Avrupa Parlamentosu’ndan Türk Vatandaşları İçin Schengen Vizesi Kapasite Artırma Çağrısı

Türk Vatandaşlarının Schengen Vizesi Sorunları ve AP’nin Çağrısı Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma süreçlerinde karşılaştığı zorluklar, yıllardır Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu (AP), 6 Mayıs 2025’te Strasbourg’da...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 6 Mayıs 2025

Türk Vatandaşlarının Schengen Vizesi Sorunları ve AP’nin Çağrısı

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma süreçlerinde karşılaştığı zorluklar, yıllardır Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu (AP), 6 Mayıs 2025’te Strasbourg’da tartışılan ve 7 Mayıs’ta oylanarak nihai halini alan 27 sayfalık Türkiye Raporu’nda, bu soruna kapsamlı bir şekilde yer verdi. AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından kaleme alınan raporda, Türk vatandaşlarının vize başvurularında “talepteki belirgin artış ve sistemin kötüye kullanılması korkusu” nedeniyle ciddi engellerle karşılaştığı belirtiliyor.

Raporda, AB üyesi ülkelere, Schengen vizesi süreçlerinde kapasiteyi artırmaları ve kaynakları güçlendirmeleri için açık bir çağrı yapılıyor: “AP, üye devletleri bu konuya ayrılan kaynakları artırmaya çağırır.” Türkiye, vize sorununun çözümü için AB ülkeleriyle ikili temaslarını yoğun bir şekilde sürdürse de, bu çabaların sahada somut sonuçlara dönüşmesi henüz sınırlı kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve AB verilerine göre, 2022’de Türkiye’den Schengen vizesi için 778 bin 409 başvuru yapılırken, bu rakam 2023’te %36,5 artarak 1 milyon 55 bin 885’e ulaştı. Ancak, ret oranları da yükseldi; 2022’de %15,7 olan ret oranı, 2023’te %16,1’e çıktı.

AB yetkilileri, 2023’te Schengen vizesiyle yasal giriş yaptıktan sonra iltica başvurusunda bulunan 103 bin Türk vatandaşının tespit edildiğini, ayrıca Schengen Bölgesi’ne girip çıkış yapmayanların sayısının “azımsanmayacak düzeyde” olduğunu belirtiyor. Bu durum, AB ülkelerinin “sistemin kötüye kullanılması” endişesini artırıyor ve vize süreçlerini daha katı hale getiriyor.

AP’nin raporunda, vize erişiminin iyileştirilmesi için siyasi kararlılık vurgulanırken, hem Türkiye’ye hem de AB’ye “teknik ve idari engelleri çözmek için yoğun çaba” çağrısı yapılıyor. Türkiye’nin vize muafiyeti için 72 kriterden kalan 6’sını tamamlaması gerektiği de raporda hatırlatılıyor. Bu makale, AP’nin çağrısının detaylarını, Türk vatandaşlarının vize süreçlerindeki zorluklarını, istatistikleri ve vize muafiyeti için atılması gereken adımları kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

Schengen Vizesi Başvurularındaki Zorluklar ve Ret Oranları

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma süreçlerinde karşılaştığı zorluklar, hem başvuru süreçlerinin karmaşıklığı hem de yüksek ret oranlarıyla kendini gösteriyor. TÜİK ve SchengenVisaInfo.com verilerine göre, 2022’de Türkiye’den yapılan 778 bin 409 Schengen vizesi başvurusunun 645 bin 842’si onaylandı; bu, %15,7’lik bir ret oranı anlamına geliyor. 2023’te ise başvuru sayısı 1 milyon 55 bin 885’e yükselirken, 867 bin 646’sı onaylandı ve ret oranı %16,1’e çıktı.

Bu artış, Türkiye’nin Çin’den sonra dünyada en fazla Schengen vizesi başvurusu yapan ikinci ülke olduğunu gösteriyor. Ancak, ret oranlarındaki yükseliş, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde karşılaştığı engellerin ciddiyetini ortaya koyuyor. Başvuru süreçlerinde yaşanan temel sorunlar arasında uzun randevu süreleri (3-4 hafta), yoğun bürokratik prosedürler, yüksek başvuru ücretleri (80 Euro, ek masraflarla 120-150 Euro’ya kadar çıkıyor) ve ret kararlarının genellikle gerekçesiz bildirilmesi yer alıyor.

Örneğin, Reuters’a konuşan Türk spor spikeri Sinem Ökten, daha önce 50-60 kez Schengen Bölgesi’ne seyahat etmesine rağmen 2022’de Almanya ve Fransa’dan vize reddi aldığını, Fransa Konsolosluğu’nun “yeterli maddi kaynak” ve “geri dönüş garantisi” eksikliği gerekçesi sunduğunu belirtti. Benzer şekilde, Al Jazeera’ya konuşan 37 yaşındaki Fırat Elmas, Avrupa’da düzenli seyahat eden bir OSCE çalışanı olmasına rağmen “geri dönmeme riski” gerekçesiyle reddedildiğini ifade etti. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 2023’te Türk vatandaşlarının sadece başvuru ücretleri için 85 milyon Euro ödediğini, ek masraflarla bu rakamın 120-150 milyon Euro’ya ulaştığını vurguluyor.

Ret oranlarının ülkelere göre farklılık gösterdiği de dikkat çekiyor; 2022’de Estonya (%52,1), Finlandiya (%40,6) ve Belçika (%37,7) en yüksek ret oranlarına sahipken, İtalya (%7) ve Yunanistan (İzmir’de %7,2, Edirne’de %2,3) daha düşük ret oranlarıyla öne çıktı. Bu veriler, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde karşılaştığı adaletsizlik algısını güçlendiriyor ve AP’nin kapasite artırma çağrısının ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.

AP Türkiye Raporu ve Kapasite Artırma Çağrısının Önemi

Avrupa Parlamentosu’nun 2025 Türkiye Raporu, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi sorunlarına yönelik en kapsamlı resmi belgelerden biri olarak dikkat çekiyor. Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan 27 sayfalık rapor, 6 Mayıs 2025’te Strasbourg’da tartışıldı ve 7 Mayıs’ta oylanarak kabul edildi. Raporda, Türk vatandaşlarının vize başvurularındaki zorluklardan “üzüntü duyulduğu” belirtilirken, bu sorunların “talepteki belirgin artış ve sistemin kötüye kullanılması korkusu”ndan kaynaklandığı ifade ediliyor.

AP, üye ülkelere, vize süreçlerinde kapasiteyi artırmak için daha fazla kaynak ayırmaları çağrısında bulunuyor: “AP, üye devletleri bu konuya ayrılan kaynakları artırmaya çağırır.” Ayrıca, vize erişiminin iyileştirilmesi için siyasi kararlılık vurgulanarak, Türkiye ve AB’ye “teknik ve idari engelleri çözmek için yoğun çaba” gösterilmesi gerektiği belirtiliyor. Rapor, Türkiye’nin vize muafiyeti için 72 kriterden kalan 6’sını (terörle mücadele yasasında değişiklik, Europol ile işbirliği, GRECO önerilerinin uygulanması, kişisel verilerin korunması, AB üyeleriyle suç işbirliği, Geri Kabul Anlaşması’nın tam uygulanması) tamamlaması gerektiğini de hatırlatıyor.

Ancak, X platformunda @ayajourneyvize kullanıcısının belirttiği gibi, bu çağrı “tavsiye-temenni niteliğinde” olup, üye ülkeler için bağlayıcı bir zorunluluk taşımıyor. Yine de, raporun AP tarafından kabul edilmesi, konunun AB gündeminde üst düzeyde ele alındığını ve Türk vatandaşlarının vize sorunlarının uluslararası bir platformda yankı bulduğunu gösteriyor. Türkiye’nin AB Delegasyonu, 2 Mayıs 2025’te yaptığı açıklamada, bazı Türk medya organlarında yer alan “AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına vize kapılarını kapattığı” iddialarını yalanlayarak, “Schengen konsoloslukları, salgın öncesi rakamları aşarak rekor sayıda vize başvurusu işlemektedir” dedi.

Ancak, AB yetkililerinin “sistemin kötüye kullanılması” endişesi, özellikle 2023’te 103 bin Türk vatandaşının Schengen vizesiyle iltica başvurusu yapması ve çıkış yapmayanların sayısının “azımsanmayacak düzeyde” olmasıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum, AP’nin kapasite artırma çağrısının hem teknik (daha fazla personel, hızlı randevu sistemleri) hem de siyasi (kriterlerin tamamlanması) bir çözüm gerektirdiğini ortaya koyuyor.

Vize Muafiyeti İçin Kalan Kriterler ve Türkiye’nin Adımları

Türkiye’nin Schengen vizesi muafiyeti için 2013’te başlatılan Vize Serbestisi Diyaloğu (VSD), 72 kriterin yerine getirilmesine dayanıyor. Türkiye, bu kriterlerin 66’sını tamamlamış olsa da, kalan 6 kriter (terörle mücadele yasasında değişiklik, Europol ile operasyonel işbirliği, GRECO’nun yolsuzlukla mücadele önerilerinin uygulanması, kişisel verilerin

Avrupa standartlarına uyumu, AB üyeleriyle suç işbirliği, Geri Kabul Anlaşması’nın tam uygulanması) hâlâ tartışma konusu. AP raporunda, bu kriterlerin tamamlanması için Türkiye’ye “yoğun çaba” çağrısı yapılırken, AB ülkelerine de süreçte yapıcı bir rol oynama sorumluluğu yükleniyor. Terörle mücadele yasası, en çok tartışılan kriterlerden biri; AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Aralık 2024’te Ankara’da yaptığı açıklamada, bu yasanın “avukatlar, doktorlar, gazeteciler, belediye başkanları ve hatta kız çocuklarına karşı istismar edildiğini” iddia etti.

Türkiye ise, terörle mücadelede ulusal güvenlik önceliklerini vurgulayarak, yasada kapsamlı bir değişiklik yapmanın riskli olduğunu savunuyor. Europol ile operasyonel işbirliği ve GRECO önerilerinin uygulanması, teknik olarak daha kolay çözülebilecek konular gibi görünse de, siyasi irade gerektiriyor. Kişisel verilerin korunması yasasının Avrupa standartlarına uyumu, Türkiye’de veri gizliliği tartışmalarını gündeme getirirken, Geri Kabul Anlaşması’nın tam uygulanması, Türkiye’nin göçmen politikalarıyla doğrudan bağlantılı. AB, 2016’daki mülteci anlaşmasında Türkiye’ye 6 milyar Euro destek sözü vermiş, ancak Türk yetkililer bu fonların tam ödenmediğini ve vize muafiyeti taahhüdünün yerine getirilmediğini sıklıkla dile getiriyor.

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, vize muafiyetinin sadece Türk vatandaşları için değil, Türkiye-AB ilişkilerinin genelinde bir güven testi olduğunu belirtiyor. Ancak, Middle East Eye’da yayımlanan bir analiz, bazı AB ülkelerinin (örneğin Fransa ve Hollanda) vize muafiyetine siyasi nedenlerle karşı çıktığını ve Avrupa Parlamentosu’nda bazı siyasi grupların “kriterler tamamlanıp tamamlanmasa da” muafiyete sıcak bakmadığını öne sürüyor. Türkiye’nin kalan kriterleri tamamlaması, hem iç politikada hem de AB ile müzakerelerde karmaşık bir süreç gerektiriyor, ancak AP’nin kapasite artırma çağrısı, bu sürecin hızlandırılması için bir fırsat sunabilir.

Avrupa Parlamentosu

Türk Vatandaşlarının Vize Sorunlarının Sosyoekonomik ve Siyasi Boyutları

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi süreçlerinde karşılaştığı zorluklar, sadece bürokratik bir mesele olmanın ötesinde, sosyoekonomik ve siyasi boyutlarıyla da dikkat çekiyor. Vize başvurularındaki yüksek ret oranları, uzun randevu süreleri ve pahalı başvuru ücretleri, Türk vatandaşlarında bir “adaletsizlik” algısı yaratıyor. Al Jazeera’ya konuşan başvuru sahipleri, finansal olarak güçlü ve düzenli seyahat geçmişi olan kişilerin bile reddedildiğini, bu durumun özellikle iş insanları, sanatçılar, gazeteciler ve öğrenciler gibi meslek gruplarını etkilediğini belirtiyor.

Örneğin, Medyascope’un kurucusu gazeteci Ruşen Çakır, 2022’de ailesiyle birlikte Fransa Konsolosluğu’ndan vize reddi aldığını ve gerekçe sunulmadığını ifade etti. Bu tür vakalar, Türk medyasında ve sosyal medyada geniş yankı buluyor ve AB’ye karşı güvensizliği artırıyor. Sosyoekonomik açıdan, vize süreçlerinin maliyeti önemli bir yük oluşturuyor. İKV’ye göre, 2023’te Türk vatandaşları vize başvuruları için 85 milyon Euro ödedi; bankacılık, çeviri, noter ve hızlandırma ücretleriyle bu rakam 120-150 milyon Euro’ya ulaştı. Ret edilen başvurularda ücretlerin iade edilmemesi, özellikle orta gelir grubundaki vatandaşlar için ciddi bir maddi kayıp anlamına geliyor.

Ayrıca, vize reddi alanların itiraz hakkı olsa da, Anadolu Ajansı’na göre bu itirazların başarı oranı çok düşük. Siyasi açıdan ise, vize sorunu, Türkiye-AB ilişkilerinde bir “güven krizi” olarak değerlendiriliyor. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2022’de vize reddi artışlarını “siyasi” olarak nitelendirerek, bunun 2023 seçimleri öncesi hükümeti zor durumda bırakmak için kasıtlı yapıldığını iddia etti. Ancak, AB Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Nikolaus Meyer-Landrut, reddlerin siyasi olmadığını, her başvurunun bireysel olarak değerlendirildiğini savundu.

AP’nin kapasite artırma çağrısı, bu siyasi gerilimi yumuşatmak için bir adım olarak görülse de, X’te @umuttgunerr kullanıcısının belirttiği gibi, vize muafiyeti için Türkiye’nin kalan kriterleri tamamlaması gerektiği vurgusu, sorunun çözümünü karmaşık hale getiriyor. Türk vatandaşlarının vize süreçlerindeki bu sorunlar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde AB’ye yönelik algıyı olumsuz etkiliyor ve çözüm için daha yapıcı bir diyalog gerektiriyor.

AB’nin “Sistemin Kötüye Kullanılması” Endişesi ve İltica Verileri

AP raporunda ve AB yetkililerinin açıklamalarında sıkça vurgulanan “sistemin kötüye kullanılması” endişesi, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi süreçlerinde karşılaştığı katı prosedürlerin temel gerekçelerinden biri. BBC Türkçe’ye konuşan bir AB yetkilisi, 2023’te Schengen vizesiyle yasal giriş yaptıktan sonra iltica başvurusunda bulunan 103 bin Türk vatandaşı tespit edildiğini, ayrıca Schengen Bölgesi’ne girip çıkış yapmayanların sayısının “azımsanmayacak düzeyde” olduğunu belirtti.

Bu veriler, AB ülkelerinin vize politikalarını sıkılaştırmasına ve ret oranlarını artırmasına yol açıyor. SchengenVisaInfo.com editörü Shkurta Januzi, Türk vatandaşlarının ret oranlarının küresel ortalamaya kıyasla daha hızlı ve tutarlı bir şekilde arttığını, bunun Türkiye’nin jeopolitik konumu ve ekonomik sorunlarıyla ilişkilendirildiğini ifade ediyor. Türkiye, Avrupa’ya geçişte bir köprü konumunda olduğu için, sadece Türk vatandaşları değil, Türkiye üzerinden seyahat eden diğer ülke vatandaşları da vize süreçlerinde şüpheyle karşılanıyor.

Örneğin, 2022’de Estonya’nın Ankara Büyükelçiliği’ne yapılan 1.517 başvurunun %52,1’i reddedildi; Finlandiya (%40,6) ve Belçika (%37,7) da yüksek ret oranlarıyla öne çıktı. Bu ülkeler, iltica riskini gerekçe göstererek daha katı politikalar uyguluyor. Öte yandan, Yunanistan ve İtalya gibi ülkeler, Türk vatandaşlarına daha düşük ret oranlarıyla vize veriyor; özellikle Yunanistan’ın İzmir (%7,2) ve Edirne (%2,3) konsoloslukları, daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. AB’nin iltica endişesi, 2016’daki mülteci anlaşmasından bu yana Türkiye-AB ilişkilerinde hassas bir konu.

Türkiye, anlaşma kapsamında göçmen akışını kontrol altına alırken, AB’nin vize muafiyeti ve mali destek taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği eleştirileriyle karşı karşıya. AP’nin kapasite artırma çağrısı, bu endişeleri hafifletmek için daha fazla personel, hızlı randevu sistemleri ve şeffaf ret gerekçeleri gibi teknik çözümler önerse de, iltica verileri, sorunun sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi bir boyut taşıdığını gösteriyor.

Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşması’nı tam uygulaması ve diğer kriterleri tamamlaması, bu endişeleri azaltabilir, ancak bu süreçte AB’nin de daha yapıcı bir rol oynaması gerektiği AP raporunda açıkça vurgulanıyor.

Türkiye-AB İlişkilerinde Vize Sorununun Geleceği

AP’nin Schengen vizesi kapasite artırma çağrısı, Türkiye-AB ilişkilerinde vize sorununun çözümüne yönelik umut verici bir adım olarak değerlendirilse de, sorunun köklü çözümü için hem Türkiye’nin hem de AB’nin daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Türkiye’nin vize muafiyeti için kalan 6 kriteri tamamlaması, özellikle terörle mücadele yasası ve kişisel verilerin korunması gibi hassas konularda iç politik tartışmaları gündeme getiriyor.

Hükümet, ulusal güvenlik önceliklerini koruma kaygısı taşırken, AB, bu kriterlerin Avrupa standartlarına uygunluğunu talep ediyor. Örneğin, GRECO’nun yolsuzlukla mücadele önerilerinin uygulanması ve Europol ile operasyonel işbirliği, teknik olarak daha hızlı çözülebilecek konular olsa da, siyasi irade ve karşılıklı güven eksikliği süreci yavaşlatıyor.

AB tarafında ise, bazı üye ülkelerin vize muafiyetine siyasi nedenlerle karşı çıkması, AP’nin çağrısının uygulanmasını zorlaştırıyor. Middle East Eye’a göre, Fransa ve Hollanda gibi ülkeler, Türkiye’ye vize muafiyeti verilmesine sıcak bakmıyor; Avrupa Parlamentosu’nda bazı siyasi gruplar da kriterlerin tamamlanması durumunda bile muafiyetin otomatik olmayacağını savunuyor.

Bu durum, AP’nin çağrısının “tavsiye” niteliğinde kalmasına ve bağlayıcı bir karar haline gelmemesine yol açıyor. Türkiye, vize sorununu çözmek için ikili temaslarını sürdürüyor; örneğin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, 2021’de vize muafiyeti ve göç yönetimi konularında AB ile yeni bir perspektif geliştirilebileceğini belirtmişti. Ancak, sahadaki uygulamalar, Türk vatandaşlarının hâlâ uzun randevu süreleri, yüksek ret oranları ve pahalı süreçlerle karşılaştığını gösteriyor.

AB Türkiye Delegasyonu’nun “rekor sayıda vize işlendiği” açıklamasına rağmen, Türk medyasında ve sosyal medyada “vize kapılarının kapandığı” algısı yaygın. X’te @patronlar ve @tele1comtr gibi hesaplar, AP’nin çağrısını olumlu bir gelişme olarak duyursa da, @ayajourneyvize’nin “tavsiye niteliğinde” uyarısı, beklentileri temkinli tutuyor.

Gelecekte, vize sorununun çözümü, Türkiye’nin kriterleri tamamlaması, AB’nin kapasiteyi artırması ve iki tarafın siyasi güveni yeniden inşa etmesiyle mümkün olacak. AP’nin çağrısı, bu süreçte bir başlangıç noktası sunuyor, ancak kalıcı bir çözüm için daha kapsamlı bir diyalog gerekiyor.

Sonuç: Vize Sorunu ve Türkiye-AB İlişkilerinde Yeni Bir Fırsat

Avrupa Parlamentosu’nun Türk vatandaşları için Schengen vizesi kapasite artırma çağrısı, yıllardır devam eden bir soruna yönelik önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Nacho Sanchez Amor’un hazırladığı Türkiye Raporu, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde karşılaştığı zorlukları açıkça dile getiriyor ve AB üyesi ülkelere daha fazla kaynak ayırma çağrısı yapıyor. 2023’te 1 milyon 55 bin 885 başvuruyla rekor kıran Türkiye, %16,1’lik ret oranı ve 103 bin iltica başvurusu gibi verilerle, AB’nin “sistemin kötüye kullanılması” endişesini de gündeme getiriyor.

Türkiye’nin vize muafiyeti için kalan 6 kriteri tamamlaması, hem iç politikada hem de AB ile müzakerelerde karmaşık bir süreç gerektiriyor. Ancak, AP’nin çağrısı, bu sürecin hızlandırılması için bir fırsat sunuyor. Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde karşılaştığı bürokratik engeller, yüksek maliyetler ve ret oranları, sadece bireysel bir sorun olmaktan çıkıp, Türkiye-AB ilişkilerinde bir güven krizine dönüşmüş durumda.

AP’nin kapasite artırma çağrısı, teknik (daha fazla personel, hızlı randevular) ve siyasi (kriterlerin tamamlanması) çözümleri bir araya getirerek, bu krizi hafifletme potansiyeli taşıyor. Türkiye’nin vize muafiyeti hedefi, hem Türk vatandaşlarının Avrupa’ya serbest dolaşım hakkını kazanması hem de AB ile ilişkilerin güçlenmesi açısından kritik bir öneme sahip. Ancak, bu hedefe ulaşmak için iki tarafın da samimi bir diyalog ve yapıcı adımlar atması gerekiyor. AP’nin çağrısı, bu yolculukta bir umut ışığı olsa da, kalıcı çözüm için daha fazla çaba ve karşılıklı güven şart.

Kaynaklar

  • BBC Türkçe: AP’den Türklere Schengen Vizesi İçin ‘Kapasite Artırma’ Çağrısı
  • Anadolu Ajansı: EU ‘Systematically’ Blocks Turkish Citizens’ Visa Applications
  • Anadolu Ajansı: By the Numbers: Increasing Number of Turks Face Schengen Visa Rejections
  • SchengenVisaInfo.com: Türkiye Second in Schengen Visa Applications
  • Hürriyet Daily News: EU Envoy Signals Progress in Schengen Visa Issues
  • Al Jazeera: Frustrated Turks Slam Increased European Schengen Visa Rejections
  • Middle East Eye: Turkey-EU: How to Resolve the Schengen Visa Debacle
  • İKV: Türkiye Schengen Visa Applications Cost €85 Million
  • AB Türkiye Delegasyonu: Visa Policy and Local Schengen Cooperation Network
  • T.C. Dışişleri Bakanlığı: Visa Information for Foreigners

Sık Sorulan Sorular

Avrupa Parlamentosu’nun Türk vatandaşları için Schengen vizesi kapasite artırma çağrısı ne anlama geliyor?

Avrupa Parlamentosu (AP), 6 Mayıs 2025’te Strasbourg’da tartışılan ve 7 Mayıs’ta oylanarak kabul edilen 27 sayfalık Türkiye Raporu’nda, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma süreçlerinde karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan raporda, Türk vatandaşlarının vize başvurularında “talepteki belirgin artış ve sistemin kötüye kullanılması korkusu” nedeniyle engellerle karşılaştığı belirtiliyor. Bu sorunlardan “üzüntü duyulduğu” ifade edilerek, AB üyesi ülkelere vize süreçlerinde kapasiteyi artırmaları için çağrıda bulunuluyor: “AP, üye devletleri bu konuya ayrılan kaynakları artırmaya çağırır.” Bu çağrı, konsolosluklarda daha fazla personel istihdamı, randevu süreçlerinin hızlandırılması, başvuru değerlendirme sürelerinin kısaltılması ve teknik altyapının güçlendirilmesi gibi adımları kapsıyor. 2023’te Türkiye’den 1 milyon 55 bin 885 Schengen vizesi başvurusu yapılırken, %16,1’lik ret oranı ve uzun randevu süreleri (3-4 hafta) temel sorunlar olarak öne çıkıyor. AP’nin çağrısı, bu sorunlara teknik bir çözüm önerisi sunarken, Türkiye’nin vize muafiyeti için kalan 6 kriteri (terörle mücadele yasasında değişiklik, Europol ile işbirliği, GRECO önerilerinin uygulanması, kişisel verilerin korunması, AB üyeleriyle suç işbirliği, Geri Kabul Anlaşması’nın tam uygulanması) tamamlaması gerektiği de vurgulanıyor. Ancak, X platformunda @ayajourneyvize gibi kullanıcıların belirttiği üzere, bu çağrı “tavsiye” niteliğinde olup, üye ülkeler için bağlayıcı bir zorunluluk taşımıyor. Yine de, raporun AP tarafından kabul edilmesi, Türk vatandaşlarının vize sorunlarının AB gündeminde üst düzeyde ele alındığını gösteriyor. Çağrının pratikte ne kadar etkili olacağı, üye ülkelerin kaynak artırma konusundaki istekliliğine ve Türkiye’nin kriterleri tamamlama hızına bağlı. Bu çağrı, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde yaşadığı bürokratik engelleri azaltma potansiyeli taşısa da, kalıcı bir çözüm için hem Türkiye hem de AB tarafında daha kapsamlı adımlar gerektiğini ortaya koyuyor.

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında karşılaştığı başlıca zorluklar nelerdir?

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında karşılaştığı zorluklar, hem bürokratik hem de mali boyutlarıyla yıllardır devam eden bir sorun. TÜİK ve SchengenVisaInfo.com verilerine göre, 2023’te Türkiye’den 1 milyon 55 bin 885 başvuru yapılırken, %16,1’i reddedildi; bu oran 2022’deki %15,7’den daha yüksek. Başvuru süreçlerinde temel sorunlar arasında uzun randevu süreleri (3-4 hafta, bazı konsolosluklarda 7 aya kadar), yoğun bürokratik prosedürler, yüksek başvuru ücretleri (80 Euro, ek masraflarla 120-150 Euro), ret kararlarının genellikle gerekçesiz bildirilmesi ve belgelerin doğruluğuna dair katı denetimler yer alıyor. Örneğin, Reuters’a konuşan Sinem Ökten, 50-60 kez Schengen Bölgesi’ne seyahat etmesine rağmen 2022’de “yeterli maddi kaynak” ve “geri dönüş garantisi” eksikliği gerekçesiyle reddedildiğini belirtti. Al Jazeera’ya konuşan Fırat Elmas ise, OSCE çalışanı olmasına rağmen “geri dönmeme riski” nedeniyle vize alamadığını ifade etti. Ret oranları ülkelere göre farklılık gösteriyor; 2022’de Estonya (%52,1), Finlandiya (%40,6) ve Belçika (%37,7) yüksek ret oranlarıyla öne çıkarken, Yunanistan (İzmir’de %7,2, Edirne’de %2,3) ve İtalya (%7) daha düşük ret oranları sundu. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, 2023’te Türk vatandaşlarının başvuru ücretleri için 85 milyon Euro, ek masraflarla 120-150 milyon Euro ödediğini vurguluyor. Ret edilen başvurularda ücretlerin iade edilmemesi, maddi yükü artırıyor. Ayrıca, AB yetkililerinin “sistemin kötüye kullanılması” endişesi, 2023’te 103 bin Türk vatandaşının iltica başvurusu yapması ve çıkış yapmayanların “azımsanmayacak” sayısıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum, konsoloslukların daha katı politikalar uygulamasına yol açıyor. Türk medyasında “vize kapılarının kapandığı” iddiaları yaygın olsa da, AB Türkiye Delegasyonu, 2 Mayıs 2025’te “Schengen konsolosluklarının rekor sayıda başvuru işlediği” açıklamasıyla bu iddiaları yalanladı. Sorunlar, iş insanları, sanatçılar, öğrenciler ve gazeteciler gibi grupları özellikle etkiliyor ve AB’ye yönelik güvensizlik algısını güçlendiriyor.

Yorum yapın

Geri

Türkiye Outgoing Turizm Pazarı: Kişi Başı Harcama 700 Doların Altına Geriledi

İleri

Freebird Havayolları Weeze-Antalya Hattını Açıyor: 2025 Yaz Sezonunda Yeni Uçuşlar