahsur kalmasına ve havayolu operasyonlarının büyük ölçüde sekteye uğramasına neden oldu. Çatışmanın ilk haftasında, İsrail’in Tahran’da İran hava kuvvetleri için kullanılan Mehrabad Havalimanı’nı bombaladığı bildirildi, bu da İran’ın iç hat uçuşlarını tamamen durdurmasına yol açtı. Orta Doğu’nun stratejik konumu, küresel hava trafiği için kritik bir geçiş noktası olduğundan, bu kapanmalar dünya genelinde uçuş rotalarını ve lojistik zincirlerini etkiledi.

Hava Sahası Kapanmalarının Bölgesel Etkileri

İsrail-İran çatışmasının en çarpıcı sonuçlarından biri, Orta Doğu’daki birden fazla ülkenin hava sahalarını kapatması oldu. İran, İsrail’in saldırıları sonrası hava sahasını 13 Haziran’dan itibaren sivil uçuşlara kapattı ve bu durum, ülkedeki yerel havayolu şirketlerinin uçuşlarını tamamen durdurmasına neden oldu. İsrail, kendi hava sahasını da kapatarak Ben Gurion Havalimanı’nda uçuşları askıya aldı ve yaklaşık 50.000 İsrailli yolcunun yurtdışında mahsur kalmasına yol açtı. Irak, İran’a yakınlığı nedeniyle hava sahasını tamamen kapatırken, İsrail’in Irak hava sahasını kullanarak saldırılar düzenlediği iddiaları, bölgedeki gerilimi daha da artırdı.

Ürdün, hava sahasını kısmen açık tutsa da, İsrail’in İran’dan gelen füzeleri Ürdün hava sahasında imha ettiği bildirildi, bu da sivil uçuşlar için güvenlik risklerini artırdı. Suriye, çatışmaların başında hava sahasını kapattı ve zaten harap olan havalimanlarının yenileme çalışmaları sekteye uğradı. Lübnan, hava sahasını kısmen açık tutmasına rağmen, Beyrut Havalimanı’nda kaos yaşandı ve yoğun yaz turizm sezonu öncesinde birçok yolcu mahsur kaldı. Bu kapanmalar, Orta Doğu’nun hava trafiğini adeta felç etti ve küresel havacılık sektöründe ciddi aksamalara neden oldu. Emekli pilot John Cox, bu durumu “büyük bir domino etkisi” olarak nitelendirerek, binlerce yolcunun, mürettebatın ve uçağın yanlış yerlerde kaldığını belirtti.

Örneğin, Türk Hava Yolları (THY) ve AJet gibi Türk havayolu şirketleri, İran, Irak ve Ürdün uçuşlarını iptal etti veya rotalarını Türkiye ve Yunanistan hava sahaları üzerinden yeniden düzenledi. Türkiye, bu krizden dolaylı olarak etkilenirken, Iraklı yolcuların Türkiye üzerinden karayoluyla ülkelerine dönmelerine izin veren bir mutabakat sağlandı.

Bu kapanmalar, sadece yolcu taşımacılığını değil, kargo ve lojistik operasyonlarını da olumsuz etkileyerek küresel tedarik zincirlerinde aksamalara yol açtı. Orta Doğu’nun hava sahası, Asya ve Avrupa arasındaki uçuşlar için kritik bir koridor olduğundan, havayolu şirketleri daha uzun rotalar kullanmak zorunda kaldı, bu da yakıt maliyetlerini ve uçuş sürelerini artırdı.

Havacılık Sektöründeki Kaos ve Yolcu Mağduriyetleri

İsrail-İran çatışmasının hava sahası kapanmalarına yol açması, havacılık sektöründe eşi görülmemiş bir kaos yarattı. Onlarca havalimanında uçuşların durdurulması veya büyük ölçüde azaltılması, on binlerce yolcunun mahsur kalmasına neden oldu. İsrail’de Ben Gurion Havalimanı’nın kapanmasıyla, 50.000’den fazla İsrailli yolcu yurtdışında mahsur kaldı ve ülkeye dönüş için sınırlı seçeneklerle karşı karşıya kaldı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ofisi, vatandaşlarına Ürdün ve Mısır’daki sınır kapılarını kullanmamaları konusunda uyarıda bulundu, çünkü bu ülkeler İsrailli yolcular için “yüksek tehdit riski” taşıyordu.

İran’da ise Humeyni Uluslararası Havalimanı ve Mehrabad Havalimanı’ndaki uçuşların askıya alınması, hem iç hat hem de uluslararası uçuşları durdurdu. Bazı İranlı ve Iraklı yolcular, karayoluyla ülkelerini terk etmeyi tercih etti, ancak bu seçenek de güvenlik riskleri nedeniyle sınırlıydı. Lübnan’da Beyrut Havalimanı’nda kaos hakimdi; yoğun yaz turizm sezonu öncesinde iptal edilen ve ertelenen uçuşlar, binlerce turisti ve yerel halkı etkiledi. Ürdün’deki Amman Havalimanı, kısmen açık olmasına rağmen, uçuşlarda ciddi aksamalar yaşandı ve havayolu şirketleri operasyonlarını gece saatlerinde durdurdu.

Irak’ta ise Bağdat ve diğer havalimanlarının tamamen kapanması, ülkeye giriş ve çıkışı neredeyse imkânsız hale getirdi. Bu kaos, havayolu şirketlerini de zor durumda bıraktı. Örneğin, AJet, İran, Ürdün ve Irak uçuşlarını pazartesi gününe kadar iptal ederken, Lübnan seferlerini gündüz saatleriyle sınırladı. Küresel havayolu şirketleri, Orta Doğu rotalarını tamamen askıya aldı veya Türkiye, Yunanistan ve Körfez ülkeleri üzerinden alternatif rotalar kullanmaya başladı.

Bu durum, uçuş sürelerini uzatarak hem yolcular için ek maliyetler hem de havayolu şirketleri için operasyonel zorluklar yarattı. Yolcular, iptal edilen uçuşlar nedeniyle havalimanlarında saatlerce beklemek zorunda kaldı, bazıları ise çatışma bölgesinden kaçamadı veya evlerine dönemedi. Bu kriz, havacılık sektörünün kırılganlığını bir kez daha ortaya koydu ve uzun vadeli ekonomik etkilerinin ciddi olacağı öngörülüyor.

Türkiye’nin Çatışmadan Etkilenmesi ve Alınan Önlemler

Türkiye, İsrail-İran çatışmasından doğrudan bir taraf olmamasına rağmen, bölgesel hava sahası kapanmaları ve güvenlik endişeleri nedeniyle dolaylı olarak etkilendi. Türk Hava Yolları (THY) ve AJet, İran, Irak ve Ürdün’e olan uçuşlarını iptal ederek yolcularını bilgilendirdi ve alternatif rotalar üzerinden uçuş planlarını yeniden düzenledi. Türkiye’nin hava sahası, bazı havayolu şirketleri tarafından Orta Doğu’yu bypass etmek için kullanıldı, bu da Türk havalimanlarında ek trafik yarattı. Ayrıca, Irak basınına göre, Türkiye ve Irak arasında, yurtdışındaki Iraklıların Türkiye’ye seyahat ederek ortak sınır üzerinden karayoluyla ülkelerine dönmelerine izin veren bir mutabakat sağlandı.

Bu anlaşma, mahsur kalan Iraklı yolcular için bir çözüm sunarken, Türkiye’nin bölgesel krizlerde oynadığı arabulucu rolünü pekiştirdi. Ancak, çatışmanın yoğunluğu nedeniyle İstanbul’da yaşayan bazı İranlılar, ailelerinden haber alamayınca otobüslerle İran’a gitmeye çalıştı, bu da Türkiye’deki ulaşım altyapısına ek yük getirdi. Türkiye, İsrail savaş uçaklarının Türk hava sahasını yanlışlıkla ihlal ettiği iddiaları üzerine de hızlı bir tepki gösterdi ve bu uçaklar telsizle uyarıldı.

Türk yetkililer, hava sahasının güvenliğini korumak için ek önlemler alırken, çatışmanın Türkiye’ye sıçramaması için diplomatik çabalara ağırlık verdi. Türkiye’nin bu krizdeki rolü, hem bölgesel istikrarı desteklemek hem de kendi havacılık ve turizm sektörünü korumak açısından kritik öneme sahip. Özellikle yaz turizm sezonu yaklaşırken, Türkiye’nin hava sahasının güvenilir bir alternatif rota olarak kullanılması, Türk havayolu şirketleri için bir fırsat yaratabilir, ancak uzun vadeli güvenlik riskleri dikkatle izleniyor.

Küresel Havacılık ve Lojistik Zincirine Etkiler

İsrail-İran çatışmasının Orta Doğu hava sahasını kapatması, küresel havacılık ve lojistik zincirlerinde ciddi aksamalara yol açtı. Orta Doğu, Asya ve Avrupa arasındaki uçuşlar için kritik bir geçiş koridoru olduğundan, hava sahası kapanmaları havayolu şirketlerini daha uzun rotalar kullanmaya zorladı. Bu, uçuş sürelerini %20-30 oranında artırırken, yakıt maliyetlerini yükseltti ve bilet fiyatlarına yansıdı.

Kargo taşımacılığı da bu krizden ağır bir darbe aldı. Orta Doğu üzerinden geçen kargo uçuşlarının büyük bir kısmı askıya alındı veya alternatif rotalara yönlendirildi, bu da küresel tedarik zincirlerinde gecikmelere neden oldu. Özellikle elektronik, ilaç ve gıda gibi zaman hassasiyeti yüksek ürünlerin sevkiyatı aksadı. Havayolu şirketleri, operasyonel planlarını yeniden düzenlemek için yoğun bir çaba sarf ederken, bazıları uçuşlarını tamamen iptal etmeyi tercih etti.

Örneğin, Avrupa merkezli Lufthansa ve Emirates gibi büyük havayolu şirketleri, Orta Doğu’ya olan uçuşlarını geçici olarak durdurdu. Bu durum, havayolu şirketlerinin gelir kaybına uğramasına ve yolcuların güvenini sarsmasına neden oldu. Ayrıca, çatışmanın devam etmesi durumunda, küresel havacılık sektörünün toparlanma süreci uzayabilir. Emekli pilot John Cox, bu tür krizlerin havacılık sektöründe uzun vadeli etkiler yarattığını ve toparlanmanın aylar sürebileceğini belirtti.

Çatışmanın Bölgesel ve Küresel Siyasi Yansımaları

İsrail-İran çatışması, sadece havacılık sektörünü değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel siyasi dinamikleri de derinden etkiledi. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini ve askeri karargâhlarını hedef alması, İran’ın nükleer programına yönelik uzun süredir devam eden gerilimi yeniden alevlendirdi. İran’ın hipersonik füzeler ve kamikaze İHA’larla karşılık vermesi, bölgedeki güç dengesini test eden bir hamle olarak değerlendirildi.

Ürdün’ün İsrail’e hava sahasını açtığı ve İran füzelerini imha ettiği iddiaları, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını bir kez daha ortaya koydu. Suriye ve Irak hava sahalarının İsrail tarafından kullanıldığına dair haberler, bu ülkelerin egemenlik tartışmalarını gündeme getirdi. Ayrıca, İran’ın ABD’ye çağrıda bulunarak çatışmaya müdahale etmesini talep etmesi, küresel güçlerin bu krizdeki rolünü tartışmaya açtı. ABD’nin İsrail’e destek vermesi, İran’ın ise Rusya ve Çin gibi müttefikleriyle yakınlaşması, çatışmanın küresel bir boyuta ulaşma riskini artırdı.

Türkiye, bu krizde tarafsız bir pozisyon alarak diplomatik çözüm çağrısında bulundu ve bölgesel istikrar için arabuluculuk önerdi. Ancak, çatışmanın devam etmesi durumunda, Türkiye’nin ekonomik ve güvenlik açısından daha fazla etkilenmesi kaçınılmaz görünüyor. Çatışmanın siyasi yansımaları, havacılık sektöründeki krizin ötesine geçerek, Orta Doğu’nun uzun vadeli istikrarını tehdit ediyor.

Kaynaklar

Bu makaledeki bilgiler, İsrail-İran çatışmasının 13 Haziran 2025’te başlamasıyla ilgili güncel haberlere ve Orta Doğu’nun havacılık sektörü hakkındaki genel bilgilere dayanarak hazırlanmıştır. Aşağıda, çatışma, hava sahası kapanmaları ve havacılık etkileriyle ilgili genel bilgi sağlayabilecek bazı kaynak türleri ve örnekleri (gerçek ve güncel bağlantılarla) bulunmaktadır:

  • Anadolu Ajansı (AA): İsrail-İran çatışması ve hava sahası kapanmalarıyla ilgili haber arşivleri .
  • Hürriyet: Çatışmanın havacılık sektörüne etkileri ve siyasi yansımaları hakkında haberler .
  • CNN Türk: İsrail-İran savaşının bölgesel etkileri ve hava sahası kapanmalarıyla ilgili güncel haberler .
  • Euronews Türkiye: İsrail’in İran’a saldırıları ve hava sahası kapanmaları hakkında detaylı bilgiler .
  • Milliyet: Çatışmanın havacılık ve lojistik zincirlerine etkileriyle ilgili haberler .

Not: Verilen bağlantılar genel kaynaklara yönlendirme amaçlıdır ve sürekli güncellenen web siteleridir. Spesifik haber, rapor veya düzenlemeler için bu platformlarda detaylı arama yapılması önerilir.

Sık Sorulan Sorular

İsrail-İran çatışması hangi ülkelerin hava sahalarını kapatmasına neden oldu ve bu durum havacılık sektörünü nasıl etkiledi?

İsrail-İran çatışması, 13 Haziran 2025’te İsrail’in İran’a yönelik hava saldırılarıyla başladı ve bu durum, Orta Doğu’daki birden fazla ülkenin hava sahalarını tamamen veya kısmen kapatmasına yol açtı. İran, İsrail’in Tahran ve diğer bölgelere düzenlediği saldırılar sonrası hava sahasını sivil uçuşlara kapatarak Humeyni Uluslararası Havalimanı ve Mehrabad Havalimanı’ndaki tüm uçuşları askıya aldı. İsrail, kendi hava sahasını kapatarak Ben Gurion Havalimanı’nı “bir sonraki duyuruya kadar” durdurdu, bu da 50.000’den fazla İsrailli yolcunun yurtdışında mahsur kalmasına neden oldu. Irak, İran’a yakınlığı nedeniyle hava sahasını tamamen kapattı ve İsrail’in Irak hava sahasını kullanarak saldırılar düzenlediği iddiaları gerilimi artırdı. Ürdün, hava sahasını kısmen açık tutsa da, İsrail’in İran füzelerini Ürdün’de imha ettiği bildirildi, bu da sivil uçuşlar için güvenlik risklerini yükseltti. Suriye, çatışmaların başında hava sahasını kapattı ve havalimanlarının yenileme çalışmaları sekteye uğradı. Lübnan, hava sahasını kısmen açık tutmasına rağmen, Beyrut Havalimanı’nda kaos yaşandı ve yaz turizm sezonu öncesi binlerce yolcu mahsur kaldı. Bu kapanmalar, havacılık sektöründe “büyük bir domino etkisi” yarattı; on binlerce yolcu, mürettebat ve uçak yanlış yerlerde kaldı, uçuşlar iptal edildi veya rotalar değiştirildi. Türk Hava Yolları ve AJet gibi şirketler, İran, Irak ve Ürdün uçuşlarını iptal ederek Türkiye ve Yunanistan hava sahalarını kullanmaya başladı. Küresel havayolu şirketleri, Orta Doğu rotalarını askıya aldı veya daha uzun rotalar kullanarak uçuş sürelerini ve maliyetleri artırdı. Kargo taşımacılığı da bu krizden etkilenerek küresel tedarik zincirlerinde gecikmelere yol açtı. Emekli pilot John Cox, bu durumun havacılık sektöründe uzun vadeli ekonomik etkiler yaratacağını ve toparlanmanın aylar sürebileceğini belirtti. Orta Doğu’nun stratejik konumu, bu krizin sadece bölgesel değil, küresel bir mesele olduğunu gösteriyor ve havacılık sektörünün kırılganlığını bir kez daha ortaya koyuyor.

İsrail-İran çatışması nedeniyle mahsur kalan yolcular için hangi önlemler alındı?

İsrail-İran çatışmasının hava sahası kapanmalarına yol açması, on binlerce yolcunun mahsur kalmasına neden oldu ve bu durum, hem yerel hem de uluslararası düzeyde çeşitli önlemlerin alınmasını gerektirdi. İsrail’de Ben Gurion Havalimanı’nın kapanmasıyla, yaklaşık 50.000 İsrailli yolcu yurtdışında mahsur kaldı. İsrail hükümeti, vatandaşlarına Ürdün ve Mısır’daki sınır kapılarını kullanmamaları konusunda uyarıda bulundu, çünkü bu ülkeler “yüksek tehdit riski” taşıyordu. İsrail’in üç büyük havayolu şirketi, uçaklarını Larnaka’ya yönlendirerek yolcuların tahliyesini organize etmeye çalıştı, ancak sınırlı kapasite nedeniyle bu süreç yavaş ilerledi. İran’da, Humeyni ve Mehrabad havalimanlarındaki uçuşların askıya alınması, hem yerel hem de uluslararası yolcuları etkiledi. Bazı İranlı ve Iraklı yolcular, güvenlik risklerine rağmen karayoluyla ülkelerini terk etmeyi tercih etti. Irak, Türkiye ile bir mutabakat sağlayarak yurtdışındaki Iraklıların Türkiye’ye seyahat ederek ortak sınır üzerinden karayoluyla dönmelerine izin verdi. Bu anlaşma, mahsur kalan Iraklılar için bir çözüm sunsa da, lojistik zorluklar ve güvenlik endişeleri süreci karmaşık hale getirdi. Lübnan’da, Beyrut Havalimanı’ndaki kaos, iptal edilen ve ertelenen uçuşlar nedeniyle binlerce turisti ve yerel halkı etkiledi. Lübnan hükümeti, havalimanında ek personel görevlendirerek yolculara yardımcı olmaya çalıştı, ancak yoğun yaz turizm sezonu öncesi bu çabalar yetersiz kaldı. Ürdün’de, Amman Havalimanı’nda uçuşlar kısmen devam etse de, gece saatlerinde operasyonlar durduruldu ve yolcular havalimanlarında uzun süre beklemek zorunda kaldı. Türk havayolu şirketleri, İran, Irak ve Ürdün uçuşlarını iptal ederek yolcularını bilgilendirdi ve alternatif rotalar sunmaya çalıştı. Türkiye, Iraklı yolcuların karayoluyla dönüşünü kolaylaştırmak için sınır kapılarında ek önlemler aldı. Küresel havayolu şirketleri, yolculara para iadesi veya uçuş değişikliği seçenekleri sunarak mağduriyetleri azaltmaya çalıştı, ancak bu süreç, yüksek talep nedeniyle yavaş ilerledi. Havalimanlarında mahsur kalan yolcular için acil barınma ve yiyecek yardımları sağlandı, ancak bazı bölgelerde bu hizmetler yetersiz kaldı. Bu kriz, havacılık sektörünün kriz yönetimi kapasitesini test ederken, mahsur kalan yolcular için uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koydu.

Hava sahası kapanmalarının küresel havacılık ve lojistik zincirine etkileri nelerdir?

İsrail-İran çatışmasının Orta Doğu hava sahasını kapatması, küresel havacılık ve lojistik zincirlerinde ciddi aksamalara yol açtı. Orta Doğu, Asya ve Avrupa arasındaki uçuşlar için kritik bir geçiş koridoru olduğundan, İran, İsrail, Irak, Ürdün ve Suriye’nin hava sahalarını kapatması, havayolu şirketlerini daha uzun rotalar kullanmaya zorladı. Bu, uçuş sürelerini %20-30 oranında artırarak yakıt maliyetlerini yükseltti ve bilet fiyatlarına yansıdı. Örneğin, Asya’dan Avrupa’ya yapılan uçuşlar, Türkiye, Kafkasya veya Körfez ülkeleri üzerinden yönlendirildi, bu da havalimanlarında ek trafik yarattı. Kargo taşımacılığı, bu krizden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Orta Doğu üzerinden geçen kargo uçuşlarının büyük bir kısmı askıya alındı veya alternatif rotalara yönlendirildi, bu da elektronik, ilaç ve gıda gibi zaman hassasiyeti yüksek ürünlerin sevkiyatında gecikmelere neden oldu. Küresel tedarik zincirleri, zaten pandemi sonrası toparlanma sürecindeyken bu yeni krizle daha da zorlandı. Avrupa merkezli Lufthansa, Emirates ve diğer büyük havayolu şirketleri, Orta Doğu’ya olan uçuşlarını geçici olarak durdurdu, bu da hem yolcu hem de kargo operasyonlarında gelir kaybına yol açtı. Türk Hava Yolları ve AJet, İran, Irak ve Ürdün uçuşlarını iptal ederek rotalarını yeniden düzenledi, ancak bu değişiklikler ek maliyetler getirdi. Emekli pilot John Cox, bu tür krizlerin havacılık sektöründe uzun vadeli ekonomik etkiler yarattığını ve toparlanmanın aylar sürebileceğini belirtti. Hava sahası kapanmaları, havayolu şirketlerinin operasyonel planlarını altüst ederken, yolcuların güvenini sarsarak seyahat talebini azalttı. Ayrıca, havalimanlarında biriken yolcu ve kargo trafiği, lojistik zincirlerinde şişe ağzı etkisi yarattı. Türkiye gibi alternatif rotalar sunabilen ülkeler, bu krizde bir fırsat yakalasa da, uzun vadeli güvenlik riskleri ve artan operasyonel maliyetler, küresel havacılık sektörünün önündeki en büyük zorluklar olarak görülüyor. Bu kriz, havacılık sektörünün bölgesel çatışmalara karşı ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu ve uluslararası iş birliğinin önemini vurguladı.

Yorum yapın

Geri

Bodrum 2025 Kruvaziyer Sezonuna Güçlü Bir Başlangıç Yaptı

İleri

Corendon Airlines Antalya’dan Budapeşte’ye Yeni Uçuş Rotasını Başlattı