AB-Türkiye Delegasyonu’nun Schengen Vizesi Açıklamaları: Gerçekler ve Dezenformasyon

Schengen Vizesi Tartışmaları ve AB-Türkiye Delegasyonu’nun Yanıtı Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine seyahat etmek isteyen vatandaşları için Schengen vizesi başvurularında yoğun bir taleple karşı karşıyadır. 2023 verilerine göre, Türkiye, Çin’den sonra en fazla Schengen vizesi...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 3 Mayıs 2025

Schengen Vizesi Tartışmaları ve AB-Türkiye Delegasyonu’nun Yanıtı

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine seyahat etmek isteyen vatandaşları için Schengen vizesi başvurularında yoğun bir taleple karşı karşıyadır. 2023 verilerine göre, Türkiye, Çin’den sonra en fazla Schengen vizesi başvurusu yapılan ikinci ülke olmuş ve 1 milyonun üzerinde başvuruyla dikkat çekmiştir. Ancak, bu süreçte vize randevularının alınmasındaki zorluklar, yüksek ret oranları ve ek belge talepleri gibi konular, Türk medyasında sıkça tartışılmaktadır.

Özellikle, Schengen vizesi başvurularında Türk şirket çalışanlarından bireysel evrakların yanı sıra şirketlerin son üç aylık harcama dökümlerinin de istendiği iddiaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, 2 Mayıs 2025 tarihinde bu iddialara yanıt vererek, bazı Türk medya kuruluşlarında yer alan haberlerin dezenformasyon içerdiğini açıklamıştır. Delegasyon, “Bazı üye devletlerin vize kapılarını Türkiye’ye kapatmasıyla ilgili ifade yanlıştır” diyerek, Schengen konsolosluklarının pandemi öncesi rakamları aşarak rekor sayıda başvuru işlediğini vurgulamıştır.

Ayrıca, vize ücretlerinin iddia edildiği gibi yüksek olmadığı, gerekli belge sayısının abartıldığı ve yetkisiz aracıların dolandırıcılık faaliyetlerine karşı uyarıda bulunulmuştur. Bu makale, AB-Türkiye Delegasyonu’nun açıklamalarını merkeze alarak, Schengen vizesi sürecinin detaylarını, Türkiye’deki vize politikalarını, vize serbestisi diyaloğunun durumunu ve dolandırıcılık risklerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında karşılaştığı zorluklar, AB’nin vize politikaları ve bu süreçteki yanlış anlamalar, 3000 kelimelik bu detaylı analizde incelenmektedir.

AB-Türkiye Delegasyonu

Schengen Vizesi Nedir ve Türk Vatandaşları İçin Önemi

Schengen vizesi, 27 Avrupa ülkesini kapsayan Schengen Bölgesi’ne kısa süreli (180 gün içinde 90 gün) seyahatler için gereken bir vizedir. Bu ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan gibi AB üyesi ülkelerin yanı sıra İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn gibi AB dışı Schengen üyeleri de yer almaktadır.

Türk vatandaşları, Schengen Bölgesi’ne seyahat etmek için vize almak zorundadır, ancak yeşil (hususi) ve gri (hizmet) pasaport sahipleri, 90 güne kadar olan kısa süreli seyahatlerde vizeden muaftır. Diplomatik pasaport sahipleri de vizesiz seyahat hakkına sahiptir. Türkiye, nüfusa oranla en fazla Schengen vizesi başvurusu yapan ülke konumundadır ve 2023’te 1.055.885 başvuruyla bu alanda ikinci sırayı almıştır. Bu yoğun talep, Türkiye’nin AB ile ekonomik, kültürel ve sosyal bağlarının gücünü yansıtırken, aynı zamanda vize süreçlerindeki sorunları da gündeme getirmiştir. Türk vatandaşları için Schengen vizesi, iş seyahatleri, turizm, eğitim, sağlık ve aile ziyaretleri gibi pek çok amaç için kritik öneme sahiptir.

Ancak, son yıllarda artan ret oranları (%21,7), randevu alma zorlukları ve ek belge talepleri, özellikle iş insanları, sanatçılar, öğrenciler ve turistler arasında mağduriyet yaratmıştır. AB-Türkiye Delegasyonu’nun açıklaması, bu sorunların bir kısmının yanlış bilgilendirmeden kaynaklandığını öne sürerek, vize süreçlerinin şeffaflığını artırmayı ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi amaçlamaktadır.

Delegasyon, Schengen konsolosluklarının pandemi öncesi seviyeleri aşarak rekor sayıda başvuru işlediğini belirtmiş ve vize kapılarının Türkiye’ye kapalı olduğu iddiasını kesin bir dille yalanlamıştır. Bu bağlamda, Schengen vizesinin Türk vatandaşları için hem bir fırsat hem de bir zorluk olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

AB-Türkiye Delegasyonu’nun Açıklamasının Detayları

AB-Türkiye Delegasyonu, 2 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı yazılı açıklamayla, Türk medyasında yer alan Schengen vizesi haberlerini ele almış ve dezenformasyon iddialarına yanıt vermiştir. Açıklamada, özellikle üç temel noktaya vurgu yapılmıştır: gerekli belge sayısı, vize kapılarının kapanması iddiası ve vize ücretleri. İlk olarak, Delegasyon, iş amaçlı Schengen vizesi başvurularında istenen belgelerin, 2021 tarihli AB Komisyon Uygulama Kararı’nda açıkça sıralandığını ve bu belgelerin medya haberlerinde abartıldığı kadar fazla olmadığını belirtmiştir.

Örneğin, Türk şirket çalışanlarından son üç aylık şirket harcama dökümlerinin talep edildiği iddiası, Delegasyon tarafından yalanlanmış ve standart belgelerin kamuoyuna açık olduğu vurgulanmıştır. Standart belgeler arasında pasaport, biyometrik fotoğraf, seyahat sağlık sigortası, niyet mektubu, finansal durum belgeleri (banka hesap dökümü, maaş bordrosu) ve seyahat planını destekleyici rezervasyonlar yer almaktadır. İkinci olarak, Delegasyon, bazı üye devletlerin vize kapılarını Türkiye’ye kapattığı iddiasını reddetmiş ve Schengen konsolosluklarının pandemi öncesi rakamları aşarak rekor sayıda başvuru işlediğini açıklamıştır.

2023 verilerine göre, Almanya, Yunanistan, Fransa ve İtalya, Türkiye’den en fazla başvuru alan ülkeler olmuş ve Almanya, dünyada Türkiye’den daha fazla vize verdiği başka bir ülke olmadığını belirtmiştir. Üçüncü olarak, vize ücretleriyle ilgili yanlış bilgilendirmelere değinilmiştir. Schengen vizesi başvuru ücreti 90 Euro olarak belirlenmiş olup, çocuklar ve belirli kategoriler için daha düşük ücretler uygulanmaktadır. Harici hizmet sağlayıcılar (örneğin, iDATA veya VFS Global) tarafından alınan hizmet bedelleri, AB kurallarıyla sınırlıdır ve genellikle 26-32 Euro arasındadır.

Resmi tercüme maliyetlerinin de medya haberlerinde abartıldığı ifade edilmiştir. Ayrıca, Delegasyon, yetkisiz aracıların yüksek ücretler talep ederek dolandırıcılık yaptığına dikkat çekmiş ve başvuru sahiplerini yalnızca resmi kanallar üzerinden işlem yapmaya çağırmıştır. Bu açıklama, Türk kamuoyunda vize süreçlerine dair oluşan yanlış algıları düzeltmeyi ve Schengen vizesi başvurularının şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü göstermeyi amaçlamaktadır.

venedik günlük giriş ücreti

Schengen Vizesi Başvuru Sürecinde Karşılaşılan Zorluklar

Schengen vizesi başvuru süreci, Türk vatandaşları için hem zaman alıcı hem de karmaşık bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Başvurular, ilgili ülkenin Türkiye’deki konsoloslukları veya yetkilendirilmiş vize başvuru merkezleri (örneğin, iDATA, VFS Global, Kosmos Vize) aracılığıyla yapılmaktadır.

Ancak, özellikle yaz aylarında artan talep nedeniyle randevu almak zorlaşmakta ve bazı durumlarda randevular 1-7 ay sonrasına verilmektedir. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu uzun bekleme süreleri için özür dileyerek, başvuru sahiplerini erken planlama yapmaya teşvik etmiştir. Ayrıca, vize ret oranlarının 2023’te %21,7’ye yükselmesi, başvuru sahipleri arasında hayal kırıklığı yaratmıştır. Ret nedenleri arasında eksik veya yanlış belgeler, seyahat amacının yeterince kanıtlanamaması, finansal yetersizlik ve dönüş niyetinin inandırıcı bulunmaması yer almaktadır. Örneğin, niyet mektubu, seyahat amacını ve dönüş niyetini açıkça ifade eden kritik bir belge olup, yanlış veya eksik doldurulması sıkça ret nedeni olmaktadır. İş amaçlı seyahatlerde, şirketten alınan izin yazısı, maaş bordrosu ve banka hesap dökümleri gibi belgeler zorunluyken, bazı konsoloslukların ek belgeler talep ettiği yönündeki haberler, AB-Türkiye Delegasyonu tarafından yalanlanmıştır.

Bununla birlikte, sektör temsilcileri, pandemi sonrası personel eksikliği ve artan başvuru sayısının konsolosluklarda işlem sürelerini uzattığını belirtmektedir. BBC Türkçe’ye konuşan turizm acentesi temsilcileri, 2023’te ret oranlarının %50’ye yaklaştığını iddia etmiş, ancak bu rakamlar resmi verilerle doğrulanmamıştır. AB-Türkiye Delegasyonu, bu tür iddiaların abartılı olduğunu ve konsoloslukların her başvuruyu bireysel olarak değerlendirdiğini vurgulamıştır.

Ayrıca, vize süreçlerinde yetkisiz aracıların yarattığı sorunlar, başvuru sahiplerini hem maddi hem de manevi olarak mağdur etmektedir. Bu aracılar, vize işlemlerini hızlandırdıkları iddiasıyla yüksek ücretler talep etmekte, ancak çoğu zaman dolandırıcılıkla sonuçlanmaktadır. AB-Türkiye Delegasyonu’nun bu konudaki uyarısı, başvuru sahiplerinin yalnızca resmi kanalları kullanması gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır.

Vize Serbestisi Diyaloğu ve Türkiye’nin Durumu

Türkiye ile AB arasında 16 Aralık 2013’te başlatılan Vize Serbestisi Diyaloğu, Türk vatandaşlarının Schengen Bölgesi’ne vizesiz seyahat etmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu süreç, Vize Serbestisi Yol Haritası’nda yer alan 72 kriterin yerine getirilmesine bağlıdır. AB Komisyonu’nun 2016 raporuna göre, Türkiye bu kriterlerin 65’ini tamamlamış, ancak 6 kritik kriter hala karşılanmamıştır.

Bu kriterler arasında en önemlisi, Terörle Mücadele Yasası’nda (TMY) yapılması gereken değişikliklerdir. AB, Türkiye’nin “terör” tanımını muğlak ve geniş bulmakta ve bu tanımın AB standartlarına uygun şekilde daraltılmasını talep etmektedir. Ancak, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası Türkiye, güvenlik gerekçeleriyle TMY’de değişiklik yapmayı reddetmiş ve AB’den esneklik talep etmiştir. Bu durum, vize serbestisi sürecinde tıkanıklığa yol açmıştır. 2018’de biyometrik pasaportların AB ve ICAO standartlarına uygun hale getirilmesi, kriterlerden birinin tamamlanmasını sağlamış, ancak kalan kriterler hala müzakere konusudur.

Örneğin, Europol ile kişisel verilerin paylaşımına dair bir anlaşma müzakereleri devam etmektedir. AB-Türkiye Delegasyonu’nun vize açıklamaları, vize serbestisi diyaloğuna doğrudan değinmese de, mevcut vize rejiminin şeffaf ve adil bir şekilde uygulandığını vurgulamaktadır. Öte yandan, vize kolaylığı gibi ara çözümler de gündeme gelmiştir. Vize kolaylığı, öğrenciler, iş insanları, sanatçılar ve akademisyenler gibi belirli gruplara uzun süreli ve çok girişli vizeler sağlanmasını içermektedir.

Ancak, bu süreç de üye devletlerin egemen yetkilerine bağlı olduğu için tam anlamıyla uygulanamamıştır. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2024’te AB Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi ile yaptığı görüşmede, vize serbestisi için kalan kriterlerin tamamlanması ve vize kolaylığı müzakerelerinin hızlandırılması gerektiğini belirtmiştir. Türkiye’nin vize serbestisi hedefi, AB ile ilişkilerin halklar arası temas boyutunu güçlendirmek için kritik öneme sahiptir, ancak mevcut siyasi ve hukuki engeller, bu hedefe kısa vadede ulaşmayı zorlaştırmaktadır.

Vize Dolandırıcılığı ve Yetkisiz Aracıların Riskleri

AB-Türkiye Delegasyonu’nun açıklamasında en çarpıcı uyarılardan biri, yetkisiz aracıların Schengen vizesi başvurularında yarattığı dolandırıcılık risklerine yöneliktir. Türkiye’de vize prosedürlerini kolaylaştırdıkları iddiasıyla faaliyet gösteren bu aracıların, Schengen konsolosluklarıyla hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Bu kişiler veya şirketler, yüksek ücretler talep ederek başvuru sahiplerini yanıltmakta, çoğu zaman sahte belgeler veya geçersiz randevular sunmaktadır.

Örneğin, Almanya’nın Türkiye’deki vize işlemlerinde tek yetkili hizmet sağlayıcısı iDATA’dır ve iDATA, maksimum 32,81 Euro hizmet bedeli almaktadır. Ancak, yetkisiz aracılar, yüzlerce Euro talep ederek başvuru sahiplerini mağdur etmektedir. AB-Türkiye Delegasyonu, başvuru sahiplerini yalnızca resmi konsolosluklar veya yetkilendirilmiş vize başvuru merkezleri (iDATA, VFS Global, Kosmos Vize) üzerinden işlem yapmaya çağırmıştır.

Ayrıca, vize başvuru formlarının ve randevu işlemlerinin ücretsiz olduğu, ek ücretlerin yalnızca hizmet bedeli ve resmi tercümeler için alındığı belirtilmiştir. Yetkisiz aracıların dolandırıcılık faaliyetleri, özellikle sosyal medya ve internet üzerinden yaygınlaşmaktadır. Bu aracılar, “garantili vize” veya “hızlı randevu” vaatleriyle başvuru sahiplerini kandırmakta, ancak çoğu durumda vize reddiyle veya maddi kayıplarla sonuçlanmaktadır. Almanya Dışişleri Bakanlığı, başvuru sahiplerini üçüncü şahıslara para transferi yapmamaları ve peşinat ödememeleri konusunda uyarmıştır.

Türkiye’deki vize başvuru merkezleri, bu tür dolandırıcılıklara karşı bilgilendirme kampanyaları düzenlese de, başvuru sahiplerinin bilinçlenmesi kritik önemdedir. AB-Türkiye Delegasyonu’nun bu uyarısı, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde daha dikkatli ve bilinçli olmalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Türk Turizm ve İş Sektörüne Etkiler

Schengen vizesi süreçlerindeki zorluklar, Türkiye’nin turizm ve iş sektörlerini de doğrudan etkilemektedir. Turizm sektörü, özellikle yaz aylarında Schengen vizesi randevularının alınmasındaki gecikmeler ve yüksek ret oranları nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır. BBC Türkçe’ye konuşan Travelzone Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öztürk, 2023’te vize ret oranlarının pandemi dönemini bile aştığını ve iki ay öncesinden randevu alınmasının neredeyse imkansız hale geldiğini belirtmiştir.

Bu durum, Türk turistlerin Avrupa destinasyonlarına seyahat planlarını ertelemesine veya iptal etmesine neden olmaktadır. İş dünyası da vize süreçlerinden olumsuz etkilenmektedir. İş insanları, fuar katılımları, müşteri ziyaretleri ve ticari görüşmeler için Schengen vizesine ihtiyaç duymakta, ancak randevu gecikmeleri ve ret oranları, iş fırsatlarının kaçırılmasına yol açmaktadır. TOBB’un 2023 Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vize sorununun siyasi bir şantaj olarak kullanıldığını ve bu sorunun en kısa sürede çözüleceğini ifade etmiştir. AB-Türkiye Delegasyonu’nun açıklaması, bu tür iddiaları yalanlayarak, vize süreçlerinin siyasi değil, teknik ve prosedürel bir çerçevede yürütüldüğünü savunmuştur.

Ancak, sektör temsilcileri, personel eksikliği ve artan başvuru sayısının vize süreçlerini zorlaştırdığını öne sürmektedir. 2023’te Türkiye’den AB ülkelerine sığınma talebinde bulunan Türk vatandaşı sayısının 100 bini aşması, konsoloslukların başvuruları daha titiz incelemesine neden olmuş ve bu durum ret oranlarını artırmıştır. Türk turizm ve iş sektörlerinin bu zorlukları aşması, vize kolaylığı gibi ara çözümlerin etkin bir şekilde uygulanmasına ve vize serbestisi diyaloğunun ilerlemesine bağlıdır.

Gelecek Perspektifi: Vize Sorunlarının Çözümü İçin Öneriler

Schengen vizesi süreçlerinde yaşanan sorunların çözümü, hem Türkiye hem de AB tarafında ortak çabalar gerektirmektedir. İlk olarak, vize serbestisi diyaloğunun ilerletilmesi için Türkiye’nin kalan 6 kriteri tamamlaması kritik önemdedir. Özellikle Terörle Mücadele Yasası’nda AB standartlarına uygun düzenlemeler yapılması, bu sürecin hızlanmasını sağlayabilir.

Ancak, Türkiye’nin güvenlik öncelikleri, bu değişikliklerin kısa vadede gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır. İkinci olarak, vize kolaylığı gibi ara çözümler, belirli gruplara (öğrenciler, iş insanları, sanatçılar) öncelikli ve uzun süreli vizeler sağlanarak rahatlama yaratabilir. AB Komisyonu’nun üye ülkelere bu konuda tavsiyelerde bulunması, uygulamanın yaygınlaşmasını teşvik edebilir. Üçüncü olarak, konsolosluklarda personel sayısının artırılması ve dijital başvuru sistemlerinin geliştirilmesi, randevu sürelerini kısaltabilir. Örneğin, online başvuru platformlarının daha etkin kullanılması, başvuru sahiplerinin işlemlerini hızlandırabilir.

Dördüncü olarak, yetkisiz aracılara karşı bilgilendirme kampanyaları güçlendirilmeli ve başvuru sahipleri resmi kanallar hakkında daha fazla bilgilendirilmelidir. Son olarak, AB-Türkiye Delegasyonu’nun şeffaf iletişim politikaları, yanlış bilgilendirmeyi önlemek için devam etmelidir. Delegasyonun 2025 açıklaması, bu yönde önemli bir adım olsa da, kamuoyundaki güvenin tam anlamıyla sağlanması için daha fazla çaba gerekmektedir. Türkiye’nin vize serbestisi hedefine ulaşması, AB ile ilişkilerin güçlenmesi ve halklar arası temasın artması için uzun vadeli bir vizyon gerektirmektedir.

Sonuç: Şeffaflık ve Doğru Bilgilendirme ile Vize Sorunlarına Çözüm

AB-Türkiye Delegasyonu’nun 2 Mayıs 2025 tarihli açıklaması, Schengen vizesi süreçleriyle ilgili Türk medyasında yer alan yanlış bilgilendirmelere net bir yanıt vermiştir. Delegasyon, vize kapılarının Türkiye’ye kapalı olduğu iddiasını yalanlamış, gerekli belge sayısının abartıldığını ve vize ücretlerinin iddia edildiği gibi yüksek olmadığını açıklamıştır. Ayrıca, yetkisiz aracıların dolandırıcılık faaliyetlerine karşı uyarıda bulunarak, başvuru sahiplerini resmi kanalları kullanmaya teşvik etmiştir.

Türkiye, Schengen vizesi başvurularında dünya genelinde en yoğun talebi oluşturan ülkelerden biri olup, bu süreçte karşılaşılan zorluklar, hem turizm hem de iş sektörlerini etkilemektedir. Vize serbestisi diyaloğunun tıkanıklığı, randevu alma zorlukları ve artan ret oranları, Türk vatandaşlarının AB ile bağlarını güçlendirme çabalarını zorlaştırmaktadır. Ancak, AB-Türkiye Delegasyonu’nun şeffaf iletişimi ve vize kolaylığı gibi ara çözümler, bu sorunların hafifletilmesi için umut vadetmektedir.

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi süreçlerinde bilinçli ve dikkatli olmaları, resmi kanalları kullanmaları ve dolandırıcılık risklerine karşı temkinli davranmaları, mağduriyetlerin azalmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin AB ile vize politikalarında daha adil ve erişilebilir bir gelecek inşa etmesi, hem iki taraf arasındaki ilişkileri güçlendirecek hem de Türk vatandaşlarının Avrupa ile bağlarını derinleştirecektir.

Kaynaklar

  • AB-Türkiye Delegasyonu – Schengen Vizesi Açıklaması
  • Cumhuriyet – AB-Türkiye Delegasyonu’ndan Schengen Açıklaması
  • Kısa Dalga – AB Türkiye Delegasyonu’ndan Schengen Açıklaması
  • BBC Türkçe – Schengen Vizesi: Turizm Sektörü Şikayetçi
  • İKV – Türkiye Schengen Vize Başvurularında İkinci Ülke
  • T.C. Dışişleri Bakanlığı – Schengen Vize Rejimi
  • AB Vize Serbestisi Diyaloğu
  • Almanya Dışişleri Bakanlığı – Schengen Vizesi

Sık Sorulan Sorular

AB-Türkiye Delegasyonu’nun Schengen vizesiyle ilgili açıklaması hangi iddialara yanıt verdi?

AB-Türkiye Delegasyonu, 2 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı açıklamayla, Türk medyasında yer alan Schengen vizesi haberlerindeki yanlış bilgilendirmelere yanıt vermiştir. Özellikle üç temel iddiaya odaklanılmıştır: İlk olarak, iş amaçlı Schengen vizesi başvurularında Türk şirket çalışanlarından bireysel evrakların yanı sıra şirketlerin son üç aylık harcama dökümlerinin istendiği iddiası yalanlanmış, gerekli belgelerin 2021 tarihli AB Komisyon Uygulama Kararı’nda açıkça sıralandığı ve bu listenin medya haberlerinde abartıldığı belirtilmiştir. İkinci olarak, bazı üye devletlerin vize kapılarını Türkiye’ye kapattığı iddiası reddedilmiş, Schengen konsolosluklarının pandemi öncesi rakamları aşarak rekor sayıda başvuru işlediği vurgulanmıştır. 2023’te Türkiye’den 1.055.885 başvuru alınmış, bu da konsoloslukların yoğun çalıştığını göstermektedir. Üçüncü olarak, vize ücretlerinin yüksek olduğu iddiasına karşı, başvuru ücretinin 90 Euro olduğu, harici hizmet sağlayıcıların (örneğin, iDATA, VFS Global) sınırlı hizmet bedelleri aldığı ve resmi tercüme maliyetlerinin abartıldığı açıklanmıştır. Ayrıca, yetkisiz aracıların dolandırıcılık faaliyetlerine karşı uyarıda bulunulmuş, başvuru sahiplerinin yalnızca resmi kanalları kullanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu açıklama, Türk kamuoyunda vize süreçlerine dair oluşan yanlış algıları düzeltmeyi ve şeffaflığı artırmayı amaçlamaktadır.

Schengen vizesi başvurularında istenen belgeler nelerdir ve medya haberlerinde neden abartıldığı söylendi?

Schengen vizesi başvuruları için istenen belgeler, 2021 tarihli AB Komisyon Uygulama Kararı’nda açıkça sıralanmış ve tüm Schengen konsoloslukları tarafından standart bir şekilde uygulanmaktadır. Standart belgeler arasında geçerli pasaport, biyometrik fotoğraf, seyahat sağlık sigortası, niyet mektubu, finansal durum belgeleri (banka hesap dökümü, maaş bordrosu), seyahat planını destekleyici rezervasyonlar (uçak bileti, otel rezervasyonu) ve iş amaçlı seyahatlerde şirketten alınan izin yazısı yer almaktadır. AB-Türkiye Delegasyonu, Türk medyasında özellikle iş amaçlı başvurularda “son üç aylık şirket harcama dökümleri” gibi ek belgelerin talep edildiği iddialarının doğru olmadığını belirtmiştir. Delegasyon, bu tür haberlerin belge sayısını abarttığını ve gerçekte istenen belgelerin kamuoyuna açık olduğunu vurgulamıştır. Medya haberlerinde abartının nedeni, yetkisiz aracıların ve bazı başvuru sahiplerinin vize süreçlerini olduğundan daha karmaşık göstererek kamuoyunda mağduriyet algısı yaratmasıdır. Örneğin, konsoloslukların ek belge talep ettiği durumlarda, bu talepler genellikle eksik veya yetersiz belgelerle ilgilidir ve standart prosedürün bir parçasıdır. Delegasyon, başvuru sahiplerini resmi konsolosluk sitelerinden veya yetkilendirilmiş vize başvuru merkezlerinden (iDATA, VFS Global) doğru bilgiyi almaya teşvik etmiştir. Bu açıklama, vize süreçlerinin şeffaf olduğunu ve medya haberlerindeki dezenformasyonun başvuru sahiplerini yanlış yönlendirdiğini ortaya koymaktadır.

Türk vatandaşları neden Schengen vizesi süreçlerinde zorluk yaşıyor?

Türk vatandaşları, Schengen vizesi başvurularında birkaç temel nedenle zorluk yaşamaktadır. İlk olarak, yüksek başvuru talebi, konsolosluklarda randevu alma süreçlerini zorlaştırmaktadır. 2023’te Türkiye, 1.055.885 başvuruyla dünyada ikinci sırada yer almış, bu da özellikle yaz aylarında randevu sürelerini 1-7 aya kadar uzatmıştır. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu gecikmeler için özür dileyerek erken planlama önerisinde bulunmuştur. İkinci olarak, vize ret oranlarının 2023’te %21,7’ye yükselmesi, başvuru sahipleri arasında hayal kırıklığı yaratmaktadır. Ret nedenleri arasında eksik veya yanlış belgeler, seyahat amacının yeterince kanıtlanamaması, finansal yetersizlik ve dönüş niyetinin inandırıcı bulunmaması yer almaktadır. Üçüncü olarak, pandemi sonrası konsolosluklarda personel eksikliği ve artan başvuru sayıları, işlem sürelerini uzatmıştır. Sektör temsilcileri, bazı konsoloslukların ek belge talep ettiği iddialarını dile getirse de, AB-Türkiye Delegasyonu bu taleplerin standart prosedürler içinde olduğunu savunmuştur. Dördüncü olarak, yetkisiz aracıların dolandırıcılık faaliyetleri, başvuru sahiplerini maddi ve manevi olarak mağdur etmektedir. Bu aracılar, “garantili vize” veya “hızlı randevu” vaatleriyle yüksek ücretler talep etmekte, ancak çoğu zaman sahte belgeler veya geçersiz randevular sunmaktadır. Son olarak, Türkiye’den AB ülkelerine sığınma taleplerinin 2023’te 100 bini aşması, konsoloslukların başvuruları daha titiz incelemesine neden olmuş ve ret oranlarını artırmıştır. Bu zorluklar, Türk vatandaşlarının vize süreçlerinde daha dikkatli ve bilinçli olmalarını gerektirmektedir.

Yorum yapın

Geri

Red Wings Havayolları’nın Elista-Antalya Uçuşları: Türk Turizmine Yeni Bir Kapı

İleri

Yunanistan Turizmi Şubat 2025: Otellerde Turist Sayısı ve Geceleme Oranlarında Artış