Makale İçerikleri
Suudi Arabistan Schengen Vizesi Muafiyeti: Genel Bakış
Avrupa Birliği (AB), Suudi Arabistan vatandaşlarına Schengen bölgesinde kısa süreli seyahatlerde vize muafiyeti getirilmesi sürecini resmen başlatmaya hazırlanıyor. AB’nin Riyad Büyükelçisi Christophe Farnaud, bu adımın yalnızca seyahat kolaylığı sağlamakla kalmayacağını, aynı zamanda iki taraf arasındaki kültürel ve stratejik ilişkilerin güçlendirilmesine de hizmet edeceğini açıkladı. Öngörülen düzenleme ile Suudi vatandaşları, mevcut beyanname prosedürleri ve vize başvuru süreçleri olmaksızın, 27 AB ülkesine 90 gün boyunca vizesiz giriş yapabilecek.
Bu muafiyet kararıyla birlikte, Suudi Arabistan’ın Schegen bölgesine yönelik turizm, iş ve kültürel değişim trafiğinin hız kazanması bekleniyor. Şu anda Suudi başvurularında vize reddi oranı yaklaşık %5 seviyesinde seyrediyor; bu oran, muafiyetin yürürlüğe girmesiyle tamamen ortadan kalkacak. Karşılaştırma olarak Türkiye’den yapılan başvurularda reddi oranı %21,7’ye kadar çıkıyor. Türkiye, 2023’te Schengen vizesi başvuruları açısından Çin’in ardından ikinci sırada yer aldı; bu da muafiyetin ne denli kritik bir kolaylık sunacağını gözler önüne seriyor Gulf Newstravelobiz.
Schengen muafiyeti, AB’nin dış politika hedefleri, ekonomik ortaklık stratejileri ve küresel diplomatik konumunu güçlendirme amacına hizmet ediyor. Suudi Arabistan, son yıllarda turizm altyapısına ve yabancı yatırımlara büyük kaynak ayırarak Vizyon 2030 hedeflerini izliyor. AB de bu politikalar paralelinde, Ortadoğu ile ilişkilerini derinleştirerek enerji, teknoloji ve kültürel işbirliğini artırmayı planlıyor. Böylelikle muafiyet, yalnızca turizmi değil, ikili ticari ve yatırım ilişkilerini de ivmelendirecek stratejik bir araç olarak öne çıkıyor SchengenVisaInfoLeaders.

Muafiyetin Hukuki Süreci ve AB Karar Mekanizmaları
AB içerisinde vize muafiyeti kararı; Komisyon, Konsey ve Parlamento süreçlerinden geçerek yürürlüğe girer. Öncelikle Avrupa Komisyonu, AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu üyelik bürosu aracılığıyla değerlendirme raporu hazırlar. Bu raporda Suudi Arabistan’ın ulusal güvenlik, göç kontrolü ve vize reddi oranları da incelenir. Christophe Farnaud’ın yaptığı açıklamaya göre, Suudi Arabistan’ın vize reddi oranının %5 gibi düşük bir seviyede olması, muafiyet kararının destekleyici göstergelerinden biri oldu Gulf News.
Hazırlanan teklif, AB Konseyi’ne sunulur; Konsey’de tüm üye ülkelerin oy birliği gerekmektedir. Schengen bölgesine vizesiz seyahat hakkı tanıma teklifleri, göç, dışişleri, adalet ve içişleri bakanları tarafından ortaklaşa değerlendiriliyor. Türkiye örneğinde yaşanan %21,7’lik reddi oranı, AB’de tartışma yaratan bir başlık olmuştu; Suudi Arabistan söz konusu olduğunda ise, düşük reddi oranı muafiyet sürecini hızlandıran bir dinamik olarak değerlendiriliyor. Bu aşamada, Göç, İltica ve İçişleri Konseyi’nde (JHA) mutabakat sağlanması, teklifin Avrupa Parlamentosu’na sunulmasının ön koşuludur SchengenVisaInfo.
Parlamento’da ilgili komitelerce alınacak karar, tam oylamaya sunulur. Pozitif oy çıkması halinde, resmi teklif AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girer. Muafiyet kararının uygulama tarihi, genellikle yayımlandığı tarihten 60 gün sonra başlar. Uygulama sonrası, Göç ve İltica Ajansı (Frontex) ve üye ülkelerin sınır koruma birimleri, Schengen Bilgi Sistemi (SIS) ve ETIAS (Avrupa Seyahat Bilgi ve İzin Sistemi) üzerinden Suudi yolcu hareketlerini izleyerek güvenlik kontrolünü sürdürecek ReutersETIAS.
Suudi Arabistan Vatandaşları için Seyahat Kolaylıkları ve Başvuru Rakamları
Vize muafiyeti öncesinde Suudi vatandaşları, kısa süreli (C tipi) Schengen vizesi için başvurularını konsolosluklara veya dış temsilciliklere yapıyordu. 2023 verilerine göre, Suudi Arabistan’dan Schengen ülkelerine yapılan başvuru sayısı yaklaşık 300 bin düzeyindeydi; bunların yalnızca %5’i reddediliyordu. Aynı dönemde Türkiye’den yapılan başvurularda sayı bir milyonu aşarken reddi oranı %21,7’ye ulaştı Gulf Newstravelobiz. Muafiyetin yürürlüğe girmesi, milyonlarca Suudi vatandaşının vize başvuru sürecini tamamen ortadan kaldıracak; başvuru merkezleri, parmak izi ve biyometri işlemleri ile harç ödemeleri gibi masraflar ortadan kalkacak.
Başvuru merkezlerinde yoğunluk azalırken, konsolosluk görevlileri adli sicil taramaları ve güvenlik kontrollerine odaklanacak. ETIAS sistemi devreye girdiğinde ise muafiyetin sağladığı serbest hareket imkânı, kısa önbilgi formu (ETIAS başvurusu) ile güvenlik kontrolünden geçecek. Başvuru sayısının azalması, AB üye ülkelerinin konsolosluk ve dış temsilcilik masraflarını da aşağı çekerken, AB ile Suudi Arabistan arasında vizesiz seyahat için ihtiyaç duyulan idari kaynakları optimize edecek.
Bu kolaylıklar, Suudi tur operatörleri, havayolu şirketleri ve otel zincirleri açısından da önemli maliyet avantajları sağlar. Uzun başvuru sürecinden kaynaklanan belirsizlikler ve ek harçlar kalkarken, seyahat planlaması daha esnek ve öngörülebilir hale gelir. Bu da turizm paketlerinin çeşitlenmesine, yeni destinasyonların tanıtımına ve kış sezonu gibi önceki düşük talep dönemlerinde dahi hareketliliğin artmasına katkıda bulunur. Yıllık bazda, muafiyetin direkt turizm gelirlerinde %10–15 artış sağlayabileceği tahmin ediliyor.

Stratejik ve Kültürel İlişkilerin Güçlendirilmesi
Vizesiz seyahat hakkı, diplomatik ilişkilerde de stratejik bir araçtır. AB, Orta Doğu ile etkileşimi artırmayı, enerji işbirliğini derinleştirmeyi ve kültürel diyalogları güçlendirmeyi hedefliyor. Suudi Arabistan, Vizyon 2030 planı kapsamında turizmi odak alan politikalara ağırlık verirken, AB de ticaret, yatırım ve güvenlik işbirliğine öncelik veriyor. Vize muafiyeti, karşılıklı özel sektör etkinliklerini, akademik değişim programlarını ve kültürel festivalleri canlandıracak; AB üniversitelerinde eğitim gören Suudi öğrenci sayısını da artıracak Gulf News.
Kültürel ilişkilerin derinleşmesi, turizmin ötesinde sinema, sanat ve gastronomi gibi alanlarda da işbirliğine kapı aralıyor. AB fuarlarında Suudi sanatçıların performansları, mutfak kültürünün tanıtımı ve ortak araştırma projeleri, iki bölge halkları arasında karşılıklı anlayışı güçlendirecektir. Vize muafiyeti kararının, bu tür kültürel ve sosyal etkileşimleri sekteye uğratmadan doğrudan desteklemesi, AB’nin halk diplomasisi hedeflerine de hizmet edecek.
Stratejik işbirliği ayrıca, enerji güvenliği, savunma sanayi ve teknolojik transfer alanlarında da ivme kazandıracaktır. Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji yatırımları ve AB’nin sürdürülebilir kalkınma stratejileri, vizesiz seyahat imkânı sayesinde proje ortaklıklarının daha hızlı hayata geçmesine olanak tanıyacak. Bu da uzun vadede hem bölgesel istikrarı hem de küresel enerji piyasalarındaki işbirliğini güçlendirecektir.
Bölgesel ve Küresel Turizm Piyasalarına Etkileri
Schengen muafiyeti kararı, Suudi Arabistan’ı Körfez bölgesinin yanı sıra kuzey Afrika, Asya ve Avrupa pazarlarında da turizm merkezleri arasına yerleştirecek. Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) üyeleri arasındaki geçiş kolaylığı, komşu ülkelerden gelen turist akışını artıracak ve Abu Dhabi, Dubai, Doha gibi destinasyonlarla rekabet eden Riyad, Cidde ve Dammam’ı uluslararası rotalara dahil edecek. Bu durum, bölgesel havayolu şirketlerine de yeni hat açma fırsatı sunarken, kruvaziyer turizm açısından Bahreyn ve Umman gibi körfez limanlarına yönelimi artıracaktır Travel and Tour World.
Küresel ölçekte ise, Suudi Arabistan’ın Schengen bölgesine vizesiz katılması, Çin, ABD ve Hindistan gibi büyük pazarların ardından yeni bir büyüme kapısı oluşturacak. Suudi turistlerin ortalama günlük harcaması 300–350 doları bulurken, bu rakam Avrupa’daki ortalama 120–150 doların iki katına yakın. Dolayısıyla, vizesiz seyahat sayesinde Avrupa turizmine yıllık 1–1.5 milyar dolarlık ek gelir akışı bekleniyor. Özellikle, kültür turizmi ve lüks segmentteki talebin artması, Paris, Roma, Barselona gibi şehirlerde turizm sezonunun 12 aya yayılmasına katkı sağlayacak.
Havayolu sektörü de bu gelişmeden doğrudan fayda sağlayacak. THY gibi büyük taşıyıcılar, Riyad–Paris, Cidde–Londra gibi direkt hatları artırarak, aktarmasız seyahat imkânları sunacak. Bu hatlar, yıllık 500 bini aşkın Suudi yolcuyu Schengen ülkelerine taşıyarak, havayollarının doluluk oranını ve kârlılığını yükseltecek. AB-BAFTA ve WTTC raporlarına göre, vizesiz seyahat imkânı sağlanan pazarlarda havayolu trafiği %20’ye varan oranlarda artış göstermektedir travelobiz.
Türkiye ile Karşılaştırma: Vize Reddetme Oranları
Suudi Arabistan vatandaşları için planlanan muafiyetten önceki dönem verilerine bakıldığında, Schengen vize başvurularında reddi oranları önemli bir gösterge sunuyor. Suudi Arabistan’dan yapılan başvurularda reddi oranı yaklaşık %5 iken, Türkiye’den yapılan başvurularda bu oran %21,7’ye kadar yükselmektedir. Türkiye, 2023 yılında yaklaşık 1 milyon başvuru ile Çin’in ardından ikinci sırada yer alırken, Suudi Arabistan’dan yapılan 300 bin başvuruda reddi oranının düşük olması, muafiyet kararını destekleyen temel istatistiklerden biridir Gulf Newstravelobiz.
Bu farkın arkasında, mutabakat eksiklikleri, konsolosluk kapasitesi ve başvuru süreçlerindeki prosedürel farklılıklar rol oynuyor. Türkiye’den gelen başvurularda vize reddinin en sık görülen nedenleri; eksik belge, ikamet doğrulama sorunları ve mali yeterlilik kanıtı eksikliği olarak sıralanırken, Suudi Arabistan’daki başvurularda bu tür reddi nedenleri daha az görülüyor. Muafiyetin, yüzde 5’lik reddi tamamen ortadan kaldırması, Suudi vatandaşlarının seyahat planlamasında güveni artıracak, aynı zamanda AB konsolosluklarının yükünü hafifleterek, Türkiye ve diğer yüksek reddi oranlı ülkelerin deneyimleri üzerinden geliştirilmiş iyi uygulamaların paylaşılmasına imkân tanıyacak.
ETIAS ve Gelecek Öngörüleri
Vize muafiyetinden sonra, AB güvenliğini desteklemek amacıyla ETIAS (Avrupa Seyahat Bilgi ve İzin Sistemi) uygulaması tüm vizesiz ülkeler için zorunlu kılındı. Suudi vatandaşları da muafiyet sonrası ETIAS formu doldurarak, biyometrik veri ve güvenlik kontrolünden geçecekler. ETIAS, kısa süreli seyahatlerde Schengen bölgesine girişi onaylamak amacıyla geliştirilmiş olup, beş yıl süreyle çoklu giriş izni vermektedir. Başvuru süreci birkaç dakika sürerken, güvenlik analizleri ilgili AB ve ulusal güvenlik birimleri tarafından yürütülür ReutersETIAS.
Geleceğe bakıldığında, vizesiz seyahat imkânı ve ETIAS kontrolleri, AB’nin yeni göç ve güvenlik stratejisinin merkezinde yer alacak. AB, üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik bu model üzerinden aşamalı olarak genişletilmiş serbest hareket hakları tanırken, aynı zamanda dijital güvenlik ve sınır koruma politikalarını da pekiştirecek. Suudi Arabistan örneği, Körfez Bölgesi ve ötesindeki diğer yükselen pazarlara da örnek teşkil edecek; Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Umman gibi ülkelerle müzakereler hızlanırken, AB ve bu ülkeler arasında dijital vize uygulamaları da gündeme gelebilir.
Bu strateji, AB’nin hem küresel çekim merkezliği konumunu korumasına hem de güvenlik taleplerini karşılamasına hizmet ederken, sürdürülebilir turizm, küresel yatırım ve kültüral diyalog açısından yeni bir döneme kapı aralayacaktır.
Sonuç ve Geleceğe Bakış
Avrupa Birliği’nin Suudi Arabistan vatandaşlarına Schengen vizesi muafiyeti getirme planı, turizmden enerji işbirliğine, kültürel diyalogdan dijital güvenliğe kadar pek çok alanda stratejik bir dönüşümü tetikleyecek. Yüzde 5 düzeyindeki reddi oranının tamamıyla ortadan kalkması, seyahat kolaylığı sağlayarak turizm gelirlerinin artmasına, yatırımcı güveninin pekişmesine ve AB–Suudi ilişkilerinin derinleşmesine zemin hazırlayacak. ETIAS gibi modern dijital sistemlerin entegrasyonu, güvenlik endişelerini asgariye indirirken, aynı zamanda uluslararası işbirliklerini de güçlendirecek SchengenVisaInfoReuters.
Bundan sonraki aşamada, AB Konseyi ve Parlamento süreçlerinin tamamlanması, resmi muafiyet kararının yayımlanması ve yeni uygulamanın devreye girmesi bekleniyor. Uygulama sonrası, uluslararası turizm pazarlarında Suudi Arabistan’ın AB’ye yönelik seyahat akışı hızlanırken, AB’den Suudi Arabistan’a kültürel ve iş seyahatlerinin de ivme kazanması öngörülüyor. Bu stratejik adım, hem Suudi vatandaşlarına hem de AB üye ülkelerine uzun vadeli ekonomik, sosyal ve kültürel faydalar sunacak.
Sonuç itibarıyla, vize muafiyeti kararı, AB’nin dış politika araç setine eklediği yeni bir unsur olarak, uluslararası ilişkilerde seyahat hakkı kavramını yeniden tanımlarken, iki bölge arasında yeni bir işbirliği dönemi başlatacak. Küresel turizm endüstrisi, bu gelişmeyle birlikte yeni fırsatlar keşfederken, yeni iş modelleri ve inovatif hizmet anlayışları da gündeme gelecek. AB–Suudi Arabistan örneği, küresel seyahat politikalarında sürdürülebilir ve güvenlik odaklı yaklaşımların gelecekte nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.

Kaynaklar
- Gulf News, “Saudis to get entry visa exemption to EU,” (6 gün önce). Christophe Farnaud’ın vize muafiyeti planını doğruladığı haber. Gulf News
- SchengenVisaInfo.com, “EU working to lift Schengen visa requirements for Saudis,” (5 gün önce). Muafiyet sürecinin detaylarını aktaran haber. SchengenVisaInfo
- Travelobiz.com, “Saudi Nationals May Soon Travel to Schengen Countries Without a Visa,” (4 gün önce). Beş yıllık çoklu giriş vizesi uygulaması hakkında bilgi. travelobiz
- ETIAS.com, “ETIAS News & Information,” ETIAS sisteminin işleyişi ve etkileri üzerine genel bilgi. ETIAS
- Reuters, “Saudi Arabia opens tourist visas to U.S., European visa holders,” (16 Kasım 2019). Turizm vizesi düzenlemeleri ve başvuru süreçleri üzerine geriye dönük örnek. Reuters
Sık Sorulan Sorular
Hangi AB üye ülkeleri Schengen vizesi muafiyeti kapsamına girecek ve muafiyet nasıl işleyecek?
Schengen vizesi muafiyeti kararı, AB’nin 27 üye ülkesinin tamamını kapsıyor; bu ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Yunanistan ve diğerleri yer alıyor. Muafiyet yürürlüğe girdiğinde, Suudi Arabistan vatandaşları bu 27 ülkeye 180 günlük dönemde en fazla 90 güne kadar vizesiz seyahat edebilecek. Seyahat süresinin 90 günü aşması durumunda halen uzun dönem D tipi vize veya ulusal vize başvurusu yapılması gerekecek Gulf News.
Muafiyet prosedürü, ETIAS (Avrupa Seyahat Bilgi ve İzin Sistemi) başvurusu ile tamamlanacak. Suudi vatandaşları, muafiyetten yararlanmak için vize yerine ETIAS ön iznini dijital olarak alacak ve bu izin beş yıl süreyle geçerli olacak. ETIAS başvurusu, kişisel bilgi, pasaport detayları ve basit güvenlik beyanından oluşan kısa bir formun doldurulması ile gerçekleşiyor. Onaylanan ETIAS izni, havalimanı veya kara sınır kapısında herhangi bir vize stempline gerek kalmaksızın, yalnızca elektronik sistem kaydıyla giriş izni sunacak ETIAS.
Uygulamanın ilk aşamasında, muafiyetten yararlanan yolcular bir bileşik izne (multiple-entry) sahip olacak. Bu sayede, aynı izinle birden fazla seyahat yapabilecekler. Vize muafiyeti, turistik seyahatlerin yanı sıra iş, kültürel ve aile ziyaretleri gibi kısa dönem ziyaretleri de kapsayacak. Ancak, uzun dönem çalışma, eğitim veya kalıcı yerleşim amaçlı seyahatler ETIAS izni ile mümkün değil; bu tür seyahatler için halen ulusal vize başvurusu gerekecek.
ETIAS başvuruları ve güvenlik kontrolleri nasıl yürütülecek?
Schengen vizesi muafiyetinin devreye girmesiyle birlikte ETIAS, Schengen bölgesine giriş için zorunlu bir dijital ön izin sistemi olarak işlev görecek. Bu sistem, ABD’nin ESTA’sına benzer şekilde düzenlendi; suistimal riskini azaltmak için yolcuların bilgilerini otomatik olarak ulusal güvenlik ve Interpol veri tabanları ile karşılaştırıyor. ETIAS başvurusu sırasında, yolcular; kimlik bilgileri, pasaport numarası, seyahat planı ve bir güvenlik beyanı formu dolduracak. Başvuru ücreti düşük tutulurken, onay süreci genellikle dakikalar içinde tamamlanacak, ancak bazı durumlarda manuel inceleme için birkaç gün sürebilecek ETIAS.
Güvenlik kontrolleri etki alanını geniş tutuyor: terörizm, uluslararası suç, göçmen kaçakçılığı, kara para aklama gibi risk unsurları ETIAS sistemi tarafından taranıyor. Şüpheli vaka olarak işaretlenen başvurular, ilgili ülke konsolosluğu tarafından derinlemesine incelenerek ya onaylanıyor ya reddediliyor. Red kararı halinde yolcuya gerekçe yazılı olarak bildiriliyor ve itiraz imkanı tanınıyor.
ETIAS, biyometrik (parmak izi, yüz tanıma) verileri toplamıyor; yalnızca yolcunun beyanı ve uluslararası veri tabanı karşılaştırmaları ile yetiniyor. Bu sayede, veri güvenliği ve mahremiyet endişeleri de minimize ediliyor. ETIAS izni, beş yıl boyunca veya pasaportun geçerlilik süresi sonuna kadar (hangisi önce dolarsa) geçerli olup, iznin süresi içinde birçok giriş-çıkışa izin veriyor. Uygulamanın başlama tarihi, resmi AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandıktan yaklaşık 60 gün sonra yürürlüğe giriyor
Vize muafiyetinin Suudi Arabistan ile AB arasındaki ekonomik ve kültürel işbirliğine etkileri neler olacak?
Vize muafiyeti, sadece seyahat kolaylığı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda iki bölge arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin derinleşmesine de zemin hazırlayacak. Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 planı çerçevesinde turizmi çeşitlendirmeye yönelik stratejileri, AB’nin Küresel Konma-Turizm Politikaları ve Ticaret Anlaşmalarıyla örtüşüyor. Vize muafiyeti ile iş insanları, yatırımcılar ve girişimciler için seyahat engelleri azalacak; ortak girişimler, teknoloji transferi ve yenilenebilir enerji projelerinde işbirliği hız kazanacak Millet News.
Kültürel alışveriş açısından da muafiyet büyük önem taşıyor. Sanat sergileri, film festivalleri, üniversitelerarası öğrenci değişim programları ve akademik işbirlikleri kolaylaşacak. Örneğin, AB üniversitelerinde eğitim gören Suudi öğrenciler için vize işlemlerinin ortadan kalkması, öğrenci hareketliliğini artıracak ve kültürel diyaloğu güçlendirecek. Ayrıca, uluslararası fuarlar, seminerler ve spor etkinlikleri daha geniş katılımla gerçekleştirilebilecek.
Turizm gelirleri üzerindeki etki de kayda değer olacak. Suudi turistlerin günlük ortalama harcaması 300–350 dolar arasında seyrederken, muafiyet sayesinde Avrupa turizm gelirlerinde yıllık 1–1,5 milyar dolarlık ek katkı bekleniyor. Bu artış, turizme dayalı istihdamı, küçük işletmeleri ve bölgesel kalkınmayı olumlu etkileyecek. Avrupa limanları ve kruvaziyer terminalleri de yeni Suudi yolcu akışına hazırlanarak, liman altyapısına ve hizmet kalitesine yatırım yapacak
Türkiye gibi yüksek reddi oranlı ülkeler nasıl etkilenebilir?
Türkiye’den yapılan Schengen vizesi başvurularındaki %21,7’lik reddi oranı göz önünde bulundurulduğunda, Suudi Arabistan vize muafiyeti çok daha çarpıcı bir kolaylık sunuyor. Türkiye, önümüzdeki dönemde AB ile müzakerelerde, vize kaldırılsın taleplerini muhataplarına güçlü bir karşılaştırma aracı olarak sunabilir. Türkiye’nin 2023’te 1 milyon civarında başvuru yaparak Çin’in ardından ikinci sırada yer alması da, vize süreçlerindeki iş yükünü ve maliyetleri azaltma baskısını artırıyor Gulf Newssaudivisaoffice.com.
Türkiye’nin reddi oranını düşürmesi için; konsolosluk kapasitesini ve dijital başvuru altyapısını güçlendirmesi, biyometrik veri toplama süreçlerini hızlandırması ve başvuru sahiplerine belge hazırlamada daha fazla rehberlik sunması gerekiyor. Suudi modelinde olduğu gibi ETIAS ön izin sistemine geçiş, Türkiye’den yapılan muafiyet görüşmelerinde de referans teşkil edebilir. ETIAS genişletilerek, Türkiye’den gelen AB vatandaşı dışındaki komşu ülke vatandaşlarına da uygulanması uzun vadede gündeme gelebilir.
Ticari ve kültürel ilişkiler geliştikçe, Türkiye de AB ile vize muafiyeti gibi kolaylıklar elde etmek için diplomatik kanalları etkin kullanabilir. Bu, Türkiye’nin turizm gelirlerini artırırken, iş ve eğitim alanlarındaki uluslararası hareketliliği de genişletecek; aynı zamanda bölgesel işbirliklerinde Türkiye’nin rolünü pekiştirecektir.
Havayolu ve kruvaziyer turizmindeki doğrudan etkiler neler olacak?
Schengen vizesi muafiyeti, THY, Lufthansa ve Emirates gibi büyük havayolu şirketlerinin yeni hat planlamalarını doğrudan etkileyerek, Riyad–Paris, Cidde–Berlin gibi aktarmasız uçuşların sayısını artıracak. Bu hatlar, yıllık yüz binlerce Suudi yolcu için nakit geliri ve doluluk oranlarını yükseltecek. AB’nin rota ağı genişledikçe, havalimanı yatırımcıları ve yerel girişimciler de yeni terminaller ve yolcu hizmetleri için projeler geliştirecek Gulf News.
Kruvaziyer turizminde ise, Mediterranean Cruise Association ve Cruise Lines International Association (CLIA), Suudi limanlarından kalkan gemilerin portof call listesine eklenmesi üzerine çalışıyor. Suudi limanlarının altyapısı modernize edilerek, kruvaziyer terminalleri inşa edilecek. AB vatandaşlarının Suudi limanlarına vizesiz giriş imkânı, kruvaziyer rotalarına Suudi Arabistan’ı dahil etmeyi cazip kılacak. Bu da Akdeniz rotalarında yeni işbirlikleri ve liman yatırımlarını gündeme taşıyacak Millet News.
Bu gelişmeler, kruvaziyer turizminin sezon dışı dönemlerde bile hareketli kalmasını sağlayarak, liman şehirlerinin 12 aya yayılmış bir turizm canlılığı yakalamasına yardımcı olacak. Türkiye’nin Galataport İstanbul örneği gibi, Suudi Arabistan da bu modelden esinlenerek yer altı kruvaziyer terminalleri, su altı turlar ve entegre liman-havalimanı hizmetleri geliştirebilir.
Diğer Körfez ülkeleri de benzer muafiyetlere kavuşabilir mi?
Schengen muafiyeti başlangıçta Suudi Arabistan için planlanmış olsa da, Bahreyn ve Umman gibi diğer Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) üyeleri de süreçten fayda sağlayabilir. Al-Monitor’un analizine göre, Bahraini ve Omani vatandaşları da yakın gelecekte Schengen bölgesinde çoklu giriş vizesine veya muafiyete hak kazanacak Al-Monitor. Bahreyn ve Umman, benzer biçimde düşük vize reddi oranlarına ve gelişen turizm altyapısına sahip oldukları için, Suudi muafiyeti örneğini takip edecek ilk ülkeler arasında yer alabilir.
GCC genelinde vizesiz seyahat imkânı, bölgesel iş ve turizm entegrasyonunu hızlandırarak, Doha–Barcelona, Abu Dhabi–Amsterdam gibi doğrudan uçuşların sayısını artıracak. Bu, hem Körfez ülkelerinin turizm payını büyütecek hem de AB ile Körfez arasındaki ekonomik işbirliğini derinleştirecektir. Gelecekte, ETIAS platformu üzerinden kademeli olarak Körfez muafiyetlerinin genişletilmesi, AB’nin güvenlik ve göç politikaları bakımından da entegre bir yaklaşım sergilemesine olanak tanıyacaktır.
Uzun vadede, vizesiz seyahat hakları Körfez’den Avrupa’ya giden yolculukları sadece turizm değil, eğitim, tıp turizmi, kültür ve spor etkinliklerine de yayacak; aynı zamanda bölgesel kalkınma projelerinin AB finansman araçlarına erişimini kolaylaştıracaktır. Böylelikle, muafiyet modelinin Körfez coğrafyasına yayılması, Schengen bölgesi ve GCC arasında yeni bir işbirliği döneminin habercisi olacaktır.