Az Bilinen Destinasyonların Yükselişi 2025

Turizm sektörü, her geçen yıl yeni trendler ve değişen tüketici beklentileriyle yeniden şekilleniyor; 2025 yılı ise bu dönüşümün en dikkat çekici dönemlerinden biri olmaya aday. UN Tourism World Tourism Barometer’ın Ocak 2025 raporuna göre, 2024’te...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 14 Mart 2025

Turizm sektörü, her geçen yıl yeni trendler ve değişen tüketici beklentileriyle yeniden şekilleniyor; 2025 yılı ise bu dönüşümün en dikkat çekici dönemlerinden biri olmaya aday. UN Tourism World Tourism Barometer’ın Ocak 2025 raporuna göre, 2024’te 1.4 milyar uluslararası turist kaydedildi ve 2025’te %3-5’lik bir büyüme öngörülüyor.

Ancak bu büyüme, yalnızca popüler destinasyonların değil, aynı zamanda az bilinen, gizli kalmış bölgelerin yükselişiyle dikkat çekiyor. McKinsey’in 2024 seyahat trendleri raporu da genç nesillerin (Z Kuşağı ve Milenyum) deneyim odaklı seyahat arayışını ve teknoloji kullanımındaki artışı vurgularken, sürdürülebilirlik ve otantiklik gibi değerlerin bu destinasyonların popülerleşmesinde kilit rol oynadığını gösteriyor.

Aşırı turizm (overtourism) gibi sorunlar, gezginleri kalabalık merkezlerden uzaklaştırarak daha az keşfedilmiş rotalara yöneltiyor; bu da Guyana, Oslo, Namib Çölü gibi yerlerin 2025’te parlamasına zemin hazırlıyor.

Bu makalede, az bilinen destinasyonların yükselişini detaylı bir şekilde ele alacak, bu trendin ardındaki dinamikleri analiz edecek ve 2025’te keşfedilmeyi bekleyen en iyi rotaları uzun paragraflar halinde inceleyeceğiz. Hem veri odaklı bir yaklaşım hem de pratik seyahat önerileriyle, bu gizli hazinelerin neden ve nasıl öne çıktığını keşfedeceğiz.

Az Bilinen Destinasyonlar

Az Bilinen Destinasyonların Yükselişinin Arkasındaki Dinamikler

Az bilinen destinasyonların 2025’te yükselişe geçmesi, tesadüfi bir trendden çok, birden fazla sosyo-ekonomik ve çevresel faktörün bir araya gelmesiyle açıklanabilir. UN Tourism’in 2024 verileri, uluslararası turist sayısının pandemi öncesi seviyelere (%99) ulaştığını ve bu toparlanmanın 2025’te de devam edeceğini gösteriyor; ancak bu büyüme, geleneksel turizm merkezlerinin ötesine yayılıyor.

Aşırı turizm, Venedik, Barselona veya Santorini gibi popüler destinasyonlarda hem yerel halkı hem de gezginleri rahatsız eden bir sorun haline geldi; örneğin, Venedik’te günlük turist limiti uygulamaları ve Santorini’de eşekli turlara ağırlık kısıtlamaları gibi önlemler, bu bölgelerdeki baskıyı gözler önüne seriyor.

McKinsey’in 2024 anketine katılan genç gezginlerin %52’si, kalabalık yerler yerine daha az bilinen destinasyonları tercih ettiğini belirtiyor; bu, Z Kuşağı ve Milenyum neslinin otantik, kişiselleştirilmiş ve yerel kültürü derinlemesine deneyimleme arzusunu yansıtıyor. Sürdürülebilirlik de bu trendin önemli bir itici gücü; gençlerin %56’sı çevre dostu destinasyonlara yönelirken, az bilinen bölgeler genellikle daha az karbon ayak izi ve doğal kaynaklar üzerinde düşük baskı sunuyor.

Örneğin, Travel And Tour World’ün 2025 raporunda, gezginlerin kalabalıklara alternatif arayışının Guyana gibi doğası bozulmamış yerlere ilgiyi artırdığı belirtiliyor. Teknoloji de bu yükselişte pay sahibi; McKinsey’e göre, gençlerin %25’i yapay zeka (AI) araçlarıyla seyahat planlıyor ve bu araçlar, popüler rotaların ötesinde öneriler sunarak gizli destinasyonları görünür kılıyor. Sosyal medya ise bir diğer katalizör; TikTok ve Instagram’da Z Kuşağı’nın %88’i seyahat influencer’larını takip ediyor ve bu platformlar, az bilinen yerlerin viral hale gelmesini sağlıyor.

Örneğin, Namib Çölü’ndeki yıldız gözlem kampları veya Oslo’nun sürdürülebilir mimari projeleri, bu kanallar aracılığıyla genç gezginlerin radarına giriyor. Ekonomik faktörler de göz ardı edilemez; popüler destinasyonlardaki yüksek maliyetler (örneğin, Paris’te bir otel gecesi ortalama 200 Euro’yu aşarken), daha uygun fiyatlı alternatifler arayanları cezbediyor. Bu dinamikler, 2025’te az bilinen destinasyonların sadece bir trend değil, aynı zamanda turizmin geleceğini şekillendiren bir hareket olduğunu kanıtlıyor.

Sürdürülebilirlik ve Az Bilinen Destinasyonların Cazibesi

Sürdürülebilirlik, 2025’te turizmde bir lüks olmaktan çıkıp bir zorunluluk haline geliyor ve bu, az bilinen destinasyonların yükselişinde temel bir rol oynuyor. UN Tourism, eko-turizmin 2025’te %70’lik bir artışla büyüyeceğini ve pazarın 2027’ye kadar 331 milyar dolara ulaşabileceğini öngörüyor; bu büyüme, genç nesillerin çevre bilincinin bir yansıması. McKinsey’in anketine göre, Z Kuşağı’nın %56’sı çevre dostu konaklamaları tercih ediyor ve %50’si yeşil politikaları olan turizm şirketleriyle çalışmayı önceliklendiriyor.

Az bilinen destinasyonlar, bu talebi karşılamak için doğal bir avantaj sunuyor; çünkü bu bölgeler genellikle aşırı turizmden etkilenmemiş, bozulmamış ekosistemlere sahip ve yerel topluluklarla daha az çatışma yaşıyor. Örneğin, Namib Çölü’ndeki NamibRand Doğa Koruma Alanı, dünyanın en karanlık gökyüzüne sahip yerlerinden biri olarak yıldız gözlemi için ideal bir nokta; aynı zamanda tamamen yenilenebilir enerjiyle işletiliyor ve karbon ayak izini minimumda tutuyor.

Benzer şekilde, Guyana’nın yağmur ormanları, karbon negatif bir ülke olarak doğa koruma çabalarıyla öne çıkıyor ve turistlere hem macera hem de çevre dostu bir deneyim sunuyor. Bu destinasyonlar, popüler tatil yerlerindeki gibi betonlaşma veya aşırı tüketimle boğuşmuyor; örneğin, Maldivler’de deniz seviyesinin yükselmesiyle mücadele edilirken, Guyana’nın iç kesimleri hâlâ el değmemiş bir vahşi doğaya ev sahipliği yapıyor. Sürdürülebilirlik sadece çevresel bir mesele değil; aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutlarıyla da bu bölgeleri cazip kılıyor. Yerel halk, turizm gelirlerinden doğrudan faydalanıyor ve bu, kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunuyor.

Flyista’nın 2025 trend raporunda belirttiği gibi, Norveç’in fiyort bölgesindeki elektrikli tekneler veya İzlanda’daki Blue Lagoon’un yenilenebilir enerji kullanımı, sürdürülebilir turizmin nasıl uygulanabileceğini gösteriyor. Az bilinen destinasyonlar, bu tür yenilikçi yaklaşımlarla hem gezginlerin vicdanını rahatlatıyor hem de doğayla uyumlu bir tatil vaat ediyor. Genç nesillerin bu değerlere olan bağlılığı, 2025’te bu rotaların popülerliğini artırırken, sektörün karbon ayak izini azaltma çabalarına da yön veriyor.

Teknolojinin Rolü: Az Bilinen Destinasyonları Keşfetmek Daha Kolay

Teknoloji, az bilinen destinasyonların 2025’teki yükselişinde vazgeçilmez bir araç olarak öne çıkıyor ve bu, genç nesillerin dijital alışkanlıklarıyla doğrudan bağlantılı. McKinsey’in 2024 raporuna göre, Z Kuşağı ve Milenyum neslinin %25’i seyahat planlamalarında AI veya gen AI araçlarını kullanıyor; %80’i ise bu teknolojileri gelecekte daha sık kullanmaya istekli. Bu araçlar, popüler destinasyonların ötesine geçerek kullanıcıların ilgi alanlarına, bütçelerine ve sürdürülebilirlik tercihlerine göre özelleştirilmiş öneriler sunuyor.

Örneğin, bir gezgin Oslo’nun sürdürülebilir mimari projelerini veya Namib Çölü’ndeki yıldız gözlem kamplarını AI sayesinde keşfedebiliyor; bu tür yerler, geleneksel rehber kitaplarda veya seyahat acentelerinde nadiren öne çıkıyor. Online rezervasyon platformları da bu trendi destekliyor; 2024’te pazarın %70’ini kaplayan bu sistemler, 2025’te %75’e ulaşacak , az bilinen rotaları karşılaştırmalı bir şekilde gezginlere sunarak erişimi kolaylaştırıyor. Mobil uygulamalar, gençlerin %67’sinin talep ettiği gerçek zamanlı bildirimler ve rehberlik hizmetleriyle bu destinasyonların lojistiğini basitleştiriyor; mesela, Guyana’da bir yağmur ormanı turu için en iyi zamanı veya Oslo’da elektrikli araç kiralama seçeneklerini anında öğrenmek mümkün.

Sosyal medya ise bu bölgelerin viral hale gelmesinde büyük bir rol oynuyor; Z Kuşağı’nın %88’i TikTok ve Instagram’da seyahat influencer’larını takip ediyor ve bu platformlar, az bilinen destinasyonları görsel şölenlerle tanıtıyor. Örneğin, Namib Çölü’nün turkuaz gökyüzü altında çekilen videoları veya Guyana’nın Kaieteur Şelalesi’nin drone görüntüleri, milyonlarca izlenmeyle gençleri cezbediyor. AR ve VR teknolojileri de devreye giriyor; gençlerin %35’i bir destinasyonu sanal olarak deneyimledikten sonra rezervasyon yaptığını söylüyor.

Bu, Oslo’nun fiyortlarını veya Namib Çölü’nün kamp alanlarını evden keşfetme şansı sunarak güveni artırıyor. Teknoloji, bu destinasyonların sadece keşfini değil, aynı zamanda planlama ve deneyimleme süreçlerini de kolaylaştırıyor; böylece 2025’te az bilinen rotalar, genç gezginlerin dijital dünyasında daha erişilebilir ve çekici hale geliyor.

2025’te Öne Çıkan Az Bilinen Destinasyonlar

Az bilinen destinasyonların yükselişi, 2025’te gezginlere hem macera hem de huzur vaat eden bir dizi gizli rotayı öne çıkarıyor; işte bu bölgelerden bazılarının detaylı analizi. İlk olarak, Guyana Güney Amerika’nın kuzeydoğusunda, Karayipler’in gölgesinde kalmış bir mücevher olarak dikkat çekiyor.

UN Tourism’in 2025 trendlerinde adı geçen bu ülke, karbon negatif statüsüyle sürdürülebilirlik tutkunlarını cezbediyor; yağmur ormanları, Kaieteur Şelalesi (Niagara’dan beş kat daha yüksek) ve zengin biyoçeşitliliğiyle doğaseverler için bir cennet. McKinsey’in genç nesillerin doğayla bağlantı arayışını vurgulayan raporuna uyumlu olarak, Guyana’da rehbersiz turizm yerine yerel halkla iş birliği yapan eko-turlar ön planda; bu, hem çevreyi koruyor hem de bölge ekonomisini destekliyor.

İkinci bir destinasyon, Namib Çölü (Namibya); Bilet.com’un 2025 trendlerinde “astro turizm” için önerdiği bu bölge, NamibRand Doğa Koruma Alanı’yla dünyanın en karanlık gökyüzüne sahip yerlerinden biri. Yıldız gözlemi, çöl safarileri ve yenilenebilir enerjiyle işletilen kamplar, gençlerin %56’sının çevre dostu tatil arayışına hitap ediyor; gece göktaşı yağmurlarını izlemek ise unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Üçüncü olarak, Oslo (Norveç), Travel And Tour World’ün 2025’te yükselen destinasyonlar listesinde yer alıyor; ancak bu, kentin turistik merkezlerinden çok sürdürülebilir mimari projeleri ve fiyortlarıyla dikkat çekiyor. Elektrikli tekneler ve karbon nötr hedefleri, gençlerin teknoloji ve çevre bilincine olan ilgisini karşılıyor; ayrıca, Oslo’nun uygun fiyatlı kuzey ışıkları turları, popüler Reykjavik’e alternatif arayanları çekiyor. Dördüncü bir rota, Tiflis (Gürcistan); dijital göçebe dostu bu şehir, McKinsey’in uzaktan çalışma trendine uyum sağlıyor.

Yüksek hızlı internet, düşük yaşam maliyeti ve Kafkas mutfağıyla genç profesyonellerin gözdesi; eski şehir dokusu ise kültürel derinlik sunuyor. Son olarak, Azores Adaları (Portekiz), Pinterest’in “daha az bilinen adalar” aramalarındaki artışla paralel bir yükseliş yaşıyor; volkanik manzaralar, termal havuzlar ve balina izleme turlarıyla doğaseverleri büyülüyor. Bu destinasyonlar, 2025’te az bilinen rotaların çeşitliliğini ve cazibesini gözler önüne seriyor.

Genç Nesillerin ve Teknolojinin Etkisiyle Yeni Bir Seyahat Anlayışı

Genç nesillerin (Z Kuşağı ve Milenyum) seyahat anlayışındaki değişim, az bilinen destinasyonların yükselişinde belirleyici bir faktör olarak 2025’i şekillendiriyor. McKinsey’in 2024 anketine göre, gençlerin %76’sı pandemi sonrası seyahate daha fazla ilgi duyuyor; bu nesiller, deneyim odaklı bir yaklaşımı benimsiyor ve ortalama 4,9 geziyle (X Kuşağı: 3,8, Baby Boomers: 3,7) diğer kuşakları geride bırakıyor.

Geleneksel turistik yerlerden uzaklaşarak otantiklik arıyorlar; örneğin, Paris’te Eyfel Kulesi yerine Tiflis’te eski şehir sokaklarını tercih ediyorlar. Teknoloji bu arayışı destekliyor; AI araçları, gençlerin %25’inin kullandığı kişiselleştirilmiş rota önerileriyle Namib Çölü veya Azores Adaları gibi yerleri öne çıkarıyor. Sosyal medya da bu trendi körüklüyor; Z Kuşağı’nın %88’i influencer içeriklerini takip ederken, Guyana’nın şelaleleri veya Oslo’nun fiyortları viral videolarla popülerleşiyor.

Sürdürülebilirlik ise gençlerin %56’sının çevre dostu destinasyonlara yönelmesiyle bu rotaların cazibesini artırıyor; Namibya’daki yenilenebilir enerji kampları veya Guyana’nın karbon negatif politikaları, bu değerlerle uyumlu. Ekonomik faktörler de etkili; popüler destinasyonlardaki yüksek maliyetler (örneğin, Santorini’de bir gece 250 Euro’yu bulurken), Tiflis’te 50 Euro’ya konforlu bir konaklama sunuyor.

Bu yeni anlayış, turizm sektörünü çeşitlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda az bilinen bölgelerin ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunuyor; 2025, gençlerin bu vizyonuyla turizmin daha kapsayıcı bir geleceğe adım attığı bir yıl olacak.

Sonuç: 2025’te Az Bilinen Destinasyonların Geleceği

Az bilinen destinasyonların yükselişi, 2025’te turizm sektöründe bir devrim niteliği taşıyor; bu trend, sürdürülebilirlik, teknoloji ve genç nesillerin değişen beklentilerinin birleşimiyle şekilleniyor.

UN Tourism’in 1.4 milyar turist ve %3-5 büyüme tahmini, bu hareketin küresel çapta bir yankı bulduğunu gösteriyor; ancak bu büyüme, artık sadece Paris, New York veya Bali gibi merkezlerle sınırlı değil. Guyana’nın yağmur ormanları, Namib Çölü’nün yıldızlı gökyüzü, Oslo’nun fiyortları, Tiflis’in sokakları ve Azores Adaları’nın volkanik güzellikleri, gezginlere hem huzur hem de macera sunuyor.

McKinsey’in raporladığı gibi, gençlerin deneyim odaklı ve çevre bilincine sahip yaklaşımı, bu rotaları öne çıkarırken, teknoloji bu destinasyonların keşfini ve erişimini kolaylaştırıyor. Aşırı turizmden kaçış, otantiklik arayışı ve ekonomik avantajlar da bu yükselişi destekliyor.

Sık Sorulan Sorular

Az Bilinen Destinasyonların Yükselişi 2025’te Neden Önemli Bir Trend Olacak?

Az bilinen destinasyonların yükselişi 2025’te turizm sektöründe önemli bir trend olarak öne çıkıyor; bu, hem gezginlerin değişen beklentileri hem de küresel turizm dinamiklerinin bir sonucu. UN Tourism World Tourism Barometer’ın Ocak 2025 raporuna göre, 2024’te 1.4 milyar uluslararası turist kaydedildi ve 2025’te %3-5’lik bir büyüme öngörülüyor; ancak bu büyüme, popüler destinasyonların ötesine yayılıyor. Aşırı turizm, Venedik’te günlük ziyaretçi limitleri veya Santorini’de eşekli turlara getirilen kısıtlamalar gibi sorunlarla kendini gösterirken, gezginleri kalabalık merkezlerden uzaklaştırıyor. McKinsey’in 2024 anketine göre, genç nesillerin (Z Kuşağı ve Milenyum) %52’si kalabalık yerler yerine daha az bilinen rotaları tercih ediyor; bu, otantiklik ve kişisel deneyim arayışını yansıtıyor. Sürdürülebilirlik de bu trendin itici gücü; gençlerin %56’sı çevre dostu destinasyonlara yöneliyor ve az bilinen bölgeler, bozulmamış doğaları ve düşük karbon ayak iziyle bu talebi karşılıyor. Örneğin, Guyana’nın karbon negatif statüsü veya Namib Çölü’nün yenilenebilir enerjiyle işletilen kampları, çevre bilincine hitap ediyor. Teknoloji ise bu destinasyonların keşfini kolaylaştırıyor; AI araçları ve sosyal medya, Oslo’nun fiyortlarını veya Azores Adaları’nı genç gezginlerin radarına sokuyor. Ekonomik faktörler de etkili; popüler tatil yerlerindeki yüksek maliyetler (örneğin, Paris’te bir gece 200 Euro’yu aşarken), Tiflis gibi şehirlerde 50 Euro’ya konforlu bir tatil sunuyor. Bu trend, turizmin sadece bir tatil aktivitesi olmaktan çıkıp, yerel kültürü destekleyen, doğayla uyumlu ve daha az keşfedilmiş bir keşif yolculuğuna dönüştüğünü gösteriyor; 2025’te bu yükseliş, sektörün geleceğini şekillendirecek.

Hangi Faktörler Az Bilinen Destinasyonların 2025’te Popülerleşmesini Sağlıyor?

Az bilinen destinasyonların yükselişi 2025’te birden fazla faktörün birleşimiyle gerçekleşiyor ve bu, turizmde köklü bir değişimi işaret ediyor. İlk olarak, aşırı turizmden kaçış büyük bir rol oynuyor; UN Tourism’in verilerine göre, popüler destinasyonlar 2024’te pandemi öncesi seviyelere (%99) ulaşsa da, bu bölgelerdeki kalabalıklar ve çevre baskısı gezginleri alternatiflere yöneltiyor. McKinsey’in 2024 raporunda, genç nesillerin %52’sinin daha az bilinen yerleri tercih ettiği belirtiliyor; bu, kalabalık Paris veya Bali yerine Tiflis veya Guyana gibi rotalara ilgiyi artırıyor. Sürdürülebilirlik ikinci bir faktör; UN Tourism, eko-turizmin 2025’te %70 büyüyeceğini öngörüyor ve gençlerin %56’sı çevre dostu tatil seçenekleri arıyor. Namib Çölü’ndeki karanlık gökyüzü kampları veya Azores Adaları’nın volkanik doğası, bu bilinci karşılayan örnekler. Teknoloji de kritik; McKinsey’e göre, Z Kuşağı’nın %25’i AI ile seyahat planlıyor ve bu araçlar, popüler rotaların ötesinde öneriler sunuyor. Sosyal medya ise bu destinasyonları viral hale getiriyor; gençlerin %88’i influencer’ları takip ederken, Namibya’nın çöl videoları veya Oslo’nun fiyort fotoğrafları milyonlarca izleniyor. Ekonomik avantajlar da göz ardı edilemez; popüler yerlerdeki yüksek fiyatlar (Santorini’de bir gece 250 Euro’yu bulurken), daha uygun fiyatlı alternatifler arayanları cezbediyor. Son olarak, genç nesillerin otantiklik ve yerel kültür arayışı, bu destinasyonların cazibesini artırıyor; örneğin, Guyana’da yerel rehberlerle yapılan turlar, standart paketlerden daha derin bir deneyim sunuyor. Bu faktörler, 2025’te az bilinen destinasyonların yükselişini kaçınılmaz kılıyor ve turizmi daha çeşitli bir hale getiriyor.

2025’te Hangi Az Bilinen Destinasyonlar Öne Çıkıyor?

Az bilinen destinasyonların yükselişi 2025’te, gezginlere hem macera hem de huzur sunan bir dizi gizli rotayı öne çıkarıyor; bu yerler, çeşitliliği ve özgünlüğüyle dikkat çekiyor. Guyana, Güney Amerika’da karbon negatif bir ülke olarak Travel And Tour World’ün 2025 listesinde yer alıyor; Kaieteur Şelalesi (Niagara’dan beş kat yüksek), yağmur ormanları ve biyoçeşitliliğiyle doğaseverleri çekiyor. Yerel eko-turlar, sürdürülebilirlik arayan gençlerin %56’sına hitap ediyor. Namib Çölü (Namibya), Bilet.com’un astro turizm önerisiyle öne çıkıyor; NamibRand Doğa Koruma Alanı, dünyanın en karanlık gökyüzüne sahip ve yıldız gözlemi için ideal. Yenilenebilir enerjiyle işletilen kamplar, çevre bilincini yansıtıyor. Oslo (Norveç), sürdürülebilir mimari projeleri ve fiyortlarıyla Travel And Tour World’ün radarında; elektrikli tekneler ve kuzey ışıkları turları, Reykjavik’e alternatif arayanları cezbediyor. Tiflis (Gürcistan), dijital göçebe dostu yapısıyla McKinsey’in uzaktan çalışma trendine uyum sağlıyor; düşük maliyetler, Kafkas mutfağı ve eski şehir dokusu, genç profesyonellerin ilgisini çekiyor. Azores Adaları (Portekiz) ise Pinterest’in “az bilinen adalar” aramalarındaki artışla popülerleşiyor; volkanik manzaralar, termal havuzlar ve balina izleme turları, doğayla bağlantı arayanlara hitap ediyor. Bu destinasyonlar, 2025’te az bilinen rotaların yükselişini temsil ediyor; her biri, genç nesillerin otantiklik, sürdürülebilirlik ve teknolojiyle şekillenen beklentilerine yanıt veriyor. Bu yerler, popüler tatil noktalarının gölgesinden sıyrılarak turizmde yeni bir sayfa açıyor.

Teknoloji Az Bilinen Destinasyonların Keşfinde Nasıl Bir Rol Oynuyor?

Teknoloji, az bilinen destinasyonların yükselişi 2025’te kilit bir faktör olarak öne çıkıyor ve bu, genç nesillerin dijital alışkanlıklarıyla doğrudan bağlantılı bir dönüşüm yaratıyor. McKinsey’in 2024 raporuna göre, Z Kuşağı ve Milenyum neslinin %25’i seyahat planlamalarında yapay zeka (AI) veya üretken yapay zeka (gen AI) araçlarını kullanıyor; %80’i ise bu teknolojileri gelecekte daha sık kullanmaya açık olduğunu söylüyor. Bu araçlar, popüler destinasyonların ötesine geçerek kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor; örneğin, bir gezgin Namib Çölü’ndeki yıldız gözlem kamplarını veya Tiflis’in dijital göçebe dostu mahallelerini AI sayesinde keşfedebiliyor. Online rezervasyon platformları da bu trendi güçlendiriyor; 2024’te pazarın %70’ini kaplayan bu sistemler, 2025’te %75’e ulaşacak ve turizmradar.com gibi siteler, az bilinen rotaları karşılaştırmalı bir şekilde gezginlere sunarak erişimi kolaylaştırıyor. Mobil uygulamalar, gençlerin %67’sinin talep ettiği gerçek zamanlı bildirimler, dijital biletler ve rehberlik hizmetleriyle lojistiği basitleştiriyor; mesela, Guyana’da yağmur ormanı turu için en uygun mevsimi veya Oslo’da elektrikli araç kiralama seçeneklerini anında öğrenmek mümkün. Sosyal medya, bu destinasyonların viral hale gelmesinde büyük bir rol oynuyor; Z Kuşağı’nın %88’i TikTok ve Instagram’da seyahat influencer’larını takip ederken, Azores Adaları’nın volkanik manzaraları veya Namibya’nın çöl videoları milyonlarca izlenmeyle dikkat çekiyor. Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) ise keşif sürecini zenginleştiriyor; gençlerin %35’i bir destinasyonu sanal olarak deneyimledikten sonra rezervasyon yaptığını belirtiyor. Bu, Oslo’nun fiyortlarını evden gezmek veya Namib Çölü’nün kamp alanlarını VR ile keşfetmek gibi imkanlar sunuyor. Teknoloji, az bilinen destinasyonların görünürlüğünü artırarak 2025’te bu rotaların genç gezginler arasında popülerleşmesini sağlıyor; bu da turizmin daha az keşfedilmiş bölgelere yayılmasına olanak tanıyor.

Genç Nesiller Az Bilinen Destinasyonların Yükselişine Nasıl Katkıda Bulunuyor?

Genç nesiller (Z Kuşağı ve Milenyum), az bilinen destinasyonların yükselişi 2025’te en büyük itici güçlerden biri olarak turizmde yeni bir anlayışı şekillendiriyor. McKinsey’in 2024 anketine göre, gençlerin %76’sı pandemi sonrası seyahate daha fazla ilgi duyuyor ve 2023’te ortalama 4,9 geziyle (X Kuşağı: 3,8, Baby Boomers: 3,7) diğer nesilleri geride bırakıyor. Bu nesiller, deneyim odaklı bir yaklaşımı benimseyerek popüler turistik yerlerden uzaklaşıyor; %52’si kalabalık merkezler yerine Tiflis’in sokaklarını veya Guyana’nın şelalelerini tercih ediyor. Otantiklik arayışı, bu destinasyonların cazibesini artırıyor; gençler, standart paketler yerine yerel rehberlerle yapılan turları veya Azores Adaları’nda balina izleme gibi özgün deneyimleri seçiyor. Sürdürülebilirlik de kritik; %56’sı çevre dostu rotalara yönelirken, Namibya’nın yenilenebilir enerji kampları veya Oslo’nun karbon nötr projeleri bu beklentiyi karşılıyor. Teknoloji, gençlerin bu rotaları keşfetmesinde büyük bir rol oynuyor; %25’i AI araçlarıyla planlama yaparken, %88’i sosyal medya influencer’larından ilham alıyor. Örneğin, Namib Çölü’nün viral videoları veya Guyana’nın drone görüntüleri, gençleri cezbediyor. Ekonomik faktörler de etkili; popüler destinasyonlardaki yüksek fiyatlar (Santorini’de 250 Euro’ya karşılık), Tiflis’te 50 Euro’ya konforlu bir tatil sunuyor. Gençlerin bu tercihleri, az bilinen bölgelerin ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunuyor; McKinsey, bu neslin 2030’a kadar turizm gelirlerinin %40’ını oluşturabileceğini öngörüyor. 2025’te bu yükseliş, gençlerin vizyonuyla turizmi daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceğe taşıyacak; turizmradar.com gibi platformlar, bu trende uyum sağlayarak genç gezginlere rehberlik edebilir.

Yorum yapın

Geri

McKinsey 2025 Seyahat Trendleri: Genç Nesillerin Seyahate İlgisi ve Teknoloji Kullanımındaki Artış

İleri

Kış Turizmi 2025: Kayak Destinasyonlarında Beklenen Ziyaretçi Sayısı