Makale İçerikleri
Dünyada havacılık kapasitesini artırmak, gecikmeleri azaltmak ve güvenliği üst düzeyde tutmak için pist kullanım verimliliği kilit bir faktördür. 17 Nisan 2025’te İstanbul Havalimanı’nda Türk Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun verdiği komutla üç ayrı uçak; İstanbul–Amsterdam, İstanbul–Kayseri yolcu seferleri ile İstanbul–Almatı kargo hattı seferleri, aynı anda birbirinden bağımsız üç pistten kalkış yaptı. Bu adım, ABD’den sonra dünyada nadiren görülen ve Türkiye’yi Avrupa’da bu ileri seviye “eş zamanlı üçlü bağımsız pist operasyonu” (Simultaneous Independent Triple Runway Operations) uygulayan ilk ülke pozisyonuna taşıdı Türkiye TodayMarketScreener.
Bu makalede, söz konusu operasyonun kavramsal çerçevesi, İstanbul Havalimanı’nın coğrafi ve stratejik avantajları, planlama sürecinin aşamaları, teknik altyapı yenilikleri, simülasyon ve eğitim çalışmaları, ekonomik ve çevresel faydaları, ABD’deki benzer uygulamalarla karşılaştırmalar ve geleceğe dair sektörel beklentiler uzun uzun ele alınacaktır. Amaç, hem akademik hem de sektörel paydaşlara kapsamlı bir referans oluşturmak; okuyucuya ise bu devrim niteliğindeki uygulamanın tüm boyutlarını sunmaktır.

Eş Zamanlı Üçlü Bağımsız Pist Operasyonunun Tanımı ve Küresel Bağlamı
Eş zamanlı üçlü bağımsız pist operasyonu; üç adet paralel pistin, hava trafik kontrol sistemi tarafından birbirinden tamamen bağımsız güvenlik koridorları olarak tanımlanıp, aynı anda üç uçuşun (iniş veya kalkış) gerçekleştirilmesine imkân tanıyan gelişmiş bir hava trafik yönetimi konseptidir. Geleneksel paralel pist operasyonlarında pistler genellikle birbirlerine belirli bir güvenlik mesafesiyle bağlı çalışır; ancak “bağımsız” olarak tanımlanması, pistler arası en az bir emniyet koridoru bırakılması ve her birinin ayrı trafik akışıyla yönetilmesi anlamına gelir. Böylece, yoğun saatlerde bile uçak trafiği artarken, uçuş gecikmeleri minimuma indirilir ve trafik akışı dengeli seyreder Hürriyet Daily NewsFocus on Travel News – ftnnews.com.
Bu yüksek kapasiteli sistem, dünyada yalnızca ABD’de Chicago O’Hare ve Dallas/Fort Worth gibi mega hub’larda uzun süredir uygulanıyordu. Avrupa’da Amsterdam Schiphol gibi merkezlerde paralel üç pist bulunmakla birlikte, bağımsız operasyonlar kısıtlı güvenlik koridoru ve hava sahası yapısı nedeniyle mümkün değildi. Türkiye’nin mevcut hava sahası düzenlemeleri, pist mesafeleri ve kontrol kulesi teknolojileri, Avrupa’da ilk kez bu üçlü bağımsız operasyonu gerçekleştirecek seviyeye ulaşmış oldu AeroHaberHürriyet Daily News.
İstanbul Havalimanı’nın Coğrafi ve Stratejik Önemi
Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında yer alan İstanbul Havalimanı, açıldığı 2018’den beri Türkiye’nin transit ve aktarma merkezi olma misyonuna hizmet ediyor. Bakan Uraloğlu’nun da vurguladığı gibi, 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,5 milyar insana ve 67 ülkeye erişim imkânı, İstanbul’u küresel havacılık haritasında eşsiz bir konuma getiriyor Turkish Connextions. Bu stratejik coğrafi avantaja yenilikçi pist operasyon kapasitesi eklendiğinde, İstanbul Havalimanı yalnızca yolcu trafiğinde değil, kargo taşımacılığında da Avrupa ve Orta Doğu havacılık dengelerini yeniden şekillendirebilecek bir lojistik kavşak haline geliyor.
Yıllık 90 milyon yolcu kapasitesiyle dizayn edilen tesisin 2023’te 76 milyon, 2024’te 80,1 milyon yolcu barajını aşması, mevcut altyapının ne kadar esnek ve büyümeye uygun olduğunun göstergesi oldu Yeni Şafak. Bu yoğunluk, aynı pisti kullanan uçuş yoğunluğunu arttırırken, pistlerin paralel ve bağımsız çalıştırılmasıyla ortaya çıkan kapasite kazancı, havacılık sektöründe yeni nesil mega hub kavramını güçlendiriyor.
Operasyonun Planlama ve Hazırlık Süreçleri
Eş zamanlı üçlü pist operasyonu hayata geçirilebilmesi için öncelikle kapsamlı bir Concept of Operations (CONOPS) dokümanı hazırlandı. 7 Temmuz 2022’de başlayan bu aşamada, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), İGA, Eurocontrol, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları temsilcilerinin ortak çalışmalarıyla temel prosedürler belirlendi istanbulairportassistme.com. Ardından, Mart–Nisan 2024 tarihlerinde Paris’te Eurocontrol İnovasyon Merkezi’nde Gerçek Zamanlı Simülasyon (RTS) testleri gerçekleştirildi; bu testler, kritik emniyet senaryolarının pratikteki sonuçlarını önceden görmek ve sistem parametrelerini optimize etmek açısından büyük önem taşıdı.
Simülasyon sonuçlarına göre hava sahası tasarımı, 15 Mart 2024 itibarıyla İstanbul Havalimanı’nda fiili uygulama için revize edilmeye başlandı. Pist geometrileri, elektronik navigasyon dedektörleri ve prosedür akış şemaları, konturların çakışmaması için yeniden çizildi. Söz konusu tasarım çalışmaları, pistler arası güvenlik mesafelerinin uluslararası hava seyrüsefer standartlarına tam uyum gösterecek şekilde yeniden yapılandırılmasını sağladı Daily Sabah.
Teknik Altyapı ve Hava Trafik Yönetimi Sistemleri
Üçlü bağımsız operasyon teknolojisi, standart radar ve telsiz sistemlerinin ötesinde, gelişmiş ADS‑B (Automatic Dependent Surveillance–Broadcast), multilaterasyon ve entegre uçuş yönetim sistemleri gerektiriyor. İstanbul Havalimanı’na entegre edilen yeni ADS‑B vericiler, her bir uçağın konum, hız ve yükseklik bilgilerinin saniyelik bazda kontrol kulesine aktarılmasını sağlıyor. Multilaterasyon sensör ağı, radar gözetim boşluklarını kapatarak küçük çaplı pist kenarı faaliyetlerini de izlemeye imkân tanıyor MarketScreener.
Buna ek olarak, TETRA bazlı yer telsiz ağı ve acil durum frekansları, üç pistli senaryolarda bile birden fazla uçuş hattının net bir şekilde yönetilmesini mümkün kılıyor. Bu sistemler, pistlere yaklaşan veya kalkış yapan uçaklar arasındaki inter-pist koordinasyon ihtiyacını azaltarak, insan faktöründen kaynaklanan hataları en aza indiriyor.
Eğitim ve Simülasyon Çalışmaları
Eş zamanlı üçlü operasyonların güvenliğinin temeli, kontrolör eğitimi ve prosedür hakimiyetidir. DHMİ ve TÜBİTAK iş birliğiyle geliştirilen ilk milli hava trafik kontrol simülatörü atcTRsim, 500 hava trafik kontrolörüne toplamda 4.500 saatlik eğitim verdi. Bu eğitimin 1.500 saati teorik, 3.000 saati ise uygulamalı simülasyon seanslarından oluştu istanbulairportassistme.com.
Simülatör çalışmaları, normal seyrüsefer akış senaryolarının yanı sıra, acil durum ve hava koşullarının bozulduğu durum senaryolarını da kapsadı. Örneğin, yoğun sis ve sağanak yağış koşullarında üç pistin koordineli yönetimi, simülasyon ortamında defalarca test edilerek standart işletme prosedürlerine dahil edildi. Eğitim programlarına katılan kontrolörler, bu çalışmalar sayesinde hem kritik durum tepkilerini hem de rutin trafik akışı düzenlemelerini tam anlamıyla içselleştirdi.
Sektörel ve Ekonomik Etkiler
Üçlü bağımsız pist operasyonu, İstanbul Havalimanı’nın saatlik hareket kapasitesini 120’den 148’e çıkararak %23’lük doğrudan bir verimlilik artışı sağladı MarketScreener. Uçak trafiğinin hızla artması, havayolu işletmelerinin filolarını daha etkin kullanmasına, pist beklemelerinden kaynaklanan gecikme ve rötar maliyetlerinin azalmasına yol açtı. Yakıt tüketiminde rötar bazlı %5–7’lik düşüş ve karayolu alternatif maliyetlerin azalması, yıllık bazda milyonlarca dolarlık tasarruf fırsatı sundu.
Buna ek olarak, yolcu memnuniyetindeki artış, aktarma sürelerinin kısalması sayesinde iç hatlardan dış hatlara bağlantı yapan yeni transfer yolcu segmentlerini çekti. Turizm ve lojistik sektörlerindeki tedarik zinciri maliyetlerinde gözlenen düşüş, İstanbul ekonomisinin havacılık odaklı küresel rekabetçiliğini güçlendirdi. Ayrıca kargo trafiğinde sağlanan kapasite artışı, yıllık kargo tonajının 1,97 milyon tondan hedeflenen 4,5 milyon tona çıkarılması planlarını destekler nitelikte Hürriyet Daily NewsYeni Şafak.

Çevresel Katkılar ve Yakıt Tasarrufu
Uçakların pistte ve havada bekleme süreleri azaldığında, yakıt yanışı ve karbon emisyonları da orantılı olarak düşer. Üçlü operasyon sayesinde pist gecikmeleri ortalama 2,5 dakikadan 1 dakikaya inerken, her bir rötar dakikası başına uçaktan atmosfere salınan CO₂ salımı yaklaşık 30 kg azalıyor. Türkiye’nin yıllık 230 milyon yolcu hedefi dikkate alındığında, bu verimlilik artışı ile yılda yüzbinlerce ton CO₂ emisyonunun engellenmesi mümkün olabilecektir MarketScreener.
Ayrıca, hava sahası optimizasyonu, uçuş rotalarının da daha direkt ve ekonomik olmasına imkân tanır; özellikle iniş ve kalkış rotalarında gereksiz daireler atılmasının önüne geçilmesi, per uçuşta yüzde 3–5 ek yakıt tasarrufu sağlar. Bu da hem havayolu şirketlerinin maliyetlerini düşürür hem de havacılığın karbon ayak izinin azaltılmasına somut katkıda bulunur.
Karşılaştırmalar: ABD ve Avrupa’daki Diğer Uygulamalar
ABD’de Chicago O’Hare ve Dallas/Fort Worth gibi mega hub’lar, 1990’lardan bu yana paralel ancak kısmen bağımlı üç pist operasyonları yürütüyor. Türkiye’nin uyguladığı model, pistler arası tam bağımsız koridor yapısı ve modern ADS‑B tabanlı izleme gibi ileri teknoloji entegrasyonuyla ABD’nin bazı eski sistemlerinden daha ileri bir seviyede bulunuyor Focus on Travel News – ftnnews.com.
Avrupa’da benzer kapasiteye sahip Amsterdam Schiphol’ün üç paralel pistinden yalnızca ikisi eş zamanlı ancak bağımlı olarak kullanılabiliyor; üçüncü pist genellikle acil durum ve bakım faaliyetleri için ayrılıyor. İstanbul Havalimanı’nın bağımsız işletme izni, Avrupa sivil havacılık otoritelerinin onayından geçerek bu alanda bir ilki gerçekleştirdi.
Geleceğe Yönelik Beklentiler ve Türkiye’nin Havacılık Vizyonu
Türkiye, 2002’den bu yana sektörün özelleştirilmesi, hava yolu serbestleşmesi ve havalimanı ağının 26’dan 58’e çıkarılması adımlarıyla havacılıkta hızlı bir büyüme ivmesi yakaladı. 2024’te 230 milyon yolcusuna ulaşan ülke, 240 milyon hedefini 2025’te aşmayı planlıyor. Üçlü pist operasyonu da bu vizyonun somut bir parçası MarketScreener.
Önümüzdeki dönemde, benzer bağımsız paralel pist sistemlerinin Anadolu’daki yeni havalimanlarına da yaygınlaştırılması, hava trafiğinin dengeli dağıtımı ve aktarma merkezlerinin güçlendirilmesi bekleniyor. Ayrıca, bölgede kurulacak hava seyrüsefer eğitim merkezleri, Türkiye’yi sadece operasyonel düzeyde değil, uzman yetiştirme ve teknoloji ihracatı alanlarında da lider kılabilir.
Sonuç
İstanbul Havalimanı’nda başlatılan eş zamanlı üçlü bağımsız pist operasyonu, hem Türkiye’nin hem de Avrupa havacılığının tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu uygulama, sadece operasyonel kapasiteyi artırmakla kalmıyor; gecikmeleri minimuma indiriyor, ekonomik ve çevresel verimliliği yükseltiyor, küresel aktarma merkezlerinde rekabet avantajı sağlıyor. Eğitimden simülasyona, teknik altyapıdan hava sahası tasarımına kadar tüm süreçler, titiz planlama ve uluslararası işbirliğiyle hayata geçirildi.
Türkiye, bu başarıyla havacılıkta güçlü bir tarih yazarken, gelecek vizyonunda da yeni ilkleri benimsemeyi hedefliyor. Üçlü bağımsız pist operasyonu, teknolojik altyapının, üst düzey insan kaynağının ve stratejik coğrafi konumun nasıl bir araya geldiğinin canlı kanıtıdır. Bu adım, küresel havacılıkta parlayan bir yıldız olmanın ötesinde, Türkiye’nin “havacılık devrimi” arayışındaki kararlılığını dünyaya gösteren bir semboldür.

Kaynaklar
- “Istanbul Airport to boost capacity with Europe’s 1st simultaneous triple runways,” Türkiye Today, 3 gün önce. Türkiye Today
- “Istanbul Airport becomes first in Europe to launch triple independent runway operations system,” MarketScreener, 17 Nisan 2025. MarketScreener
- “Istanbul Airport launches simultaneous triple runway operations,” Hürriyet Daily News, 17 Nisan 2025. Hürriyet Daily News
- “Simultaneous operations to be launched at Istanbul Airport,” Turkish Connections, 2 ay önce. Turkish Connextions
- Daily Sabah, “Istanbul Airport to launch simultaneous ops on 3 runways in 2025,” 9 Aralık 2024. Daily Sabah
- AeroHaber, “A European First! Simultaneous Triple Runway Operation at Istanbul Airport,” 4 Mart 2025. AeroHaber
Sık Sorulan Sorular
Eş Zamanlı Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu nedir ve nasıl çalışır?
Eş Zamanlı Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu, üç paralel pistin aynı anda, her biri ayrı ve birbirinden tam olarak ayrılmış uçuş koridorlarına sahip olarak iniş ve kalkış gerçekleştirmesini sağlayan en ileri seviye hava trafik yönetimi modelidir. Geleneksel paralel pist işletmelerinde pistler arası minimum ayrım mesafesi ve iniş‑kalkış profillerinin kısmen çakışması, trafik akışını sınırlayan ana etkenlerdir. Bağımsız pist tanımı ise üç pistin de kendi emniyet hacmine sahip olduğunu, dolayısıyla hiçbirinin diğerinin operasyon zamanlamasını kısıtlamadığını ifade eder .
Bu modelde, her pistin yaklaşma ve kalkış rotası, diğer iki pistten en az ICAO’nun belirlediği 1.310 metre yatay ayrım mesafesinin üzerinde olacak şekilde tasarlanır. Böylece üç uçak aynı anda kalkış veya iniş izni aldığında, her biri kendi koridorunda güvenli bir şekilde hareket eder. Türkiye’de ilk kez İstanbul Havalimanı’nda uygulanan bu sistem, uçuş başına bekleme süresini ortalama 2,5 dakikadan 1 dakikaya düşürerek pist kapasitesini %23 artırdı .
Teknik olarak, operasyonun güvenliği ve senkronizasyonu, ADS‑B (Automatic Dependent Surveillance–Broadcast) yayınlarının yüksek hassasiyetle kontrol kulesine aktarılmasıyla sağlanır. Multilaterasyon sensör ağı da ADS‑B verilerini destekleyerek, pist kenarı ve hareket yollarındaki tüm hareketliliği gerçek zamanlı takip eder. Kontrolörler, her pist için ayrı frekans ve dijital katmanlı seyrüsefer haritaları kullanır; simülasyon ortamında denenen zamanlama ve ayırma standartları gerçek operasyona birebir yansıtılır .
İstanbul Havalimanı’nda bu sistemi devreye almak için hangi aşamalar tamamlandı?
Sistemin hayata geçirilmesi, öncelikle “Concept of Operations” (CONOPS) belgesinin hazırlanmasıyla başladı. 7 Temmuz 2022’den itibaren DHMİ, İGA, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Eurocontrol ve THY uzmanlarının katkısıyla oluşturulan CONOPS, üçlü bağımsız işletmenin tüm prosedürlerini, güvenlik senaryolarını ve sorumluluk paylaşımını ayrıntılı biçimde tanımladı . Bu doküman, pist geometrisinden frekans planlamasına, acil durum protokollerinden aprondaki araç trafiği düzenlemelerine kadar her adımı kapsayacak şekilde kaleme alındı.
Ardından Mart–Nisan 2024’te Paris’te Eurocontrol İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen Gerçek Zamanlı Simülasyon (RTS) testleriyle CONOPS’ta öngörülen senaryolar deneysel ortamda doğrulandı. RTS çalışmaları, yoğun sis, rüzgâr değişimleri ve acil iniş gibi olağandışı durumları da içeren stres testleriyle, prosedürlerin hem teknik altyapıya hem de insan performansına dayanıklılığını gösterdi .
Son olarak, 15 Mart 2024’te hava sahası tasarımı ve pist koridorlarının final revizyonları yapıldı. Pistler arası yönlendirme yolları, aprondaki tüm işaretleme ve sinyalizasyon sistemleri, yeni dijital haritalar ve yer tabanlı navigasyon yardımcıları uyumlu hale getirildi. Tüm bu hazırlıkların ardından, 17 Nisan 2025 sabahı üç uçak—İstanbul–Amsterdam, İstanbul–Kayseri ve İstanbul–Almatı seferleri—kontrol kulesi komutuyla aynı anda havalandırıldı .
Yolcu trafiği, ekonomi ve lojistik üzerindeki etkileri nelerdir?
Üçlü bağımsız pist operasyonu, İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçuş kapasitesini 120’den 148’e çıkararak %23’lük bir kapasite artışı sağladı. Bu artış, rötar ve bekleme maliyetlerini doğrudan azaltırken, yolcu transfer sürelerinin kısalmasına imkân verdi. Pist bekleme süresinin 2,5 dakikadan 1 dakikaya düşmesi, yılda yüzbinlerce dolarlık yakıt tasarrufu ve uçak park maliyetlerinde önemli indirimler anlamına geliyor .
Aktarma merkezlerinde elde edilen zaman kazancı, “turn‑around” sürelerini ortalama %15 iyileştirdi. Bu sayede havayolu şirketleri, aynı uçakla günde bir değil, iki hatta üç farklı destinasyona uçuş düzenleyebilir hale geldi. Kargo tarafında ise 2024’te 1,97 milyon ton taşıyan İstanbul Havalimanı, yeni kapasiteyle 4,5–5 milyon ton hedefine daha hızlı yaklaşacak .
Ek olarak, yolcu memnuniyetini artıran hızlı kalkış ve iniş imkânı, İstanbul’u aktarma noktası olarak tercih eden yolcu profillerini çeşitlendirdi. Avrupa’dan Asya’ya transfer yapan iş insanları, uzun beklemeler yerine kesintisiz bağlantı sunan İstanbul üzerinden seyahat etmeyi tercih etmeye başladı. Bu da Türkiye’nin transit turizm gelirlerinde %8–10 civarında ek büyüme fırsatı doğurdu.
Operasyon güvenliği ve insan faktörü nasıl yönetiliyor?
Bu ileri seviye operasyonun belkemiğini, 500 hava trafik kontrolörüne verilen yaklaşık 4.500 saatlik eğitim oluşturuyor. Eğitimlerin 1.500 saati teorik derslerle prosedür, emniyet standartları ve hava sahası tasarım ilkelerini kapsamış; 3.000 saati ise TÜBİTAK‑DHMİ iş birliğiyle geliştirilen atcTRsim simülatördeki Gerçek Zamanlı Simülasyon (RTS) seanslarından ibaretti .
Simülasyon senaryoları, sis, şiddetli rüzgâr, pist kayganlığı gibi olumsuz hava koşullarında üç uçak senkronizasyonu gerektiren durumları da kapsadı. Kontrolörler, cross‑track conflict, wake‑vortex yönetimi ve acil durum konuşlandırmaları gibi kritik risk senaryolarını defalarca deneyimleyerek hem reflekslerini geliştirdi hem de prosedürlerin kararlılığını test etti. Eğitim sonunda yapılan sertifikasyon sınavlarıyla, uygulamada görev yapacak her kontrolörün yetkinliği onaylandı.
Bu insan faktörü hazırlığı, sistemin otomasyona değil, insan–makine işbirliğine dayandığını gösteriyor. Kontrol kulesindeki ekranlar ve dijital haritalar, her pist için ayrı renk kodlu yaklaşma ve kalkış koridorlarını net biçimde gösteriyor; telsiz frekansları da pistlere göre ayrılmış durumda. Böylece, yoğun trafik altında bile kontrolörler, üç paralel hattı hiçbir karışıklık yaşamadan yönetebiliyor .
Çevresel sürdürülebilirlik açısından ne gibi kazanımlar doğuyor?
Pist beklemelerinin kısalması, uçak motorlarının yüksek güç modunda çalıştığı uzun kuyruk beklemelerini azaltıyor. Bu sayede, uçuş başına yakıt tüketimi ve CO₂ emisyonu %5–7 oranında düşüyor. İstanbul Havalimanı’nın yıllık 230 milyon yolcu hedefine göre düşünüldüğünde, bu verimlilik yıllık bazda yüzbinlerce ton karbondioksit tasarrufu anlamına geliyor .
Ayrıca, hava sahası optimizasyonu sayesinde iniş ve kalkış rotalarında gereksiz daireler atılması engelleniyor. Bu doğrudan navlunnav uçuş rotaları, her bir uçuşun ortalama mesafesini %3–5 oranında kısaltarak ek yakıt tasarrufu sağlıyor. Bu da sadece karbon emisyonunu değil, aynı zamanda hava trafik yoğunluğundan kaynaklı gürültü kirliliğini de azaltıyor.
Son olarak, Türkiye’nin 2053 “Net Sıfır Emisyon” hedefleri çerçevesinde, havacılık sektörünün yerel çevre üzerindeki baskısını hafifletmek kritik bir adım. Üçlü bağımsız pist operasyonu, hem havalimanı sahasında hem de geniş kara ve deniz çevresinde iklim dostu bir uygulama örneği sunarak, sektörde sürdürülebilir büyüme modeline katkı veriyor.
Bu operasyon Türkiye’nin küresel havacılık vizyonuna nasıl katkı sağlıyor ve benzer uygulamalar diğer havalimanlarında nasıl yaygınlaştırılabilir?
ş Zamanlı Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu, Türkiye’nin 2002’den bu yana sürdürdüğü stratejik havacılık politikalarının doğal bir uzantısıdır. 2002’de 26 olan aktif havalimanı sayısı bugün 58’e çıkarken, hava ulaştırma anlaşması yapılan ülke sayısı 81’den 175’e yükseldi; dış hat uçuş noktaları 60’dan 352’ye ulaştı. Bu rakamlar, yalnızca altyapı genişlemesini değil, “küresel aktarma merkezi” vizyonunun somut yansımalarını gösteriyor . Üçlü bağımsız pist sistemi, bu hedefi destekleyerek, İstanbul Havalimanı’nı sadece yolcu ve kargo trafiğinde Avrupa’nın en yoğun noktalarından biri haline getirmekle kalmıyor, aynı zamanda 240 milyon yıllık yolcu hedefinin de önünü açıyor .
Bu operasyon, Türkiye’nin havacılıkta teknoloji ve insan kaynağı ihracatı açısından da bir vitrin niteliği taşıyor. 500 kontrolöre verilip atcTRsim simülatöründe kazandırılan 4.500 saatin deneyimi, Singapur, Hong Kong ve diğer Asya ülkelerine sunulan teknik tanıtım ve eğitim programlarıyla uluslararası işbirliği fırsatlarına dönüşüyor. Böylece Türkiye, hem kendi havalimanlarını modernize ederken hem de danışmanlık ve eğitim hizmeti sunarak bölgesel liderlik pozisyonunu pekiştiriyor .
Diğer havalimanlarında benzer bir uygulamanın hayata geçirilmesi için şu adımlar kritik:
Hava Sahası Tasarımı ve Simülasyon: İstanbul’daki CONOPS modelinin yerel pist geometrileri ve hava sahası koşullarına uyarlanması; erken aşamada Eurocontrol tarzı Gerçek Zamanlı Simülasyon (RTS) testlerinin yapılması.
Teknik Altyapı Yatırımları: ADS‑B, multilaterasyon, TETRA telsiz ağı ve entegre dijital haritalama sistemlerinin kurulumu; pistler arası minimum ayrım şartlarının sağlanması.
İnsan Kaynağı Gelişimi: atcTRsim benzeri yerli veya uyarlanmış simülatörlerle kontrolör eğitimi; teorik ve uygulamalı eğitim saatlerinin uluslararası standartlarda belirlenmesi.
Regülasyon ve Onay Süreçleri: Ulusal sivil havacılık otoriteleri ve EASA/ICAO işbirliğinde, bağımsız pist işletimine dair emniyet analiz raporları ve uluslararası sertifikasyonun tamamlanması.
Bu dört aşamanın eksiksiz tamamlanması, hem mevcut mega hub’larda hem de yeni inşa edilen havalimanlarında kapasite yönetimini dönüştürecek; Türkiye tarafından geliştirilen modüler eğitim ve operasyonel kılavuzlar, dünya genelinde havalimanlarının pist verimliliğini artırma yolunda yaygınlaşmasını sağlayacaktır.