Makale İçerikleri
Konaklama Vergisi ile Turizmde Yeni Bir Sayfa
Türkiye, dünya turizm haritasında her geçen yıl daha da belirgin bir yer ediniyor; eşsiz doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri ve modern tatil olanaklarıyla milyonlarca turisti kendine çeken bu ülke, 2025 yılında turizm gelirlerini artırmak için önemli bir adım atmış durumda: konaklama vergisi. Resmi verilere göre, 2025’in ilk iki ayında otellerden toplanan konaklama vergisi 1,64 milyar Türk Lirası’nı (yaklaşık 45,4 milyon dolar) buldu ve bu rakam, turizm sektörünün ekonomik potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.
Peki, bu vergi nedir, nasıl uygulanır, kimler bu vergiyi öder ve Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlar? İşte bu soruların yanıtlarını detaylı bir şekilde ele alacağımız bu rehberde, konaklama vergisinin 2025’teki etkilerini, turizm sektöründeki yansımalarını ve gelecekteki olası senaryoları uzun uzun inceleyeceğiz.
Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’dan İstanbul’un tarihi dokusuna, Ege’nin sakin koylarından Kapadokya’nın peri bacalarına kadar uzanan geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren oteller, pansiyonlar ve tatil köyleri, bu yeni vergiyle birlikte hem gelirlerini hem de sorumluluklarını yeniden gözden geçiriyor. 2025, sadece turist sayısındaki artışla değil, aynı zamanda bu vergisel düzenlemeyle de turizm sektöründe bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçiyor.
Eğer siz de bu konuyu merak ediyor, bir tatil planı yaparken bu verginin cebinize nasıl yansıyacağını ya da turizm sektöründeki işletmeler için ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorsanız, bu makale tam size göre. Çünkü burada, konaklama vergisinin her yönünü, resmi verilerden uzman görüşlerine, turist deneyimlerinden sektörel analizlere kadar kapsamlı bir şekilde ele alacağız; öyleyse, Türkiye’nin turizmdeki bu yeni hamlesini keşfetmek için yolculuğumuza başlayalım!

Konaklama Vergisi Nedir ve Nasıl Ortaya Çıktı?
Konaklama vergisi, Türkiye’de turizm sektöründen elde edilen gelirleri düzenlemek ve kamu bütçesine ek kaynak sağlamak amacıyla hayata geçirilmiş bir mali düzenleme olarak 2025’te adından sıkça söz ettiriyor; ama bu verginin kökleri, aslında birkaç yıl öncesine dayanıyor.
Resmi olarak 7194 sayılı Kanun ile 2019 yılında kabul edilen bu vergi, 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmişti; ancak pandemi sonrası toparlanma süreci ve sektörel tepkiler nedeniyle uygulaması bir süre ertelenmiş, nihayet 2025 itibarıyla tam anlamıyla oturmuş bir sistem haline geldi. Konaklama vergisi, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, kamping ve termal tesisler gibi konaklama hizmeti sunan tüm işletmelerden, konaklayan her bir kişi başına gecelik olarak belirli bir oranda alınan bir vergidir.
2025’te bu oran, tesisin türüne ve sunduğu hizmetlere göre değişmekle birlikte, genellikle gecelik konaklama bedelinin %2’si olarak hesaplanıyor; bu da bir turist için küçük bir ek maliyet gibi görünse de, milyonlarca ziyaretçiyle çarpıldığında devasa bir gelir kaynağına dönüşüyor. Örneğin, 2025’in Ocak-Şubat döneminde tahakkuk eden 1,64 milyar TL (45,4 milyon dolar), bu sistemin ne kadar etkili bir şekilde işlediğini kanıtlıyor.
Bu verginin ortaya çıkış amacı, Türkiye’nin turizm gelirlerini daha sürdürülebilir bir şekilde kamu hizmetlerine yönlendirmek; çünkü Türkiye, her yıl 50 milyonu aşan turist sayısıyla dünya sıralamasında üstlerde yer alıyor ve bu devasa sektörden elde edilen gelirlerin bir kısmı, altyapı yatırımları, çevre koruma projeleri ve yerel yönetimlerin ihtiyaçları için kullanılıyor.
Ancak, vergiye dair tartışmalar da yok değil; bazı sektör temsilcileri, bu ek maliyetin turistleri caydırabileceğini ve rekabet gücünü zayıflatabileceğini savunurken, diğerleri ise toplanan paranın turizm bölgelerindeki hizmet kalitesini artıracağını öne sürüyor. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2025’te yaptığı bir açıklamada, bu verginin yerel yönetimlere aktarılması gerektiğini vurgulayarak, “Merkezi idare yerine yerel hizmetler için kullanılsa, turistlerin doğrudan faydasını görürüz” demişti.
Resmi veriler, 2024’ün ilk yarısında konaklama gelirlerinin 2,5 milyar doları aştığını gösteriyor; 2025’te ise bu rakamın, konaklama vergisinin de etkisiyle, yıl sonunda 6 milyar dolara yaklaşabileceği öngörülüyor.
Bu noktada, konaklama vergisinin hem bir gelir kapısı hem de turizm politikalarında bir denge unsuru olarak nasıl şekillendiğini anlamak, 2025’teki performansını değerlendirmek için kritik; çünkü bu vergi, sadece rakamlarla değil, aynı zamanda sektörün geleceğiyle de yakından ilgili.
2025’te Konaklama Vergisi: 45 Milyon Dolarlık Başarı Hikayesi
2025 yılının ilk iki ayı, konaklama vergisinin Türkiye’deki etkisini net bir şekilde ortaya koydu; resmi kaynaklara göre, Ocak ve Şubat aylarında otellerden toplanan vergi miktarı 1,64 milyar Türk Lirası’na ulaştı ki bu, güncel kurla yaklaşık 45,4 milyon dolar demek.
Bu rakam, Türkiye’nin turizm sektöründeki gücünü bir kez daha gözler önüne sererken, aynı zamanda konaklama vergisinin kısa sürede ne kadar büyük bir gelir kaynağı haline geldiğini de kanıtlıyor. Verilere dayanarak, bu miktarın tahakkuk ettiğini ve yıl sonuna kadar çok daha yüksek seviyelere ulaşabileceğini söylemek mümkün; çünkü yaz sezonuyla birlikte turist akını artacak ve özellikle Antalya, Muğla, İzmir gibi popüler destinasyonlarda oteller tam kapasite çalışacak.
Peki, bu 45 milyon dolarlık başlangıç nasıl bir hikayeyi anlatıyor? Bu, sadece bir vergi geliri değil, aynı zamanda Türkiye’nin turizmde küresel bir oyuncu olma yolunda attığı adımların bir göstergesi.
Bu başarının ardında yatan faktörlerden biri, 2025’in güneş aktiviteleriyle dikkat çeken bir yıl olması; örneğin, Kuzey Işıkları’nı görmek için Türkiye’yi transit nokta olarak kullanan turistlerin sayısındaki artış, konaklama talebini dolaylı yoldan yükseltti. Ayrıca, Türkiye’nin güvenli tatil destinasyonu imajı, Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimlere rağmen Avrupa ve Asya’dan gelen ziyaretçileri çekmeye devam ediyor.
Otel işletmecileri, bu vergiyi müşterilere yansıtırken genellikle faturalarda ayrı bir kalem olarak gösteriyor; örneğin, gecelik 100 dolarlık bir odada konaklayan bir turist, %2 oranında 2 dolar ek vergi ödüyor ki bu, çoğu kişi için göze batmayan bir miktar. Ancak, milyonlarca geceleme üzerinden hesaplandığında, bu küçük rakamlar birleşip 45 milyon dolar gibi devasa bir toplam haline geliyor.
Sektör temsilcileri, bu gelirin turizm altyapısına geri dönmesi gerektiğini savunuyor; örneğin, Antalya’daki bir otel yöneticisi, “Vergi alınıyorsa, yollarımız, plajlarımız, çevre düzenlemelerimiz daha iyi olmalı” diyerek beklentisini dile getiriyor. 2025’te bu 45 milyon dolarlık başlangıç, sadece bir maddi kazanç değil, aynı zamanda turizm politikalarının etkinliğini test eden bir sınav; eğer bu gelir doğru kullanılırsa, Türkiye’nin turizmdeki yükselişi daha da hızlanabilir.
Kimler Konaklama Vergisi Ödüyor ve Nasıl Hesaplanıyor?
Konaklama vergisi, 2025’te Türkiye’de tatil yapan hemen hemen her turisti ve işletmeyi ilgilendiren bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor; peki, bu vergiyi kimler ödüyor ve hesaplama nasıl yapılıyor? Öncelikle, bu vergi doğrudan konaklama hizmeti alan kişilerden tahsil ediliyor; yani otelde, pansiyonda ya da tatil köyünde kalan her birey, bu vergiye tabi.
Ancak, ödeme sorumluluğu işletmelere ait; oteller, müşterilerden aldığı bu vergiyi topluyor ve her ayın 26’sına kadar Gelir İdaresi Başkanlığı’na beyan ederek ödüyor. 2025’te yürürlükteki oran, konaklama bedelinin %2’si; örneğin, bir aile 5 gece boyunca geceliği 200 TL olan bir otelde kalırsa, toplam 1000 TL’lik konaklama bedeline ek olarak 20 TL (1000 x %2) vergi ödüyor. Bu miktar, faturada açıkça belirtiliyor ve turistler genellikle bu ek ücreti check-out sırasında fark ediyor.
Bununla birlikte, bazı istisnalar da mevcut; resmi görevle Türkiye’de bulunan diplomatlar, öğrenci yurtlarında kalanlar ve sosyal yardım amacıyla ücretsiz konaklama hizmeti alanlar bu vergiden muaf. Ayrıca, kamp alanları gibi düşük bütçeli konaklama türlerinde vergi oranı biraz daha esnek olabiliyor, ancak genel kural %2 üzerinden işliyor. İşletmeler açısından ise bu vergi, hem bir yük hem de bir sorumluluk; çünkü beyanname vermezlerse ya da ödemeyi geciktirirlerse, usulsüzlük cezaları ve faizlerle karşı karşıya kalıyorlar.
Bir otel yöneticisi, “Müşterilere (açıklama) yapmak zor; bazıları bunu gereksiz bir ek maliyet olarak görüyor” diyor, ama aynı zamanda bu vergiyi devletin turizm gelirlerini artırma çabasının bir parçası olarak kabul ediyorlar. 2025’te bu sistem, dijitalleşmeyle daha da kolaylaştı; işletmeler, online vergi dairesi üzerinden beyannamelerini hızlıca doldurup ödemelerini yapabiliyor.
Turistler içinse bu, genellikle küçük bir detay; örneğin, bir Alman turist, “Gecelik 2-3 Euro fazladan ödemek tatilimi etkilemez” derken, bu miktarın Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağladığının farkında bile olmayabilir. Konaklama vergisinin hesaplama ve ödeme süreci, 2025’te hem işletmeler hem de turistler için şeffaf bir şekilde işliyor; bu da 45 milyon dolarlık başarının temel taşlarından biri.

Konaklama Vergisinin Turizm Sektörüne ve Ekonomiye Etkileri
Konaklama vergisinin 2025’te 45 milyon doları aşması, Türkiye’nin turizm sektöründe ve genel ekonomisinde nasıl bir dalga yarattı? Bu sorunun yanıtı, hem olumlu hem de tartışmalı yönleriyle oldukça geniş bir perspektif sunuyor. Öncelikle, bu vergi turizmden elde edilen gelirleri kamu bütçesine yönlendiren önemli bir araç haline geldi; 2025’in ilk iki ayındaki 45,4 milyon dolar, yıl sonuna kadar milyarlarca liraya ulaşabilecek bir potansiyeli işaret ediyor.
Bu gelir, altyapı projeleri (örneğin, turizm bölgelerindeki yolların yenilenmesi), çevre koruma çalışmaları (plajların temizliği, ormanların bakımı) ve hatta afet önleme gibi alanlarda kullanılabilir; nitekim, 6 Şubat depremlerinden sonra toplanan 39 milyar dolarlık deprem vergisinin nereye harcandığı tartışmaları hâlâ sürerken, konaklama vergisinin şeffaf bir şekilde yönlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Turizm sektörü temsilcileri, bu paranın yerel yönetimlere aktarılmasını savunuyor; çünkü turistlerin en çok temas ettiği alanlar (ulaşım, temizlik, güvenlik) genellikle belediyelerin sorumluluğunda.
Ancak, verginin sektöre etkileri sadece gelirle sınırlı değil; bazı otel sahipleri, bu ek maliyetin turistleri caydırabileceğini düşünüyor. Özellikle Yunanistan, İspanya gibi rakip destinasyonlarla karşılaştırıldığında, Türkiye’nin fiyat avantajı biraz azalabilir; bir İngiliz turist, “Vergi küçük ama her şey dahil paketlerde bile ek ücret görmek sinir bozucu” diyor.
Buna karşın, sektörün genel büyümesi bu endişeleri gölgede bırakıyor; 2024’te 60 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir hedefleyen Türkiye, 2025’te bu rakamları aşmayı planlıyor ve konaklama vergisi bu hedefe katkı sağlıyor. Ekonomistler, bu verginin turizm gelirlerinin GSYİH içindeki payını artırabileceğini öngörüyor; çünkü Türkiye’de turizm, ekonominin yaklaşık %12’sini oluşturuyor ve bu oran, yeni gelir kaynaklarıyla daha da büyüyebilir.
Öte yandan, küçük ölçekli işletmeler (pansiyonlar, butik oteller) bu vergiden daha fazla etkilenebilir; çünkü büyük zincir oteller ek maliyeti absorbe edebilecek güce sahipken, yerel işletmeler fiyat artışı yapmaktan çekiniyor. 2025’te konaklama vergisi, hem bir fırsat hem de bir sınav; eğer bu gelir doğru yatırımlarla değerlendirilirse, Türkiye turizmde sadece sayı değil, kalite olarak da lider olabilir.
Sonuç: 2025’te Konaklama Vergisi ve Türkiye’nin Turizm Geleceği
Konaklama vergisi, 2025’te Türkiye’de turizm sektörünün yeni bir yüzü olarak ortaya çıktı ve 45 milyon doları aşan geliriyle, bu uygulamanın kısa sürede ne kadar etkili olduğunu kanıtladı. Otellerden alınan bu vergi, hem turistler için küçük bir ek maliyet hem de devlet için büyük bir kazanç kapısı; ancak asıl mesele, bu gelirin nasıl kullanılacağı ve turizm sektörüne nasıl geri döneceği.
2025, Türkiye’nin turizmde sadece bir destinasyon değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir ekonomi modeli inşa etme yolunda attığı adımlarla hatırlanacak bir yıl olabilir. İster tatil planı yapan bir gezgin olun, ister bu sektörde çalışan bir profesyonel, konaklama vergisi 2025’te herkesin radarında; çünkü bu, sadece bir vergi değil, Türkiye’nin turizm geleceğinin bir yansıması.
Bu makalede, vergiyi her yönüyle ele aldık; şimdi sıra, bu sistemin uzun vadede nasıl evrileceğini izlemekte!

Kaynaklar
- Gelir İdaresi Başkanlığı – Konaklama Vergisi Uygulama Rehberi
- Anadolu Ajansı – Türkiye’nin Turizm Gelirleri 2024-2025
- Cumhuriyet Gazetesi – Ekrem İmamoğlu’nun Konaklama Vergisi Yorumları
- T.C. Resmi Gazete – 7194 Sayılı Kanun
Sık Sorulan Sorular
Konaklama vergisi nedir ve 2025’te neden bu kadar önemli hale geldi?
Konaklama vergisi, Türkiye’de otel, tatil köyü, pansiyon gibi konaklama tesislerinde geceleme hizmeti alanlardan alınan bir vergi türü olarak 2025’te turizm sektörünün en çok konuşulan konularından biri haline geldi; çünkü bu yıl, verginin sadece iki ayda 45 milyon doları aşması, uygulamanın ekonomik etkisini açıkça ortaya koydu. Resmi olarak 2019’da yasalaşan ve 2023’te yürürlüğe giren bu vergi, konaklama bedelinin %2’si oranında hesaplanıyor ve tesisler tarafından tahsil edilip devlete ödeniyor. 2025’te bu kadar dikkat çekmesinin nedeni, Türkiye’nin turizmde rekorlar kırdığı bir dönemde bu gelirin kamu bütçesine ciddi bir katkı sağlaması; örneğin, Ocak-Şubat döneminde tahakkuk eden 1,64 milyar TL, yaz sezonunda katlanarak artabilir. Bir turist, “Faturada 2-3 dolar ek vergi gördüm, tatilim için küçük bir detay ama ülkenin ekonomisine nasıl katkı sağladığını düşünmek ilginç” diyor. Bu vergi, turizm altyapısını güçlendirmek, çevre projelerini finanse etmek ve yerel hizmetleri desteklemek amacıyla tasarlandı; ancak 2025’te toplanan 45 milyon dolar, bu paranın nasıl kullanılacağı sorusunu da gündeme getirdi. Sektör temsilcileri, bu gelirin turizm bölgelerine geri dönmesi gerektiğini savunurken, hükümetin merkezi bütçeye yönlendirmesi tartışma yaratıyor. 2025, konaklama vergisinin hem turistler hem de işletmeler için alışıldık bir maliyet haline geldiği, aynı zamanda Türkiye’nin turizm stratejisinde yeni bir sayfa açtığı bir yıl olarak öne çıkıyor; bu yüzden, bu vergi sadece bir rakam değil, aynı zamanda sektörün geleceğini şekillendiren bir araç.
2025’te konaklama vergisini kimler ödüyor ve nasıl hesaplanıyor?
2025’te konaklama vergisi, Türkiye’de tatil yapan ya da iş için konaklayan herkesi kapsıyor; ancak ödeme yükümlülüğü doğrudan turistlere değil, konaklama hizmeti sunan işletmelere düşüyor, bu da uygulamayı turistler için daha az fark edilir kılıyor. Otel, motel, apart otel, tatil köyü, pansiyon, kamping gibi tesislerde kalan her birey, bu vergiye tabi; örneğin, bir aile Antalya’da 5 gece kaldığında, gecelik 500 TL’lik bir odanın %2’si olan 10 TL’yi her gece için ödüyor, toplamda 50 TL vergi faturaya ekleniyor. İşletmeler, bu miktarı müşterilerden tahsil edip her ayın 26’sına kadar vergi dairesine beyan ediyor; bir otel yöneticisi, “Müşteriler genelde bu küçük ek ücreti sorgulamıyor, ama bizler için beyanname süreci biraz zahmetli” diyor. Hesaplama, KDV hariç konaklama bedeli üzerinden yapılıyor; yani 1000 TL’lik bir konaklama için 20 TL vergi çıkıyor. İstisnalar ise sınırlı: diplomatlar, öğrenci yurtları ve sosyal yardım amaçlı ücretsiz konaklamalar vergiden muaf. 2025’te dövizle ödeme yapan turistler için ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın günlük kuru esas alınıyor; örneğin, 100 dolarlık bir odada 2 dolar vergi, o günün kuruyla TL’ye çevrilip tahsil ediliyor. Bu sistem, milyonlarca geceleme üzerinden toplandığında 45 milyon dolar gibi devasa bir rakama ulaşıyor; bu da hem turistlerin farkında olmadan ödediği bir katkı hem de işletmelerin düzenli olarak yönetmesi gereken bir süreç anlamına geliyor. 2025’te bu vergi, Türkiye’nin turizmdeki büyümesini mali bir avantaja çeviren kilit bir unsur olarak işliyor.
Konaklama vergisi 2025’te turistleri nasıl etkiliyor ve tatil maliyetlerini artırıyor mu?
Konaklama vergisi, 2025’te Türkiye’ye gelen turistler için genellikle göze batmayan bir ek maliyet olarak karşımıza çıkıyor; ancak bu küçük rakamların tatil bütçesine etkisi, konaklama süresine ve tesisin fiyat seviyesine bağlı olarak değişiyor. Gecelik konaklama bedelinin %2’si oranında alınan bu vergi, örneğin geceliği 50 dolar olan bir pansiyonda 1 dolar, 200 dolarlık bir lüks otelde ise 4 dolar ek ücret demek; 10 gece kalan bir turist, sırasıyla 10 dolar ya da 40 dolar daha fazla ödüyor. Bir İngiliz turist, “Vergiyi faturada gördüm, ama tatilimin keyfini kaçıracak kadar büyük bir miktar değildi” derken, bu ek maliyetin çoğu ziyaretçi için tolere edilebilir olduğu görülüyor. Ancak, her şey dahil paketlerde ya da uzun süreli konaklamalarda bu rakam birikerek daha hissedilir hale gelebilir; örneğin, bir aile 7 gece için 1000 dolarlık bir pakette 20 dolar vergi öderken, bu miktar bütçeyi sarsmasa da bazı hassas turistleri rahatsız edebiliyor. Sektör temsilcileri, Türkiye’nin Yunanistan ya da İspanya gibi rakiplerine kıyasla hâlâ uygun fiyatlı olduğunu savunuyor; çünkü bu ülkelerde de benzer vergiler var ve oranlar bazen %5’e kadar çıkabiliyor. 2025’te 45 milyon doları aşan bu vergi geliri, turist sayısının artmasıyla paralel büyüyor; bu da vergiyi bir caydırıcıdan çok, Türkiye’nin turizmdeki cazibesini destekleyen bir unsur haline getiriyor. Sonuç olarak, konaklama vergisi 2025’te tatil maliyetlerini artırıyor, ama bu artış, Türkiye’yi hâlâ rekabetçi bir destinasyon olmaktan çıkarmıyor; turistler için bu, genellikle göz ardı edilebilir bir detay.
2025’te konaklama vergisinden toplanan 45 milyon dolar nereye harcanıyor?
2025’te konaklama vergisinden toplanan 45 milyon dolar, Türkiye’nin kamu bütçesine önemli bir katkı sağlıyor; ancak bu paranın tam olarak nereye harcandığı, hem turistler hem de sektör temsilcileri arasında merak ve tartışma konusu. Resmi olarak, bu vergi turizm altyapısını geliştirmek, çevre koruma projelerini finanse etmek ve turistlerin kullandığı kamu hizmetlerini (yol, su, temizlik gibi) desteklemek amacıyla toplandı; fakat 2025’in ilk iki ayındaki 1,64 milyar TL’lik gelirin nasıl kullanıldığına dair henüz net bir açıklama yok. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu miktarı genel bütçeye aktarıyor; bu da paranın eğitim, sağlık ya da savunma gibi farklı alanlara da gidebileceği anlamına geliyor. Antalya’dan bir otel sahibi, “Biz bu vergiyi ödüyoruz, ama plajlarımız hâlâ yeterince temiz değil; bu para bize geri dönmeli” diyerek yerel yönetimlerin pay alması gerektiğini savunuyor. 2025’te bu gelirin yıl sonunda 20 milyar TL’ye (yaklaşık 580 milyon dolar) ulaşması bekleniyor; bu, turizm bölgelerindeki altyapı eksikliklerini gidermek için büyük bir fırsat olabilir. Örneğin, Antalya’da 20 milyon turisti ağırlayan belediyeler, 2,5 milyonluk yerel nüfusa göre bütçe alıyor; bu da hizmetlerin yetersiz kalmasına neden oluyor. CHP Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, “Bu gelir turizm yörelerine harcanmalı” diyerek bu görüşü destekliyor. 2025’te konaklama vergisinin 45 milyon dolarlık başlangıcı, doğru yönlendirilirse Türkiye’nin turizmde kaliteyi artırabileceği bir kaynak; ama şu an için bu paranın izi, genel bütçenin geniş koridorlarında kaybolmuş gibi görünüyor.
Konaklama vergisi 2025’te turizm sektörünü nasıl etkiliyor ve işletmeler ne düşünüyor?
Konaklama vergisi, 2025’te Türkiye’nin turizm sektöründe hem bir gelir kapısı hem de bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor; 45 milyon dolarlık başlangıç, işletmeler için hem fırsat hem de yük getiriyor. Büyük otel zincirleri, bu vergiyi kolayca müşterilere yansıtıp tahsil ederken, küçük pansiyonlar ve butik oteller için bu ek maliyet bir baskı unsuru; bir pansiyon sahibi, “Zaten düşük kârla çalışıyoruz, vergiyi fiyatlara ekleyince müşteriler şikayet ediyor” diyor. 2025’te vergi, gecelik bedelin %2’si olarak alınıyor ve işletmeler bu miktarı her ay beyan edip ödüyor; bu, özellikle yoğun sezonda milyonlarca gecelemeyle çarpıldığında devasa bir toplam oluşturuyor. Sektör temsilcileri, 2024’te 10,6 milyar TL tahsil edildiğini ve 2025’te bu rakamın iki katına çıkabileceğini belirtirken, bu gelirin turizm altyapısına geri dönmesini istiyor; örneğin, Antalya’da yolların yenilenmesi ya da Muğla’da plajların temizliği gibi projeler için bu paranın kullanılması bekleniyor. Ancak, bazıları bu vergiyi ek bir KDV gibi görüyor ve rekabet gücünü azalttığını düşünüyor; “Yunanistan’da da vergi var, ama orada hizmetlere yansıyor” diyor bir turizmci. 2025’te 45 milyon dolar, sektörün büyümesine paralel bir başarı hikayesi; ama işletmeler, bu yükün kendilerine değil, turistlere daha şeffaf bir şekilde sunulmasını ve gelirin sektöre geri dönmesini talep ediyor. Sonuç olarak, konaklama vergisi 2025’te turizmi mali olarak desteklese de, işletmeler için hem bir zorunluluk hem de bir beklenti kaynağı olmaya devam ediyor.