Fehime ve Hatice Sultan Yalılarının Türk Hava Yolları Tarafından Serkan Yazıcı’ya Kiralanması ve Türk Turizmine Etkileri

İstanbul Boğazı’nın İncileri Yeniden Hayat Buluyor İstanbul Boğazı, tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli yapılarına ev sahipliği yapmış, hem mimari hem de kültürel açıdan eşsiz bir mirasa sahip bir bölge olarak dünya çapında tanınmaktadır. Boğaz’ın...

Yazar Burcu Tekin

Tarih: 3 Mayıs 2025

İstanbul Boğazı’nın İncileri Yeniden Hayat Buluyor

İstanbul Boğazı, tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli yapılarına ev sahipliği yapmış, hem mimari hem de kültürel açıdan eşsiz bir mirasa sahip bir bölge olarak dünya çapında tanınmaktadır. Boğaz’ın Ortaköy sahilinde yer alan Fehime ve Hatice Sultan yalıları, 19. yüzyıl sonlarında Sultan II. Abdülhamid tarafından inşa ettirilmiş ve dönemin saray mimarları olan Balyan Ailesi’nin imzasını taşıyan nadide eserlerdir. Bu yalılar, bir asrı aşan tarihleri, enfes süslemeleri ve el işçiliğiyle Türk kültür ve turizm hayatının önemli parçaları arasında yer almaktadır.

Ancak, 20. yüzyıl boyunca yangınlar, yıpranmalar ve mülkiyet tartışmaları nedeniyle bu tarihi yapılar uzun süre atıl kalmış ve kaderlerine terk edilmiştir. Türk Hava Yolları (THY), 2009 yılında bu yalıları kiralayarak kapsamlı bir restorasyon sürecine başlamış ve 2024 yılında restorasyonun tamamlandığını duyurmuştur. Daha da dikkat çekici olan, bu yalıların otel işletmesi amacıyla Yazıcı Otelleri’nin sahibi Serkan Yazıcı’ya kiralanmış olmasıdır.

Bu gelişme, Türk turizm sektöründe yankı uyandırmış ve özellikle yalıların İstanbul’un lüks turizm potansiyeline katkısı üzerine tartışmalara yol açmıştır. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) alınarak Hazine’ye devredilen yalıların THY’ye tahsis edilmesi ve ardından Serkan Yazıcı’ya kiralanması, hem hukuki hem de ticari boyutlarıyla dikkat çekmektedir.

Bu makale, Fehime ve Hatice Sultan yalılarının tarihini, restorasyon sürecini, kiralama detaylarını, Serkan Yazıcı’nın turizm sektöründeki rolünü ve bu gelişmelerin Türk turizmine etkilerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır.

Fehime ve Hatice Sultan Yalılarının Tarihi ve Mimari Özellikleri

Fehime ve Hatice Sultan yalıları, İstanbul Boğazı’nın Ortaköy sahilinde, Osmanlı hanedanının özel mülkü olarak inşa edilmiştir. 19. yüzyıl sonlarında, 1890-1900 yılları arasında Balyan Ailesi tarafından tasarlanan bu yalılar, dönemin mimari anlayışını yansıtan Ampir ve Neoklasik tarzların yanı sıra Neo Barok ve Art Nouveau detaylarıyla dikkat çekmektedir. Fehime Sultan Yalısı, aynı zamanda Gazi Osman Paşa Yalısı olarak da bilinir ve Plevne Savaşı kahramanı Gazi Osman Paşa’ya 1883’te Sultan II. Abdülhamid tarafından hediye edilmiştir.

Daha sonra V. Murad’ın kızı Fehime Sultan’a tahsis edilen yalı, onun adıyla anılmaya başlamıştır. Hatice Sultan Yalısı ise V. Murad’ın bir diğer kızı Hatice Sultan için inşa edilmiştir. Her iki yalı da Ortaköy Camii’nden Kuruçeşme’ye uzanan sahil şeridinde yan yana yer almakta ve Boğaz’ın en nadide yapıları arasında sayılmaktadır. Osmanlı hanedanının sürgüne gönderildiği 1924 yılından sonra bu yalılar, Cumhuriyet döneminde farklı amaçlarla kullanılmıştır. Fehime Sultan Yalısı, uzun yıllar Gaziosmanpaşa Ortaokulu olarak hizmet vermiş, ancak 2002 yılında çıkan yangınla büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Hatice Sultan Yalısı ise 1972’den itibaren İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne tahsis edilmiş, 2006 yılında kulübün tahliyesiyle boş kalmıştır. Yalıların müştemilat yapıları, 1957’deki sahil yolu genişletme çalışmaları sırasında tamamen yıkılmıştır. Bu süreçte her iki yalı da yıpranmış, hasar görmüş ve tarihi dokularının bir kısmı kaybolmuştur. Yalıların tarihçesi, aynı zamanda Osmanlı hanedanının dramatik hikayeleriyle de doludur.

Fehime ve Hatice Sultan’ın hayatları, siyasi entrikalar, sürgün ve kişisel trajedilerle şekillenmiştir. Örneğin, Hatice Sultan’ın, II. Abdülhamid’in damadı Kemalettin Paşa ile yaşadığı yasak aşk skandalı, dönemin saray çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır. Fehime Sultan ise istemediği evlilikler ve sürgünle geçen bir hayat yaşamış, 1929’da Nice’te yoksulluk içinde vefat etmiştir. Bu hikayeler, yalıların yalnızca mimari değil, aynı zamanda kültürel ve duygusal bir miras olduğunu ortaya koymaktadır.

Fehime ve Hatice Sultan yalıları

Türk Hava Yolları’nın Yalıları Kiralama ve Restorasyon Süreci

Türk Hava Yolları (THY), 2008 yılında İstanbul İl Özel İdaresi tarafından yapılan ihale ile Fehime ve Hatice Sultan yalılarını 25 yıllığına kiralamıştır. İhale, KDV hariç yıllık 5,4 milyon TL (toplamda 125 milyon TL + KDV) bedelle sonuçlanmış ve yalıların restore edilerek lüks butik otel olarak turizme kazandırılması planlanmıştır. THY’nin ikram şirketi Do&Co, bu süreçte projenin ana yürütücüsü olmuş ve restorasyon çalışmalarını üstlenmiştir. Ancak, 2009’daki kira sözleşmesine göre restorasyonun 3 yıl içinde tamamlanması ve yalıların işletmeye açılması gerekiyordu.

Bu süre, çeşitli nedenlerle uzamış ve süreç, hem hukuki hem de teknik tartışmalara yol açmıştır. Restorasyon süreci, yalıların ağır hasarlı durumu nedeniyle oldukça karmaşık bir hale gelmiştir. Fehime Sultan Yalısı’nın %80’i 2002 yangınında yok olmuş, ayakta kalan ahşap parçalar Hadımköy’deki özel bir atölyeye taşınarak tek tek numaralandırılmış ve orijinaline uygun şekilde restore edilmiştir. Hatice Sultan Yalısı ise “askıya alma” tekniğiyle havaya kaldırılarak altına çelik destekler yerleştirilmiş ve parça parça restore edilmiştir.

Gürsoy Grup tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları, Süleymaniye Camii, Ortaköy Camii ve Çamlıca Camii gibi önemli projelerde deneyim sahibi bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. Uluslararası restorasyon denetim firmalarının gözetiminde, Erol Sevimlisoy, Sevimli Mimarlık, FG Steel, A2 ve YPO gibi mimarlık ve mühendislik şirketleri de projeye katkı sağlamıştır. Projenin en dikkat çekici unsurlarından biri, yalıların altına inşa edilen deniz seviyesinin 5 kat altında, 16 bin metrekarelik 4 katlı yer altı otoparkıdır. Bu otopark, İBB’nin talebi üzerine projeye eklenmiş ve “Topdown” metoduyla, yukarıdan aşağıya doğru inşa edilmiştir.

Otoparkın yapımı, Boğaz kıyısında ilk kez uygulanan bu teknik nedeniyle maliyetleri ve süreyi artırmıştır. THY, bu ek yükümlülük karşılığında kira süresinin 25 yıldan 31 yıla uzatıldığını belirtmiştir. Restorasyon sırasında ortaya çıkan tarihi kalıntılar, örneğin Hatice Sultan Yalısı’nın bodrum katındaki taş duvar (rıhtım) dokusu, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun talimatlarıyla korunmuş veya yeniden inşa edilmiştir. Seyis evi, hamam ve selamlık gibi müştemilat yapıları da aslına uygun olarak restore edilmiştir.

Toplam 35 bin metrekarelik inşaat alanıyla kompleks, 10 bin metrekarelik oturum alanına sahip olup, konferans salonları, balo salonu, SPA merkezi ve pavilyon gibi modern olanaklarla donatılmıştır. THY, 13 yılda bu projeye 130 milyon ABD dolarına yakın yatırım yapmış ve 2024 Eylül’ünde THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, restorasyonun tamamlandığını duyurmuştur. Bolat, yalıların “Boğaz’ın incileri” olarak Türk turizmine katkı sağlayacağını ve kısa sürede hizmete açılacağını ifade etmiştir.

Mülkiyet Tartışmaları ve Hazine’ye Devir Süreci

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyeti, uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. Yalılar, Osmanlı döneminde hanedan mülkü iken, Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu kullanımına tahsis edilmiştir. 1950’lerde Maliye Hazinesi’ne, 1964’te İl Özel İdaresi’ne devredilen yalılar, 2009’da THY’ye kiralanmıştır. Ancak, 2014’te İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla mülkiyet İBB’ye geçmiş ve bu durum, yeni bir tartışma başlatmıştır.

İBB, 2009 kira sözleşmesine göre restorasyonun 3 yıl içinde tamamlanmadığını öne sürerek yalıları geri almaya çalışmış ve hukuki süreç başlatmıştır. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2022’de yaptığı açıklamalarda, yalıların “işgal edildiğini” ve kamu zararına yol açıldığını iddia etmiş, İBB yetkililerinin yalılara girişinin engellendiğini belirtmiştir. İmamoğlu, yalıların “kim oldukları belli olmayan kişilere peşkeş çekildiğini” söyleyerek merkezi idareyi eleştirmiştir. Buna karşılık THY, İBB’nin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kira bedellerinin (aylık 3,6 milyon TL) düzenli ödendiğini ve 130 milyon dolarlık yatırım yapıldığını savunmuştur. THY, restorasyonun gecikme nedenleri olarak İBB’nin yer altı otoparkı talebini, tarihi kalıntılar için Koruma Kurulu’nun talimatlarını ve ek müştemilat yapılarının inşasını göstermiştir.

2022 Eylül’ünde İstanbul Valiliği Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, yalıların daha önce Hazine adına tescilli olduğunu ve İBB’ye devrinin kanuna aykırı olduğunu belirterek, mülkiyeti İBB’den alarak Hazine’ye devretmiştir. Bu karar, 7 bakanlık temsilcisinin çoğunluk oyuyla alınmış ve İBB’den sadece bir temsilcinin yer aldığı komisyonda tartışmalara yol açmıştır. İBB, kararı yargıya taşımış ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun nihai kararı beklenmektedir.

Hazine’ye devredilen yalılar, turizme kazandırılması amacıyla THY’ye tahsis edilmiştir. Bu süreç, hem hukuki hem de siyasi boyutlarıyla kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve yalıların kiralanma süreciyle ilgili şeffaflık tartışmalarını beraberinde getirmiştir.

Serkan Yazıcı’ya Kiralama ve Tartışmalar

2025 Nisan’ında, restorasyonu tamamlanan Fehime ve Hatice Sultan yalılarının otel işletmesi amacıyla Serkan Yazıcı’ya kiralandığı haberi gündeme gelmiştir. Turizm Gazetesi’nde yer alan habere göre, THY tarafından restore edilen yalılar, Yazıcı Otelleri’nin sahibi ve 2024 yerel seçimlerinde AK Parti’nin Marmaris Belediye Başkan adayı olan Serkan Yazıcı’ya devredilmiştir. Bu kiralama, ihalesiz gerçekleştirildiği iddiasıyla turizm sektöründe tepki çekmiştir. Serkan Yazıcı, Marmaris ve Uludağ’da faaliyet gösteren lüks otel ve restoran zinciri Yazıcı Otelleri’nin sahibidir. Portföyünde Club Turban Thermal, Club Marmaris Palace, Grand Yazıcı Club, Le Querida Restaurant & Beach (Marmaris) ve La Chalet Uludağ gibi tesisler bulunmaktadır.

Yazıcı, turizm sektöründeki deneyimiyle tanınsa da, AK Parti ile siyasi bağlantıları nedeniyle kiralama süreci eleştirilmiştir. Sosyal medyada ve bazı haber kaynaklarında, yalıların “AKP’li bir isme peşkeş çekildiği” iddiaları ortaya atılmış, bu durum şeffaflık ve kamu yararı tartışmalarını alevlendirmiştir. THY, kiralama süreciyle ilgili resmi bir açıklama yapmamış, ancak Ahmet Bolat’ın 2024 Eylül’deki duyurusu, yalıların lüks otel olarak hizmete açılacağına işaret etmiştir. Kiralama bedeli, süresi ve koşulları hakkında kamuoyuna detaylı bilgi verilmemesi, tartışmaları daha da büyütmüştür. Serkan Yazıcı’nın turizm sektöründeki tecrübesi, yalıların işletmesinde profesyonel bir yaklaşım sergileyebileceği yönünde umut yaratırken, ihalesiz kiralama iddiaları, sürecin şeffaflığına gölge düşürmüştür.

Yalıların, 96 odalı bir 7 yıldızlı butik otel kompleksi olarak hizmet vereceği, tüm odaların “Sultan odası” (kral dairesi) standartlarında olacağı belirtilmektedir. Otel, konaklamadan yemeğe, toplantılardan kokteyllere kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunacak ve THY’nin VIP yolcularını deniz yoluyla otele getirip check-in işlemlerini burada yapacağı bir model planlanmaktadır. Bu, yalıların yalnızca bir konaklama tesisi değil, aynı zamanda İstanbul’un lüks turizm markalarından biri olma potansiyelini ortaya koymaktadır.

Türk Turizmine Potansiyel Etkiler ve Fırsatlar

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının Serkan Yazıcı’ya kiralanması ve lüks otel olarak turizme kazandırılması, Türk turizm sektörü için önemli fırsatlar sunmaktadır. İstanbul, dünya çapında tarihi ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkan bir turizm merkezi olup, Boğaz’ın eşsiz manzarası ve Osmanlı mirası, şehri lüks turizm segmentinde cazip kılmaktadır. Yalıların 7 yıldızlı butik otel olarak hizmete açılması, İstanbul’un küresel lüks turizm pazarındaki rekabet gücünü artırabilir.

Türkiye, 2024 yılında 60 milyona yakın turist ağırlamış ve 2025 için 65 milyon turist, 70 milyar dolar turizm geliri hedefi koymuştur. Fehime ve Hatice Sultan yalılarının lüks otel olarak işletilmesi, bu hedefe katkı sağlayabilir. Yalıların, yüksek gelir grubuna hitap eden bir konseptle hizmet vermesi, İstanbul’un Dubai, Paris veya Londra gibi destinasyonlarla rekabet etmesine olanak tanıyabilir. Özellikle Ortadoğu, Avrupa ve Asya’dan gelen VIP turistler, yalıların sunduğu tarihi ambiance ve modern konfor kombinasyonuna ilgi gösterebilir. THY’nin geniş uçuş ağı, bu otelin uluslararası erişimini artırarak, küresel pazarlarda tanıtımını kolaylaştırabilir.

Serkan Yazıcı’nın turizm sektöründeki deneyimi, yalıların işletmesinde profesyonel bir yönetim sağlayabilir. Yazıcı Otelleri’nin Marmaris ve Uludağ’daki tesisleri, yüksek hizmet kalitesiyle tanınmakta olup, bu tecrübe, yalıların uluslararası standartlarda işletilmesine katkı sağlayabilir. Otelin konferans salonları, balo salonu ve SPA merkezi gibi olanakları, iş toplantıları, düğünler ve özel etkinlikler için de cazip bir mekan haline getirebilir. Bu, İstanbul’un MICE (Meetings, Incentives, Conferences, Events) turizmindeki payını artırabilir. Ancak, kiralama sürecindeki şeffaflık tartışmaları, otelin kamuoyu algısını olumsuz etkileyebilir. İhalesiz kiralama iddiaları, projenin meşruiyetine gölge düşürebilir ve turizm sektöründe güven kaybına yol açabilir.

Bu nedenle, THY ve ilgili kurumların kiralama sürecine dair şeffaf bir iletişim stratejisi benimsemesi önemlidir. Ayrıca, yalıların işletmesinde sürdürülebilir turizm ilkelerine uyulması, çevresel etkilerin en aza indirilmesi ve kültürel mirasın korunması, otelin uzun vadeli başarısı için kritik olacaktır. Yalıların turizme kazandırılması, aynı zamanda İstanbul’un kültürel mirasının küresel çapta tanıtımına da katkı sağlayabilir. Osmanlı hanedanının hikayeleri, yalıların mimari detayları ve Boğaz’ın eşsiz manzarası, oteli yalnızca bir konaklama tesisi değil, aynı zamanda bir kültür turizmi destinasyonu haline getirebilir. Bu, İstanbul’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olabilecek bölgelerinin tanıtımına da destek olabilir.

Sektörel ve Global Yansımalar

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının Serkan Yazıcı’ya kiralanması, Türk turizm sektörünün yanı sıra global turizm pazarında da yankı uyandırmaktadır. Lüks turizm, dünya genelinde hızla büyüyen bir segment olup, yüksek gelir grubuna hitap eden butik oteller, destinasyonların marka değerini artırmaktadır. İstanbul, tarihi ve doğal güzellikleriyle bu segmentte güçlü bir potansiyele sahiptir. Yalıların 7 yıldızlı otel olarak hizmete açılması, İstanbul’u lüks turizmde bir adım öne taşıyabilir. THY’nin bu projedeki rolü, havacılık ve turizm sektörlerinin entegrasyonunu güçlendirmektedir.

THY, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip havayollarından biri olarak, yalıların uluslararası pazarlarda tanıtımını kolaylaştırabilir. VIP yolcular için deniz yoluyla transfer ve otelde check-in gibi yenilikçi hizmetler, THY’nin marka imajını güçlendirebilir. Ayrıca, yalıların işletmesi, Türk turizm sektöründe yerli yatırımcıların rolünü de öne çıkarmaktadır. Serkan Yazıcı’nın yerel bir turizmci olarak bu projede yer alması, yabancı yatırımcılara bağımlılığı azaltabilir ve Türk turizm sektörünün kendi markalarını yaratma kapasitesini gösterebilir. Ancak, global yansımalar açısından, kiralama sürecindeki şeffaflık tartışmaları, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye bakışını etkileyebilir.

Turizm sektörü, güven ve şeffaflık üzerine kurulu bir endüstridir ve ihalesiz kiralama iddiaları, Türkiye’nin yatırım ortamına dair soru işaretleri yaratabilir. Bu nedenle, proje yönetiminde uluslararası standartlara uygun bir yaklaşım benimsenmesi, global algıyı olumlu yönde etkileyebilir. Yalıların lüks otel olarak hizmete açılması, aynı zamanda Türk turizminin çeşitlenmesine katkı sağlayabilir.

İstanbul, genellikle tarih ve kültür turizmiyle tanınırken, lüks turizm segmentinde yeni yatırımlar, şehri daha geniş bir turist kitlesine hitap eder hale getirebilir. Bu, Türkiye’nin turizm gelirlerini artırırken, İstanbul’un küresel turizm haritasındaki konumunu güçlendirebilir.

Gelecek Perspektifi: Yalıların Türk Turizmindeki Yeri

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının Serkan Yazıcı’ya kiralanması, Türk turizm sektörü için bir dönüm noktası olabilir. Yalıların 7 yıldızlı butik otel olarak hizmete açılması, İstanbul’un lüks turizm pazarındaki payını artırabilir ve şehri küresel çapta bir marka haline getirebilir. Serkan Yazıcı’nın turizm sektöründeki deneyimi, otelin profesyonel bir şekilde işletilmesine katkı sağlayabilir. Ancak, kiralama sürecindeki şeffaflık tartışmaları, projenin kamuoyu nezdindeki algısını etkileyebilir.

THY ve ilgili kurumların, kiralama koşullarını açıklığa kavuşturması ve kamuoyunu bilgilendirmesi, bu tartışmaları azaltabilir. Gelecekte, yalıların işletmesinde sürdürülebilir turizm ilkelerine odaklanılması, çevresel etkilerin en aza indirilmesi ve kültürel mirasın korunması, otelin uzun vadeli başarısını garanti altına alabilir. Ayrıca, yalıların uluslararası pazarlarda etkili bir şekilde tanıtılması, İstanbul’un lüks turizm destinasyonu olarak konumunu güçlendirebilir.

THY’nin geniş uçuş ağı ve küresel marka gücü, bu süreçte önemli bir avantaj sağlayacaktır. Yalıların, yalnızca bir otel değil, aynı zamanda bir kültür turizmi merkezi olarak konumlandırılması, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliklerini dünya ile paylaşma fırsatı sunabilir. Bu, Türkiye’nin 2025 turizm hedeflerine ulaşmasına katkı sağlarken, İstanbul’u küresel turizmde lider bir destinasyon haline getirebilir.

Sonuç: Türk Turizmi İçin Yeni Bir Başlangıç

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının Türk Hava Yolları tarafından restore edilerek Serkan Yazıcı’ya kiralanması, Türk turizm sektörü için heyecan verici bir gelişmedir. İstanbul Boğazı’nın incileri olarak bilinen bu yalılar, bir asrı aşan tarihleri ve eşsiz mimari özellikleriyle, lüks turizm segmentinde İstanbul’un marka değerini artırabilir. THY’nin 130 milyon dolarlık yatırımı ve Serkan Yazıcı’nın turizmdeki deneyimi, yalıların uluslararası standartlarda bir otel olarak hizmete açılmasını sağlayabilir.

Ancak, kiralama sürecindeki şeffaflık tartışmaları, projenin kamuoyu algısını etkileyebilir. Bu nedenle, şeffaf bir iletişim stratejisi ve sürdürülebilir turizm ilkelerine bağlılık, projenin başarısı için kritik olacaktır. Fehime ve Hatice Sultan yalıları, yalnızca bir konaklama tesisi değil, aynı zamanda Türk kültürünün ve İstanbul’un küresel çapta tanıtımına katkı sağlayan bir simge haline gelebilir. Bu proje, Türk turizminin çeşitlenmesi ve İstanbul’un lüks turizm pazarındaki yükselişi için yeni bir başlangıç sunmaktadır.

Kaynaklar

  • Patronlar Dünyası – Hatice ve Fehime Sultan yalıları otel olarak kapılarını açacak
  • Yüksel Proje – THY Ortaköy Otel Projesi
  • Gazete Kadıköy – Fehime ve Hatice Sultan yalıları İBB’den alındı
  • Arkitera – Boğaz’daki Kutudan THY Çıktı, Hatice Sultan Yalısı Lüks Otel Oluyor
  • Gazete Pencere – Fehime ve Hatice Sultan Yalıları AKP’li Serkan Yazıcı’ya kiralandı
  • Emlak Dream – THY, Fehime Sultan Yalısı ile Hatice Sultan Yalısı’nı 7 yıldızlı butik otel yapıyor
  • Hürriyet – THY’den seçkin müşterilerine Boğaz’da 7 yıldızlı kompleks

Sık Sorulan Sorular

Fehime ve Hatice Sultan yalıları Türk Hava Yolları tarafından neden Serkan Yazıcı’ya kiralandı ve bu kiralama süreci nasıl gerçekleşti?

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının Türk Hava Yolları (THY) tarafından Serkan Yazıcı’ya kiralanması, yalıların lüks butik otel olarak turizme kazandırılması amacıyla gerçekleştirilen bir stratejik hamledir. THY, 2009 yılında bu yalıları İstanbul İl Özel İdaresi’nden 25 yıllığına kiralamış ve 130 milyon dolarlık bir yatırımla kapsamlı bir restorasyon sürecini tamamlamıştır. 2024 Eylül’ünde THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, yalıların restorasyonunun bittiğini ve kısa sürede hizmete açılacağını duyurmuştur. 2025 Nisan’ında, Turizm Gazetesi’nde yer alan habere göre, yalılar otel işletmesi için Yazıcı Otelleri’nin sahibi Serkan Yazıcı’ya kiralanmıştır. Yazıcı, Marmaris ve Uludağ’da faaliyet gösteren Club Turban Thermal, Club Marmaris Palace, Grand Yazıcı Club ve La Chalet Uludağ gibi lüks tesisleriyle tanınan bir turizmci olup, bu deneyimi yalıların işletmesinde değerlendirmesi beklenmektedir. Ancak, kiralama sürecinin ihalesiz gerçekleştiği iddiaları, kamuoyunda şeffaflık tartışmalarına yol açmıştır. THY, kiralama bedeli, süresi ve koşulları hakkında resmi bir açıklama yapmamış, bu da sürecin detaylarına dair soru işaretleri yaratmıştır. Kiralama, yalıların İstanbul’un lüks turizm pazarında bir marka haline gelmesi ve THY’nin VIP yolcularına özel hizmetler sunması hedefiyle yapılmıştır. Serkan Yazıcı’nın sektörel tecrübesi, otelin uluslararası standartlarda işletilmesine katkı sağlayabilir, ancak tartışmalar, sürecin şeffaf bir şekilde açıklanmasını gerektirmektedir.

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının restorasyon süreci nasıl gerçekleşti ve hangi özellikler öne çıktı?

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının restorasyonu, Türk Hava Yolları’nın (THY) 2009’da yalıları kiralamasından sonra başlayan ve 13 yıl süren karmaşık bir süreçtir. THY’nin ikram şirketi Do&Co’nun ana yürütücüsü olduğu proje, Gürsoy Grup tarafından yürütülmüş ve Süleymaniye Camii, Ortaköy Camii gibi önemli restorasyonlarda deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. Fehime Sultan Yalısı, 2002 yangınında %80 oranında tahrip olduğundan, ayakta kalan ahşap parçalar Hadımköy’deki bir atölyede numaralandırılarak orijinaline uygun restore edilmiştir. Hatice Sultan Yalısı ise “askıya alma” tekniğiyle havaya kaldırılarak altına çelik destekler yerleştirilmiş ve parça parça yenilenmiştir. Uluslararası denetim firmalarının gözetiminde, Erol Sevimlisoy, Sevimli Mimarlık, FG Steel, A2 ve YPO gibi firmalar projeye katkı sağlamıştır. Restorasyon sırasında ortaya çıkan tarihi kalıntılar, örneğin Hatice Sultan Yalısı’nın bodrum katındaki taş duvar, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun talimatlarıyla korunmuştur. Projenin dikkat çekici unsurlarından biri, deniz seviyesinin 5 kat altında, 16 bin metrekarelik 4 katlı bir yer altı otoparkıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) talebiyle eklenen bu otopark, “Topdown” metoduyla inşa edilmiş ve maliyetleri artırmıştır. Yalılar, 35 bin metrekarelik inşaat alanıyla 96 odalı bir 7 yıldızlı butik otel kompleksi olarak tasarlanmış, konferans salonları, balo salonu, SPA merkezi ve pavilyon gibi modern olanaklarla donatılmıştır. Restorasyon, Osmanlı mimarisinin Neo Barok ve Art Nouveau detaylarını korurken, modern lüks turizm ihtiyaçlarına uygun bir dönüşüm sağlamıştır.

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyet tartışmaları nelerdir ve Hazine’ye devir süreci nasıl gelişti?

Fehime ve Hatice Sultan yalılarının mülkiyeti, yıllardır hukuki ve siyasi tartışmalara konu olmuştur. Osmanlı döneminde hanedan mülkü olan yalılar, Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu kullanımına tahsis edilmiş, 1950’lerde Maliye Hazinesi’ne, 1964’te İl Özel İdaresi’ne devredilmiştir. 2009’da THY’ye kiralanan yalılar, 2014’te İl Özel İdaresi’nin kapatılmasıyla İBB’ye geçmiş, bu da yeni bir tartışma başlatmıştır. İBB, 2009 kira sözleşmesine göre restorasyonun 3 yıl içinde tamamlanmadığını öne sürerek yalıları geri almaya çalışmış ve hukuki süreç başlatmıştır. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2022’de yalıların “işgal edildiğini” ve kamu zararına yol açıldığını iddia etmiş, İBB yetkililerinin yalılara girişinin engellendiğini belirtmiştir. THY ise kira bedellerinin düzenli ödendiğini, 130 milyon dolarlık yatırım yapıldığını ve gecikmelerin İBB’nin otopark talebi, tarihi kalıntılar ve ek inşaatlardan kaynaklandığını savunmuştur. 2022 Eylül’ünde İstanbul Valiliği Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu, yalıların Hazine adına tescilli olduğunu ve İBB’ye devrinin kanuna aykırı olduğunu belirterek, mülkiyeti İBB’den alarak Hazine’ye devretmiştir. Bu karar, 7 bakanlık temsilcisinin çoğunluk oyuyla alınmış, İBB’den sadece bir temsilcinin yer aldığı komisyonda tartışmalara yol açmıştır. İBB, kararı yargıya taşımış ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun nihai kararı beklenmektedir. Hazine’ye devredilen yalılar, turizme kazandırılması amacıyla THY’ye tahsis edilmiş, ancak bu süreç, şeffaflık ve kamu yararı tartışmalarını beraberinde getirmiştir.

Serkan Yazıcı kimdir ve yalıların kiralanması Türk turizmine nasıl bir katkı sağlayabilir?

Serkan Yazıcı, Yazıcı Otelleri’nin sahibi ve Türk turizm sektöründe tanınmış bir iş insanıdır. Marmaris’te Club Turban Thermal, Club Marmaris Palace, Grand Yazıcı Club, Le Querida Restaurant & Beach ve Uludağ’da La Chalet Uludağ gibi lüks tesisleri işletmektedir. 2024 yerel seçimlerinde AK Parti’nin Marmaris Belediye Başkan adayı olmuş, ancak seçimi kaybetmiştir. Yazıcı’nın turizmdeki deneyimi, Fehime ve Hatice Sultan yalılarının 7 yıldızlı butik otel olarak işletilmesinde önemli bir avantaj sağlamaktadır. Yalıların Serkan Yazıcı’ya kiralanması, Türk turizmine çeşitli katkılar sunabilir. İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle küresel bir turizm merkezi olup, Boğaz’daki yalılar, lüks turizm segmentinde şehri öne çıkarabilir. 96 odalı otel kompleksi, tüm odaların “Sultan odası” standartlarında olması, konferans salonları, balo salonu ve SPA merkezi gibi olanaklarla yüksek gelir grubuna hitap edecektir. Bu, İstanbul’un Dubai, Paris veya Londra gibi destinasyonlarla rekabetini güçlendirebilir. THY’nin geniş uçuş ağı, otelin uluslararası pazarlarda tanıtımını kolaylaştırarak, Ortadoğu, Avrupa ve Asya’dan VIP turistleri çekebilir. Yazıcı’nın tesislerindeki yüksek hizmet kalitesi, otelin profesyonelce işletilmesini sağlayabilir. Ayrıca, otelin MICE (Meetings, Incentives, Conferences, Events) turizmine katkısı, İstanbul’un iş turizmi pazarındaki payını artırabilir. Ancak, kiralama sürecindeki ihalesiz gerçekleştiği iddiaları, kamuoyu algısını olumsuz etkileyebilir. Şeffaf bir iletişim ve sürdürülebilir turizm ilkelerine bağlılık, otelin Türk turizmine katkısını maksimize edebilir.

Yorum yapın

Geri

Schmetterling International’ın FTI Ticketshop Satın Alması ve Türk Turizmine Etkileri

İleri

Turizmde Hizmet Üretim Fiyatları 2025 Mart: TÜİK Verileri ve Türk Turizmine Etkileri